Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yapılanırken Türkiye her alanda farkını ve gücünü ortaya koyuyor” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam’da AK Parti 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ve yarın gerçekleştirecekleri çalışma oturumlarında, meclis faaliyetlerinden güvenlik ve dış politikaya, ekonomiden tarım ve enerjiye kadar pek çok başlığı sunumlar, soru ve cevaplarla ele alacaklarını söyledi.
Toplantının, AK Parti, Türkiye ve millet için hayırlara vesile olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biliyorsunuz, en son İstişare ve Değerlendirme Toplantımızı 2019 Ekim’inde yapmıştık. Salgın döneminde toplantılarımıza mecburen ara verdik, hamdolsun ülke ve millet olarak bu sıkıntılı süreci en az kayıpla geride bıraktık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 teşhisi ile hayatını kaybeden yaklaşık 99 bin vatandaşa Allah’tan rahmet diledi, hastalığı geçirenlere de geçmiş olsun dileğinde bulundu.
Türkiye’nin Kovid-19 salgını ile mücadelesine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu zorlu süreçte sergilediği dirayetli duruş, ülkemize 20 yılda kazandırdığımız hizmet ve eserlerin önemini bir kez daha göstermiştir. Ülkemizin son 20 yıldaki kazanımları her alanda hayatımızın ayrılmaz birer parçası hâline geldiği için çoğunun altında kendi imzamızın olduğunu dahi unutmaya başladık. Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür derler” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, millete verilen hizmetlerin her fırsatta hatırlanması ve hatırlatılması gerektiğini belirterek “İktidara gelirken milletimize ‘Ülkemizi dört temel unsur üzerinde yükselteceğiz’ dedik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri. Bunun içinde her zaman eserlerimizi ve hizmetlerimizi anlatmaya bu sırayla başlıyoruz” dedi.
Son 20 yılda Türkiye’ye kazandırdıkları asırlık eser ve hizmetlerin kısa bir özetini paylaşacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz 20 yılda eğitimde yükseköğretim dâhil toplam eğitim bütçemizi yılda 10,3 milyar liradan 274,3 milyar liraya çıkardık. Derslik sayımızı 343 binden 611 bine yükselttik. Hükûmete geldiğimizde 526 bin öğretmen varken biz bugüne kadar toplam 730 bin yeni öğretmen ataması yaptık. Öğrencilerimize 2003 yılından beri toplam 4 milyar adet ders kitabını her eğitim-öğretim yılı başında masalarında olacak şekilde ücretsiz olarak verdik. Artık ders kitapları ile birlikte yardımcı kaynakları da öğrencilerimize ücretsiz dağıtmaya başlıyoruz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Maarif Vakfı vasıtasıyla 49 ülkede 406 okul, bir yükseköğretim kurumu, 21 eğitim merkezi ve 44 yurt ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürdüklerini anımsatarak şunları söyledi: “İktidarı devraldığımızda 76 olan üniversite sayımız, bugün 208’e ve 81 vilayetimizin tamamında 70 bin olan akademik personel sayımız 185 bine, 1,5 milyon olan üniversite öğrencisi sayımız bunun altını özellikle çiziyorum 8,3 milyona çıktı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sağlıkta farklı kurumlara bağlı hastaneleri birleştirerek sağlık sigortasını neredeyse nüfusumuzun tamamını kapsayacak şekilde genişleterek tarihî bir reforma imza attık. Bunun yanında hastane yatak sayımızı 164 binden 258 bine, nitelikli yatak sayımızı 19 binden 165 bine yükselttik. Açtığımız toplamda 25 bin 298 yatak kapasiteli 19 şehir hastanemizle birlikte hizmet kalitesini yükselttik. Toplamda 18 bin 794 yataklı 14 şehir hastanemizin inşası ikisinin ise ihale ve proje çalışmaları devam ediyor. Son dönemde devlet hastanelerindeki sağlık hizmetleri konusunda muayene randevularındaki gecikmeler başta olmak üzere sistemdeki kimi aksaklıklar ile ilgili şikâyetler gelmeye başladı. Salgının bitmesiyle bu sorunları hemen gündemimize aldık, süratle çözümünü sağlayacak adımları atıyoruz.”
Gençlik ve spor alanında, gençlik merkezi sayısını dokuzdan 407’ye, spor tesisi sayısını bin 575’ten 4 bin 127’ye çıkardıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim yurt yatak kapasitesini 182 binden 746 binin üzerine, yükseköğrenim burs ve kredi tutarını öğrencileri için aylık 45 liradan 850 liraya, yüksek lisans öğrencileri için aylık 90 liradan bin 700 liraya, doktora öğrencileri için aylık 135 lirayı 2 bin 550 liraya yükselttiklerini hatırlattı.
“TOPLAM İSTİHDAM SAYISI 30 MİLYONU GEÇTİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile ve sosyal hizmetler alanında son 20 yılda toplam 522 milyar liranın üzerinde sosyal yardım yardım yaptıklarına işaret ederek şunları kaydetti: “Kamuda 192 bin yeni engelli kardeşimizi istihdam ettik. Şiddet önleme ve izleme merkezleri şönimleri 81 ilimizde faaliyete geçirdik. Son 10 yılda kadın konukevlerinde toplam 325 bin kadınımız ve 190 bin çocuğumuz misafir oldu. Çalışma ve sosyal güvenlikte 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücret bugün 4 bin 253 liraya ulaştı. İstihdamda 2002 yılında 12 milyon olan aktif sigortalı sayımız bugün 24 milyon 504 bini bulurken, toplam istihdam sayısı 30 milyonu geçti.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde 9 bin 349 olan hâkim savcı sayısını, bu yıl itibarıyla 22 bin 709 dokuza yükselttiklerini, mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 91, idari yargıda yüzde 42 artırarak davaların sonuçlanma süresini hızlandırdıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, inşa ettikleri 276 adalet hizmet binasıyla yargı faaliyetlerinin yapılan işin önemine uygun mekânlarda yürütülmesini sağladıklarını dile getirerek merdiven altı adaletçiliğe son verdiklerini kaydetti.
İçişleri alanında, valilikleri ve kaymakamlıkları yetkiden bütçeye kadar her alanda güçlendirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yerel yönetim mevzuatlarında yaptığımız düzenlemelerle mahalli idare sistemimizi günümüz ihtiyaçlarına cevap verecek seviyeye çıkardık. Muhtarlarımızı özlük haklarından çalışma binalarına kadar her alanda destekledik. Düzensiz göçle mücadele için 16 bin kişi kapasiteli 26 geri gönderme merkezi kudurduk. Suriye’de derinleşen insanlık dramına karşı sınır ötesi harekâtlarımızın başladığı günden bugüne oluşturduğumuz güvenli bölgelere, 500 binin üzerinde Suriyeli kardeşimizin geri dönmesini sağladık.”
Türk milleti için güçlü bir orduya sahip olmanın tarih boyunca hep olageldiği gibi bugün de bir tercih değil mecburiyet olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Uzunca bir süre ordumuzu içten içe çürütmek, ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışında vücut bulan vatan müdafaasında zafiyete düşürmek, tarihiyle ve kadim değerleriyle bağını koparmak için her yola başvurdular. Bunun için her dönem farklı araçlar, farklı kişiler kullandılar. En son FETÖ ihanet çetesinin ordumuz içindeki elemanlarıyla bu emellerine ulaşmaya çalıştılar. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu büyük ihanet oyununu bozduk.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’den temizlediğimiz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi personel temini ve eğitiminden silah gücüne kadar her alanda dünyanın en modern orduları arasına katacak adımları attık. Bu sayede Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı harekâtları ve Nisan ayında başlattığımız Pençe-Kilit Operasyonu ile güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik. Hem güney sınırlarımızdaki güvenlik hattımızın eksiklerini yeni harekâtlarla tamamlayacak hem de karasıyla, deniziyle, havasıyla tüm kuvvetlerimizi her türlü göreve hazır hâle getirecek çalışmaları titizlikle yürütüyoruz” dedi.
“ÜLKEMİZİN HER KARIŞINA MÜHRÜMÜZÜ VURDUK”
AK Parti hükûmetleri döneminde, milletin hayatında en büyük kolaylıkları sağladıkları alanlardan birinin ulaştırma olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 bin 100 kilometreden devraldıkları bölünmüş yol mesafesini 28 bin 550 kilometreye, bin 710 kilometreden devraldıkları otoyol uzunluğunu 3 bin 532 kilometreye çıkardıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinden sonra Türkiye’deki kara yolu tünel sayısını 83’ten 466’ya, tünel uzunluğunu 50 kilometreden 651 kilometreye, köprü ve viyadük uzunluğunu 311 kilometreden 724 kilometreye yükselttiklerini ifade ederek şunları kaydetti: “Son 20 yılda ülkemizin dört bir yanında hizmet aldığımız Osmangazi, Yavuz Sultan Selim, Adıyaman-Nissibi, Elazığ-Ağın Tohma, Hasankeyf-2, Çanakkale 1915 köprüleriyle; Bolu Dağı, Avrasya, Ilgaz 15 Temmuz İstiklal, İzmir Konak, Erkenek, Cankurtaran, Sabuncubeli, Ovit, Kızılcahamam-Çerkeş, Salarha, Pirikayalar tünelleriyle, İstanbul-Bursa-İzmir, Kuzey Marmara, Menemen-Aliağa-Çandarlı, Ankara-Niğde, Kınalı-Tekirdağ, Çanakkale-Savaştepe otoyollarıyla, daha burada saymakla bitiremeyeceğimiz nice eserlerimizle ülkemizin her karışına mührümüzü vurduk. Toplam bin 213 kilometre hızlı tren hattı, 2 bin 74 kilometre demiryolu ağır, 8 bin 453 kilometre elektrikli ve sinyalli hat inşa ederek 21 bin 590 kilometre demiryoluyla demir yollarımızı âdeta yeniden ayağa kaldırdık.”
Hava yollarında yapılan yatırımlara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidara geldiklerinde 26 olan havaalanı sayısını 31 ilaveyle 57’ye çıkardıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi tüm vatandaşlarımız hangi şehre giderse gitsin indiği zaman havaalanına veya havalimanına, oradan evine ortalama yarım saatte ulaşma imkânına sahip. Modern bir hayat yaşamayı, medeni bir hayat yaşamayı işte attığımız bu adımlarla sağladık” diye konuştu.
Denizcilikte de tersane sayısını 37’den 84’e, yat bağlama kapasitesinin 8 bin 500’den 18 bin 545’e yükselttiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgi ve iletişim teknolojilerinde ise 2002 yılında sadece 3 bin olan geniş bant abone sayısının 87,5 milyona, elektronik devlet kullanıcısının da 57,6 milyona ulaştığını söyledi.
Çevre ve şehircilik alanındaki yatırımlara da dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Son 20 yılda atık su arıtma tesisi sayısı 145’ten bin 176’ya ve atık su arıtma hizmeti verilen belediye nüfusu yüzde 35’ten yüzde 90’a çıkarttık. Kentsel dönüşüm kapsamında 59 ilimizde 277 riskli alanda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 446 millet bahçesi projemizden 128’ini tamamladık. 126 millet bahçemizin yapımı, 192’sinin ise ihale, proje ve yer seçim süreci devam ediyor. TOKİ eliyle toplam 1 milyon 100 bin konut ürettik, 3 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. İnşallah yakında bu konuda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda çiftçilere 183 milyar lira tutarında tarımsal destek verdiklerini belirtti.
Tarımsal gayri safi yurtiçi hasılayı yaklaşık 37 milyar liradan 407 milyar liraya yükselttiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman varlığını da 21 milyon hektardan 23 milyon hektara çıkardıklarını; baraj sayısını 276’dan 930’a, hidroelektrik santral sayısını 97’den 730’a, içme suyu tesisi sayısını 84’ten 370’e, sulama tesisi sayısını bin 764’ten 3 bin 325’e, taşkın koruma tesisi sayısını 5 bin 18’den 10 bin 267’ye ulaştırdıklarını belirtti.
Milletin refahını yükseltmeye yönelik hazine ve maliye politikaları sayesinde millî geliri 238 milyar dolardan 1 trilyon dolar sınırına kadar getirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: “Şayet, Gezi olaylarıyla başlayan ve ardı ardına devam eden ihanetlerin ülkemize kur, faiz, enflasyon şer üçgeni üzerinden ödettiği ağır bedeler olmasaydı bugün 1,5 trilyon doları bulan bir millî gelirle çok farklı bir yerde olacaktık. Sahnede ülkemiz aleyhine hangi oyun sergilenirse sergilensin gerisinde bunu destekleyecek bir ekonomik sabotaj mutlaka vardır. Buna rağmen ülkemize, ne siyasette ne ekonomide diz çöktürülmesine izin vermedik, vermeyeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin şehit kanlarıyla heba edilen kaynaklarıyla kaybedilen vaktiyle ödediği bedellerde payı olan herkesin yakasına yapışmak boynumuzun borcudur. PKK’yla mücadelemizin de FETÖ’nün üzerine tavizsiz gidişimizin de CHP ve şürekâsına karşı siyaset zemininde verdiğimiz sert mücadelenin de sebebi, milletimize olan işte bu borcumuz, işte bu sorumluluğumuzdur” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımıza çıkarılan aktörlerin birer aparat, yürütülen kampanyaların birer proje olduğunu biliyor; asıl mücadeleyi, bu aparatların yularını ellerinde tutanlara, projelerin gerçek sahiplerine karşı veriyoruz. Biz ‘başaramayacaksınız’ diye meydan okudukça üzerimize yeni yöntem ve araçlarla gelmeyi sürdürenlere diyoruz ki, bu milletin son ferdi de toprağa düşmeden sinsi senaryolarınızı hayata geçiremeyeceksiniz. Biz istiklal ve istikbal diyerek mücadele bayrağını yükselttikçe ayağımıza taktıkları çelmeleri artıranlara diyoruz ki, bu milletin son ferdi de şehit olmadan aziz vatanımızın tek karış toprağını kirletemeyeceksiniz. Biz ‘büyük ve güçlü Türkiye’ diyerek hedeflerimize kilitlendikçe eşi benzeri görülmemiş bir kin ve nefretle üzerimize saldıranlara diyoruz ki, son ferdi de nefesini tüketmede bu milleti esir alamayacaksınız.”
Türkiye’nin ekonomide geldiği yerin de yaşadığı kayıpların da bu perspektiften değerlendirmek gerektiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Tabii onların göremedikleri, fark etseler bile anlayamadıkları bir gerçek var. Bu gerçek, Türkiye’nin potansiyelinin ve gücünün kâğıt üzerindeki ölçeklerin çok üzerinde olduğudur. Eğer biz kâğıt üzerindeki hesaplara kalsaydık ne vesayetle mücadelemizi başarıya ulaştırabilirdik ne terörle mücadelemizi zaferle neticelendirebilirdik ne darbecileri bozguna uğratabilirdik ne de uluslararası ayak oyunlarıyla baş edebilirdik. Biz milletimize güvendiğimiz, ülkemize inandığımız, inancımızdan şüphe duymadığımız için 20 yıldır Allah’a hamdolsun ayaktayız. Hani ‘komünistin komünistliği parayı buluncaya, ateistin ateistliği uçak sallanıncaya kadardır’ derler ya aparatları ve ağababalarıyla bunların havası da milletin önüne çıkıncaya kadardır. Onun için hep ne diyoruz, elbette ihtiyatı ve tedbiri elden bırakmadan biz kimin ne dediğine ne yaptığına bakmadan kendi işimizi yapacağız, kendi işimizi Allah’ın izniyle yürüteceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin toplam yatırım miktarını 70 milyar liradan 2 trilyon lira seviyesine kadar yükselttiklerini belirtti.
Hafta başı açıklanan 2022 yılı ilk çeyrek büyüme verilerine göre, dünya küçülürken Türkiye’nin büyümesinin yüzde 7,3 olarak gerçekleştiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticarette 36 milyar dolar olan ihracatı 225,2 milyar dolara ulaştırdıklarını, yılsonu hedefinin ise 250 milyar dolar olduğunu kaydetti.
“SAVUNMA SANAYİİNDE İHRAÇ EDİLEN ÜRÜN ÇEŞİDİNİ 228’E YÜKSELTTİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticaret hacminin 87,6 milyar dolardan 500 milyar dolar sınırına dayandığını ve ihracat yapan firma sayısının 33 bin 523’ten yaklaşık 3 kat artışla 101 bin 361’e çıktığını aktararak, “Hani diyorlar ya ‘kepenkler iniyor’ falan. İşte bak ben size resmî rakam veriyorum” ifadesini kullandı.
Dışişlerinde 163’ten aldıkları dış temsilcilik sayısını, 253’e ulaştırarak temsil ağını güçlendirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Savunma sanayiinde her biri ayrı öneme sahip projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 75 milyar dolara yükselttik. Göreve geldiğimizde savunma sanayiinde yerli oranımız yüzde 20’ydi, şimdi yüzde 80. Bak nereden nereye geldik? Batı bize savunma sanayiiyle ilgili istediklerimizi vermezken artık şimdi biz Batı’ya ihraç eder hâle geldik. Bu alandaki ihracatımızı 248 milyon dolardan aldık, geçtiğimiz yıl 3 milyar 224 milyon dolar ile rekoru kırdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere savunma sanayiinde ihraç edilen ürün çeşidinin 228’e yükseldiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: “Birileri diyor ki ‘Amerika’da bir ofis açsanız’ Gerek yok, şu anda zaten onlar buraya geliyor. Şu an itibarıyla Türkiye sürekli kapısına gelinen ve ‘Bize de yok mu?’ denilen ülke hâline geldi. Sanayi ve teknolojide 142 yeni organize sanayi bölgesi, 25 endüstri bölgesi, 87 teknopark kurarak üretim altyapımızı genişlettik. Millî Uzay Programımızı oluşturduk. 2023 yılında bir Türk vatandaşının uluslararası uzay istasyonuna gönderilmesi sürecini başlattık. Yerli otomobilimiz üretim aşamasına geçmek üzere, inşallah yakında yollarda göreceğiz.”
“ESERLERİMİZİN VE HİZMETLERİMİZİN LİSTESİ, GÜNLERCE ANLATSAK BİTMEYECEK UZUNLUKTADIR”
Enerjide, toplam kurulu gücü 31 bin 846 megavattan 100 bin megavat sınırına kadar çıkardıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de 540 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettiklerini, yerli ve yenilenebilir enerji üretimine yaptıkları yatırımlarla Türkiye’nin dışa bağımlılığını aşama aşama azalttıklarını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kültürde dünya mirası listesinde olan varlık ve alan sayısını dokuzdan 19’a, yurt dışından getirilen eser sayısını 2 bin 525’ten 9 bin 30’a, kazı sayısını 57’den 146’ya yükselttiklerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Turizmde salgın şartlarına rağmen geçtiğimiz yıl turist sayımızı 30 milyonun üzerine, turizm gelirlerimizi 24,5 milyar dolara ulaştırdık. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz vasıtasıyla restore edilen eser sayımızı 46’dan 5 bin 680’e çıkardık. TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, YTB, AFAD, TRT gibi kurumlarımız vasıtasıyla ülkemizin sesini ve nefesini tüm dünyada duyuruyoruz. Eserlerimizin ve hizmetlerimizin listesi, saatlerce, günlerce anlatsak bitmeyecek uzunluktadır. Dizi filmlerimiz artık dünyanın değişik ülkelerinde izlenme rekorları kırıyor, bu noktaya geldik. Sadece 2022 yılı içinde yaptıklarımızı şöyle ana hatlarıyla bir gözümüzün önünden geçirmek bile bize çok şey anlatır.”
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Uçak Üretim Tesisi’ni hizmete açtıklarını, Konya-Karaman hızlı tren hattını hizmete sunduklarını, organize sanayi bölgeleri mesleki eğitim merkezlerinin toplu açılışını yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Test, eğitim ve istihbarat gemimiz Ufuk’un hizmete giriş törenine katıldık. Aydın Söke’de ülkemizin en büyük kâğıt fabrikasını hizmete açtık. Giresun Dereli’de afet konutlarını hak sahiplerine teslim ettik. Boğazlara taktığımız dördüncü gerdanlık olan 1915 Çanakkale Köprüsü’nü hizmete sunduk. Tokat Havalimanı’nın hizmete açılış törenine katıldık. Malatya çevre yolunu canlı bağlantıyla hizmete açtık. Phaselis Tüneli’nin açılışını canlı bağlantı ile yaptık. Pınarhisar ve Çakıllı çevre yollarının açılış törenine canlı bağlantı ile iştirak ettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib’de ve diğer güvenli bölgelerde yapımına başlanan 100 bin briket evden tamamlanan 57 bininin açılış törenine mesajla katıldığını anımsatarak özel eğitim okullarına malzeme dağıtımı töreninde engelliler ve sporcularla buluştuğunu söyledi.
Deniz üzerine inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı’nın açılış törenine de katıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış törenini Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri’nin temelinin atıldığını, yerli ve millî denizaltıların havuza çekme ve ilk kaynak törenlerine katıldıklarını anımsatarak şöyle devam etti: “Artık bize bir akıncı mesafesinde bulunan can Azerbaycan’da TEKNOFEST kuşağı gençlerimizin ‘2 devlet, 1 millet, 1 festival’ ruhu ile nasıl kucaklaştığına hep birlikte şahit olduk. Azerbaycanlı kardeşlerimizin 28 Mayıs Bağımsızlık Günü’nü her açıdan göz kamaştırıcı bir teknoloji şöleniyle taçlandırdık. Geçtiğimiz hafta sonunda İstanbul’un fethinin 569’uncu yıl dönümünün coşkusunu Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesi ile milletimizle birlikte yaşadık. Bu havalimanında hamdolsun o gün İstanbul’daki birçok engelleyici trafik şartlarına rağmen -verilen resmî rakamı söylüyorum- 560 bin kişinin katılımıyla fetih şenliğini gerçekleştirdik.”
Daha pek çok şehirde katıldıkları toplu açılış törenleri, Ankara ve İstanbul’daki sayısız programla millete hizmet ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanlıkların son 20 yıllık faaliyetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi içeren dosyaların AK Parti Genel Sekreterliği tarafından elektronik ortamda teşkilatlara gönderildiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli olanın yapılan çalışma ve hizmetlerin unutulmaması ve hatırlanmasının sağlanması olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: “Rabbim bize şöyle emrediyor, ‘Gevşemeyin, hüzünlenmeyin, eğer inanıyorsanız üstün olan muhakkak sizsiniz’ Yine Rabbimiz bize ‘İnsan için ancak çalıştığı kadarı vardır’ diyor. Üstünlüğün takvada, aynı şekilde çok çalışmakta, çok eser ve hizmet üretmekte olduğunu bilerek, gecemizi gündüzümüze katmak suretiyle milletimizin gönlünü kazanmaya bakacağız. Bizimle eser ve hizmet siyasetinde yarışamayanların işi yalan ve iftiraya dökmesinin sebebini ancak işte bu şekilde milletimize gösterebiliriz. Partimizin kuruluşundan bugüne bu eser ve hizmetlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen tüm kardeşlerimi şükranla yâd ediyor, ebedî âleme uğurladığımız kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.”
Türkiye’yi eserlerle donatmanın, millete aşkla hizmet etmenin mücadelesini verirken, “siyasetin cilvesi” diyebilecekleri bazı kişiler ve konularla uğraşmak mecburiyetinde kaldıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: “Türk siyasi tarihinin en ağır, en eziyetli, katlanması en zor cilvesi maalesef bize, bizim dönemimize denk geldi. Bu talihsiz cilvenin adı Kılıçdaroğlu’dur. Karşımızda öyle bir karakter var ki ciddiye alsak ciddiye alınacak tarafı yok. Gülüp geçsek gülünecek tarafı yok. Biz de çoğunlukla yok saymayı tercih ediyoruz. Kendisini uzunca bir süre yok saydığımızda da arsızlara özgü bir cesaretle yalanın, iftiranın, zırvanın dozunu sürekli yükseltiyor. Biz de mecburen bu zatı ara ara paçasından tutup aşağıya çekmek durumunda kalıyoruz. Yine böyle bir mecburiyetle karşı karşıyayız. CHP’nin başındaki zat, güya bizim geçtiğimiz salı günü AK Parti Meclis Grubu Toplantımızda sorduğumuz sorulara cevap vermiş. Sonra da yine güya bize 10 soru sormuş. Bizim sorularımıza verdiği cevapların her satırından, bu zatın hep işaret ettiğimiz sinsiliği, riyakârlığı, kifayetsizliği buram buram tütmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Birinci sorum olan ‘Hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütlerini lanetleyip lanetlemeyeceğine’ verdiği cevaptaki örgüt ilişkilerinden devletin terörle mücadele taktiklerine kadar tüm göndermeler, Türkiye’yi birilerine gammazlayan, hatta el altından müdahaleye çağıran alçakça tuzaklarla bezelidir. İkinci sorum olan, ‘Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı yürüttüğü sınır ötesi harekâtlarını destekleyip desteklemediklerini’, yabancı postal gibi yapılan işlerle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir iğrençliği karıştırarak kirli zihnindeki hezeyanları bir kez daha sergilemiştir. Üçüncü sorum olan ‘İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında devletinin izlediği politikaların yanında olup olmadığına’ verdiği cevap sadece bu mücadelemizde karşımızda olanları sevindirecek bayağılıktadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kılıçdaroğlu’nun dördüncü soru olan ‘Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de yürüttüğü mücadelede kimin safında olduğu’ hususuna verdiği cevapla ülkesinin değil Rumların ve onları Türkiye’nin üzerine salanların yanında yer aldığını tekrar gösterdiğini vurgulayarak, “Beşinci sorum olan ‘Dünyanın, küresel krizin ekonomik boyutunun ülkemize etkilerine karşı sürdürdüğümüz mücadeleye destek verip vermediğine’, olup bitenlerden hiçbir şey anlamadığı için Türkiye’nin başındaki en büyük felaketin kendisi olduğunu gösterecek basitlikte bir cevap vermiştir” dedi.
“Altıncı sorum olan ‘Yalanı ve iftirayı bir kenara bırakıp bırakmayacağına’ tam da kendi karakter fukarası tarzına yakışır şekilde aynı yalanları ve iftiraları tekrarlayarak cevap vermiştir” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yedinci sorum olan ‘Siyasi stratejilerini yabancı ülke temsilcilerine hatırlatmak veya hazırlatmak ve onaylatmaktan vazgeçip geçmeyeceğine’ yine bu mahfillerin telkin ettiği şekilde inkârla cevap vermiştir. Sekizinci sorum olan ‘Bu toprakların tüm değerleri, sembolleri, birikimleri ve kazanımlarıyla, asil bir evladı gibi hareket etmeyi kabul edip etmeyeceğine’, asil değil sefil bir şahsiyet olduğunu göstererek cevap vermiştir. Dokuzuncu sorum olan ‘Partisi içindeki her türden terör örgütü destekçisini, her türden hırsızı, tacizciyi, tecavüzcüyü, istismarcıyı tasfiye etmeyi düşünüp düşünmediğine’, tüm bu rezilliklere üstünü örterek ortak olduğunu ikrar ederek cevap vermiştir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onuncu sorum olan ‘Yüreği yetip 2023’te cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağına’ ise sorumda zaten belli olan seçim tarihinin açıklanması bahanesiyle yüreksizliğini, çapsızlığını, iradesinin ve ipinin başkalarının elinde tutulduğunu bir kez daha göstererek cevap vermiştir. Seçim tarihi belli, bizden yeni seçim tarihi istiyor. Seçim tarihi belli olduğuna göre sen şimdiden Haziran 2023’e hazırlan ama önce adayınızı belirleyin. Sen kendin sıkıysa aday oluyor musun, olmuyor musun, önce bunu açıkla. Soru diye papağan misali tekrarlayıp durduğu zırvalar ise onun sadece yalancılığını ve çapsızlığını değil aynı zamanda ülkesinin ve milletinin çıkarlarını savunacak kalibrede bir devlet adamı olamayacağını göstermiştir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankasının 128 milyar dolarlık rezervini yalan, yanlış rakamlarla değil tüm kalemleriyle en doğru, açık, sarih hâliyle kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buna rağmen hâlâ aynı nakaratı sanki altında başka bir şey varmış gibi tekrarlayan bu zatın idraksizliği, kendisinin ve partisinin sorunudur. Biz, attığı iftiranın hesabını hukuk önünde soruyoruz ve soracağız. Bunun da altından kalkamayacak. Bunu da çok kısa zamanda göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZ FIRSAT TANIMAYACAKTIR”
“Ülkemize sığınmış mazlumlara karşı yürüttüğü kin ve nefret siyasetini, bu zatın bozuk karakterine veriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye’nin çıkarlarının nasıl savunulacağını bilmeyen bu zatın, devlet yönetimindeki tek referansı genel müdürlüğünü yaptığı SSK’yı batırmasından ibarettir. Bay Kemal, biz senin SSK’yı nasıl bitirdiğini ve batırdığını çok iyi biliriz. Rahmetli Savaş Ay, o programında zaten senin neler yaptığını, ne hâle getirdiğini, SSK nasıl bitti, battı, bunu ekranda göstermişti, biz de izlemiştik. Ama o, yine o zamanlar topu nereye attı? O zamanın siyasetçilerine attı. Şimdi de ülkeyi topyekûn batırmanın peşinde ama milletimiz kendisine bu fırsatı tanımayacaktır. Küresel ekonominin nereden gelip nereye gittiğinden habersiz bir zatın, ekonomiyle ilgili söylediği hiçbir şeyin kıymeti harbiyesi yoktur. Eğitim amaçlı vakıflara ancak FETÖ’cülerin ve Türkiye düşmanlarının yapabileceği bir gözü dönmüşlükle saldıran bu zat, iftiraları sebebiyle yine mahkeme önünde hesap vermektedir. Bu ülkeyi organize suç örgütleri belasından kurtarmış bir hükümete ve onun kadrolarına bühtan edenlerin, mafya bozuntularının hezeyanlarından medet umacak kadar alçaldıklarını unutmadık. Bu alçaklığın hesabı da hukuk önünde kendisinden sorulmaktadır.”
Şu ana kadar CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan 250 bin lira tazminat kazandıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu adına iki vakfa verdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu iki vakıf sebebiyle inşallah Bay Kemal’in bir hayrı buraya dokunmuş olacak. Bütün dünyanın, ülkemizin ilkeli duruşunu takdir ettiği Kaşıkçı meselesini dahi bize saldırı malzemesi yapan bu zat, onursuz ithamının hesabını hukuk önünde vermektedir” diye konuştu.
“Kendi kendine SADAT diye bir öcü uydurup ‘Bizim şirketin kurucusuyla evinde konuştuğumuzu’ söyleyecek kadar hayal âlemine dalmış bu zata ne desek fayda etmeyeceğini biliyorum” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Her gün altı da üstü de boş yalanlara insanları tehdit ederek haysiyet cellatlığına soyunan birisinin, bizi toplumsal çatışma çıkarmaya çalışmakla itham etmesi trajikomik bir çırpınıştır. Ben, SADAT’ın kurucusuyla evlerinde bir görüşme gerçekleştirmedim. Böyle bir görüşmem yok. Bay Kemal, sen yalancısın, sen cambazsın. SADAT’ın kurucusu denilen tuğgeneralle göreve getirdikten sonra benimle çalıştığı süre içerisinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde görüşmelerim var ama evinde herhangi bir görüşmem söz konusu olmamıştır, bunu da bilesin. Hem NATO’ya sahip çıkıp hem de bunun gereklerinin tam tersi beyanlarda bulunmak şark kurnazlığı değilse, ahmaklığın dik alasıdır. Velhasıl bizim tüm umutlarımıza ve temennilerimize rağmen kendisine ‘yalancıdan siyasetçi olmaz, yalancıdan genel başkan olmaz’ dememizin, kendisine ‘gâvurun kılıcını çalandan adam olmaz’ dememizin, kendisine ‘karikatür tiplerin hezeyanlarına millet mahkûm edilmez’ dememizin, kendisine ‘kifayetsiz muhterislere ülke teslim edilmez’ dememizin ne kadar haklı, doğru, isabetli olduğunu göstermiştir. Ülkemiz, milletimiz, hatta CHP’ye oy veren kardeşlerim, umut bağlayanlar, sizler adına biz üzgünüz. Ezcümle kendisinden hiçbir şey olmayacağını tekrar ortaya koyan bu zatı, siyasetin konusu olmaktan çıkartıp, tekrar tababetin ilgi alanına ve ‘mazur’ sıfatıyla milletimizin takdirine havale ediyoruz. Altılı masa kimi seçerse o aday olacakmış. Altılı masa da bunu bu kadar uzatmasın artık, kararını ne zaman verecekse biran önce versin. Altılı masanın altında olanlar varsa onlar da meydana çıksın. Herhalde artık bu yıl içerisinde bu açıklamayı yapacaklardır.”
Türkiye’nin son 10 yıldır yakın tarihimizin en kritik dönemeçlerinden geçtiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte Türkiye’nin ekonomik, sosyal, siyasal bakımdan farklı yöntemler kullanılarak kuşatılmak istendiğini söyledi.
Millî iradeyi ve seçilmiş hükûmeti alt etmeyi hedefleyen bu dönemin işaret fişeğinin 7 Şubat MİT kriziyle çakıldığını, ardından Gezi olaylarının geldiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siz hâlâ meseleyi anlamadınız mı diyen elebaşlarının da ikrar ettiği gibi Gezi olaylarının ne ağaçla ne çevreyle ne de yeşil hassasiyetiyle ilgisi vardır” dedi.
“Şimdi buradan ben, bay Kemal’e ve CHP’ye sesleniyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Beşiktaş Çırağan Caddesi’nde o canım çınar ağaçlarının kesilerek orada çok farklı bir katliamın yapılmasını acaba gözü var görmüyor muydu? Peki, bu konuda acaba ne yaptı? Ne gibi bir adım attı? Atılan bir adım var mı? Yok. Nerede bu çevreciler? Be çevreciler, bu ağaçları kökünden kesenleri acaba hiç dillerine doladılar mı? Bunlara acaba bu işin hesabını hiç sordular mı? Yok. Biz, milyonlarca ağaç, fidan diktik iktidarlarımız döneminde. Hâlâ dikiyoruz. İşte şimdi Atatürk Millet Bahçesi’ne de Bay Kemal, dikiyoruz. 1 milyon 250 bin fidan ve ağacı oraya dikiyoruz. 350 yaşında bir zeytin ağacını da oraya diktik. Bak alışacaksın bunlara ama senin çevreyle mevreyle alakan yok. İnşallah göre göre bunlara da alışırsın.”
Gezi olaylarını, “ağaç ve çevre kılıfı altında Türk demokrasisine kurulmuş bir pusu, sokak terörü üzerinden milletin iradesini gasbetme girişimi, azgın azınlığın sessiz çoğunluğu sindirme teşebbüsü” olarak nitelendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu olayların Türkiye’nin IMF defterini tamamen kapattığı tarihî günlerde doğrudan ekonomik bağımsızlığı hedef alan mandacı bir eylem, İstanbul’un duvarlarına “Zulüm 1453’te başladı” yazılarının yazıldığı Bizans heveslisi bir girişim olduğunu söyledi.
“Bay Kemal, bunları siz yaptınız. ‘Zulüm 1453’te başladı’ bu ifadelerin arkasında sen varsın. Örgütünüzün elemanları bunları duvarlara yazarken sesiniz çıkmadı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sen, bunların başında Beşiktaş’tan kalktın Taksim Meydanı’na kadar yürüdün. Bezmialem Valide Sultan Camii’nin içini bira kutularıyla işte sizin o takımınız kirletti. Bunları yaptınız. Sizin böyle bir maneviyat, bu ülkenin dinî değerlerine saygı, öyle bir anlayışınız yok. Ama istismar sizde ileri derecede var. İstismarı çok iyi yapıyorsunuz, o işi çok iyi biliyorsunuz. Bundan sonra o da yutmayacak, o da tutmayacak. İşte Atatürk Kültür Merkezi’ne o Gezi olaylarında, o malum teröristlerin pankartlarını o gün siz astınız. O tür teröristlerin pankartları oradayken sen de o alana geldin. Bunları yutacak mıyız? Bunları görmezden gelecek miyiz? Ben buradan milletime sesleniyorum, bütün bu olanlar karşısında bu ülkeyi terör örgütlerine biz, asla peşkeş çekmeyeceğiz, çektirmeyeceğiz. İşte geçenlerde üç tane sözde milletvekili 18 Mart Şehitler Köprüsü’nde ne yaptılar? Pankart asmaya yeltendiler ve bunların üstelik polisimize de orada nasıl zulmettiğini görenleriniz ekranda olmuştur. Hatta vurmaya kalkanlar bunların içinden olmuştur. Ve bunlar malum partinin parlamentodaki uzantılarının ta kendisi. Bu milletin polisine el kaldırandan milletvekili olmaz. Bunların parlamentoda da yeri olmaz. Bunların da bir an önce parlamentodan silinip atılmasının adımlarının atılması lazım. Bunun adı demokrasi olmaz. Demokrasinin sınırları bir yere kadar. Kalkıp bu ülkenin güvenliğini temin için çalışan, gayret eden polise orada kalkıp vuracaksın, yere indireceksin. Neymiş? Orada sen, izinsiz köprüye pankart asacaksın. Bu pankartı sana astırmamaya, görevini yapmaya çalışan polisimize bu tür saygısızlığı yapan, bundan milletvekili olmaz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarında sokakların ateşe verildiğini, devletin otobüslerinin, vatandaşların dükkânının yakıldığını ifade ederek, “Bütün bunlar olurken, bunları savunan zihniyetten hiçbir şey olmaz. Polis araçlarımız, camilerimiz yakıldı. Bu kendini bilmezler tarafından işgal edildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi vandalizminin Türkiye’ye doğrudan maliyetinin 1,5 milyar dolardan fazla olduğunu, Türkiye ekonomisine verdiği toplam zararın ise yüzlerce milyar doları bulduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim Gezi olayları konusundaki öfkemizin sebebi kişisel değil, ülkemizin ve milletimizin hâlâ ödediği ağır faturaların önümüze sürülmeye başlandığı ilk hadise, hâlen mücadelesini verdiğimiz siyasi ve ekonomik tuzakların pervasızca ilk sergilendiği yer olmasıdır. Türkiye’ye, Türk milletine, Türk demokrasisine ve ülkemizin vizyon projelerine karşı aleni bir saldırı olan Gezi kalkışmasının üzerini hiçbir süslü cümle örtemez. Hiçbir güzelleme bir ay boyunca sokaklarda sahnelenen eşkıyalığı, yağmacılığı, kundakçılığı, hakareti, küfrü, tacizi kapatamaz. Hiçbir romantikleşme çabası insanımızın malına, mülküne iffetine saldıran güruhun gerçek yüzünü gizleyemez, aklayamaz” ifadelerini kullandı.
17-25 Aralık girişimi ve 15 Temmuz ihanetiyle Gezi kalkışması arasında amaç olarak zerre kadar fark olmadığının, çukur eylemleriyle de Gezi olayları arasında niyet olarak bir fark bulunmadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gezi olaylarının tıpkı 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi “demokrasiyi hedef alan bir vesayet girişimi” olarak milletin zihnine kaydolduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “CHP ve ‘Gezi’ci ortaklarının feveranları, yalanlar üzerine kurdukları sahte tarih anlatımları, bu gerçeği asla değiştirmeyecektir. İşte biz bunun Gezi olaylarında haftalarca sokakları mesken tutarak, her türlü çirkefliği sergileyenlere hak ettikleri teşhisi koyduk. Onların meşrebinde bu söz neye karşılık geliyor onu bilmiyoruz ama bizim neyi kastettiğimiz gayet açıktır” diye konuştu.
“MİLLETİMİZ GEZİ OLAYLARINA NASIL BAKIYORSA BİZ DE AYNI PENCEREDEN BAKIYORUZ”
Bugüne kadar hep milletin diliyle konuştuklarını, mukaddesata hürmetsizlik edenlere, milletin hakkına, hukukuna, onuruna el uzatanlara özellikle tavizsiz davrandıklarını, bugün de aynı hassasiyetlerle hareket ettiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Milletimiz Gezi olaylarına nasıl bakıyorsa biz de aynı pencereden bakıyoruz. Milletimiz ‘Gezici’leri nasıl tanımlıyorsa biz de aynı sıfatları kullanıyoruz. Gezi kalkışmasına öncülük eden elebaşlarını, sokaklarımızı ateşe veren vandalları, polisimize kurşun sıkan, molotof atan şehir eşkıyalarını, esnafımızın malına, mülküne zarar veren yağmacıları, ibadethanelerimizi bira kutularıyla kirleten mülevvesleri, vizyon projelerimizi engellemeye çalışan emperyalist iş birlikçilerini, aziz milletimizin özellikle iradesine kasteden darbe heveslilerini bu millet dokuz yıldır nasıl tarif ediyorsa biz de aynı şekilde tarif ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay Kemal ve şürekâsı ne derse desin, vandala vandal, haine hain, çapulcuya çapulcu demekten geri durmayacağız. Kendi muhayyilelerindeki çarpıklıklardan hareketle bize ahlak, edep, tevazu dersi vermeye yeltenen kifayetsizlere sesleniyorum; siz gidin önce aynaya bir bakın, bize laf söylemeden önce gidin kirli geçmişinizle bir hesaplaşın. Bizim kadınlara alçakça hakaret eden belediye başkanlarını koruyan karakter fukaralarından alacak ahlak dersimiz yoktur. Bizim şehit bacısına ağız dolusu küfürler savuran terbiyesizlere kol kanat gerenlerden öğrenecek saygı dersimiz de yoktur. Bizim sapık ideolojilerin, sapkın ilişki biçimlerinin avukatlığını yapanlardan alacak edep dersimiz de yoktur. Parti teşkilatlarındaki sayısız taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık vakasının üstünü örtenler bize erdemden, edepten, etikten bahsedemezler. Ahlaklı, sorumlu, seviyeli siyaset yapma konusunda bunların hiçbiri AK Parti’nin eline su dökemez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan tüm kardeşlerime sesleniyorum; kendi ahlaksızlıkları ve hırsızlıklarını perdelemek için partimize höykürenlerin ağızlarının payını vermek, hadlerini bildirmek, milletimize karşı sorumluluğumuzun bir gereğidir. Asıl bu sorumluluğu yerine getirmezsek boynumuz bükük gezmek mecburiyetinde kalırız. Gücünü milletinden değil de ülkesinin hasımlarından, ülkesine yöneltilmiş namlulardan, ülkesini ısırmaya çalışan yılanlardan alanlara meydanı bırakmadık, bırakmayacağız” diye konuştu.
Meşruiyetini millî iradeden değil, küresel medyanın karanlık araçlarından, sosyal medyanın kirli mecralarından, kökeni ve meşrebi meçhul tiplerin yaygaralarından alanlara “eyvallah” etmediklerinin ve etmeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Unutmayın, davası hak olanın yardımcısı Allah’tır, hak olan davada zafer muhakkaktır. Biz başkalarıyla değil kendimizle, başkalarının değil kendimizin koyduğu çıtayla yarışıyoruz. Yaptığımız iyi ve hayırlı işlerle, sergilediğimiz onurlu duruşla, kurduğumuz güçlü bağlarla milletimizin gönlündeki yerimizi kaybetmediğimiz sürece kimse bize rakip olamaz, kimse bizi Allah’ın izniyle alt edemez. Muhalefet diye karşımıza çıkanların altısını toplasanız bırakınız bu fakiri, şu salondaki herhangi bir arkadaşımın tırnağı etmez. Hiç merak etmeyin, daha cumhurbaşkanı adayını belirleyemeyen, daha milletin karşısına tüm aktörleriyle çıkamayan, daha birbirlerine güvenemeyen, daha tahayyül düzeyinde bile ülkenin idare yönteminde anlaşamayan, temel hizmet alanları ile ilgili herhangi bir projesi olmayan, dış politikayla ilgili vizyon ortaya koyamayan velhasıl daha gerçekte kim olduklarını, niçin bir araya geldiklerini, seçimden sonra ne yapacaklarını anlatamayanlara milletimiz itibar etmez.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Er meydanını inleten cazgırın sesidir ama günün sonunda oradan omuzlar üstünde ayrılan başpehlivandır. Allah’ın yardımı, milletimizin desteğiyle siyaset meydanının başpehlivanı 20 yıldır biziz. İnşallah 2023’te de yine biz olacağız. Yeter ki hep birlikte üzerimize düşenleri hakkıyla yerine getirelim” diye konuştu.
AK Parti’nin tüm mensuplarıyla her kesimden vatandaşa ulaşıp yaptıkları ve yapacaklarını anlatmasının, birlik, beraberlik, kardeşlik içinde var güçle ve hasbi bir şekilde çalışmasının önemine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diyerek Türkiye’nin beka mücadelesinden taviz vermeme çağrısında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Nasıl Türkiye’nin asırlık demokrasi ve kalkınma sorunlarını AK Parti çözmüşse bugünkü sıkıntıları da çözecek ülkemizi hedeflerine, vizyonlarına kavuşturacak olan da yine AK Parti’dir” şeklinde konuştu.
“NATO TERÖR GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAK BİR TEŞKİLAT DEĞİLDİR”
Bunu alelade bir siyasi argüman, sıradan bir siyasi söylem, genel geçer bir siyasi taktik olarak ifade etmediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Eser ve hizmet siyasetimizle, ülkemize kazandırdıklarımızı referans alarak tüm kalbimizle Türkiye’nin mevcut sorunlarını çözeceğimizi söylüyoruz. Ülkemizin bugün yaşadığı sıkıntılarla, bizden önceki dönemlerde yaşadığı krizler arasında şöyle temel bir fark vardır; eskiden dünyada işler yolunda giderken biz krizleri kendi kendimize çıkartır ve bedel öderdik. Şimdiyse dünya derin bir krizin içinden geçerken biz hem bunu en az kayıpla atlatmanın hem de en büyük kazançla sonraki döneme ulaştırmanın hesabını yapıyoruz. Mesela 2008-2009 küresel finans krizinde, Kovid-19 salgınında bunu yaşadık. Ukrayna-Rusya Savaşı’nın tetiklediği küresel güvenlik ve ekonomi krizinde bunu yine yaşıyoruz. Dünya güvenlik ve ekonomi mimarisi yeni baştan yapılanırken Türkiye her alanda farkını ve gücünü ortaya koyuyor.”
Türkiye’nin NATO içindeki konumunun önemini, genişleme politikalarındaki ilkeli yaklaşımıyla herkese tekrar hatırlattıklarına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “NATO içinde İsveç, Finlandiya konusunda açık ve net konuşuyorum, dün NATO Genel Sekreteri’yle de bunları konuştum. Bir defa şunu tüm dünyanın, birinci derecede NATO ülkelerinin bilmesi lazım; NATO terör güvenliği sağlayacak bir teşkilat değildir. Şu anda İsveç’te, Finlandiya’da terör örgütleri cirit atarken, terör örgütünün başının posterlerini ellerinde taşırlarken, İsveç, Finlandiya, Alman, Fransız, Hollanda polisinin güvencesi altında bunu yaparken, Türkiye aleyhinde bütün bu kampanyalar yürütülürken, komşumuz Yunanistan, 5 artı 4, 9 tane Amerikan üssünün kurulmasına müsaade ederken ve yine Yunanistan’da terör örgütleri cirit atarken kimse bizden aynı yanlışa düşmemizi beklemesin.”
Petrol fiyatlarının iki, üç kat arttığı bir dönemden geçildiğine, dünyada neyin nereye geldiğinin herkes tarafından yakından takip edildiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ücretliler başta olmak üzere, her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak, aradaki farkı kapatacak programları hazırlıyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat bütün bunlarla beraber inşallah bu yılsonuna çok daha farklı, çok daha güçlü bir şekilde gireceğiz. Bundan kimsenin endişesi olmasın” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, vesayetle, terör örgütleriyle zor bir mücadele verildiğini ama Gabar’da, Cudi’de, Tendürek’te, Bestler Dereler’de terör örgütlerini silip süpürüp, inlerinde yok ettiklerini vurgulayarak şunları kaydetti: “Şu anda mücadelemiz buralarda sürüyor. Allah’ın izniyle nasıl bu işi başardıysak, nasıl güneyimizdeki sınırdan 30 kilometre içeriye doğru… Bunu bir defa bilecekler, buralar bizim güvenlik alanımız. Bu güvenlik alanında artık rahatsız edilmek istemiyoruz, bunun adımlarını da hazırlanmak suretiyle atıyoruz ve atacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.
Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.
“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”
Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.
AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”
“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.
“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.
YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.
“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”
Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”
“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.
Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.
Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”
“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.
“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.
Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.
“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.
“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”
Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.
“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.
Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”
“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”
Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.
“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”
“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.