Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2022 Yılı Dış Ticaret Rakamları Açıklaması” programında yaptığı konuşmada, “Tüm dünyayı derinden etkileyen Kovid-19 salgını, küresel tedarik zincirlerindeki aksamalar, Rusya-Ukrayna savaşı, ham madde ve enerji krizi gibi sıkıntılar ekonomimizin ve ihracatımızın hızını kesemedi. Tam tersine bu krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2022 yılı dış ticaret rakamlarının açıklandığı programa katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında, Cumhuriyet’in kuruluşunun yüzüncü yılıyla sembolleştirdiği hedefleri bünyesinde barındıran 2023’ün, tüm insanlığa hayırlı olmasını diledi.
Türkiye Yüzyılı vizyonunun bu ilk yılında, ihracat başta olmak üzere ülkenin her alanında önemli başarılara, rekorlara imza atacağı bir yıl olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyetimizin yeni yüzyılının ilk iş gününü yani Türkiye Yüzyılımızın başlangıcı olan bir günü ihracatla ihracat ailemizle birlikte açıyoruz. Bilindiği gibi son 20 yılda Gazi Mustafa Kemal’in, Cumhuriyetimizi kurarken ifade ettiği ‘Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarma’ hedefi doğrultusunda çok çalıştık” diye konuştu.
“ARTIK, UFKUNU BÖLGESİNİN ÖTESİNDE KÜRESEL DÜZEYE TAŞIMIŞ BİR TÜRKİYE VAR”
Hayata geçirdikleri demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla hem geçmişin ihmallerini, eksiklerini, hatalarını telafi ettiklerini hem de geleceğin altyapısını kurduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabb’ime binlerce kez hamdolsun ki artık sahip olduğu stratejik önemin ve imkânların farkında bir Türkiye var. Artık siyasi ve ekonomik özgürlüğü yüksek bir Türkiye var. Artık ufkunu bölgesinin ötesinde küresel düzeye taşımış bir Türkiye var. Artık kimseye özenmeden, kimseye tabi olmadan her alanda kendi özgür politikalarını geliştirebilen, uygulayabilen, sonuç alabilen bir Türkiye var” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimden sağlığa, adaletten güvenliğe, ulaşımdan sanayiye, tarımdan spora, çevreden sosyal yardımlara her alanda bu Türkiye fotoğrafını görebilmenin mümkün olduğunu vurgulayarak, ekonomide de büyük hayallerle yola çıktıkları bu yolda en somut neticeleri aldıkları başlıklardan birinin ihracat olduğunu dile getirdi.
“2022’NİN İLK ÜÇ ÇEYREĞİNDE YÜZDE 6,2’LİK BİR BÜYÜME KAYDETTİK”
Tüm dünyayı derinden etkileyen Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna savaşı, ham madde ve enerji krizi gibi sıkıntıların ekonomi ve ihracatın hızını kesemediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tam tersine bu krizleri fırsata dönüştürerek tarihimizin en yüksek büyüme oranlarına ve ihracat rakamlarına eriştik. Sadece 2021 yılında yüzde 11,4 oranında büyüyerek son 50 yılın en iyi seviyesini yakaladık. İhracat tek başına bu tarihî büyüme oranına 5,3’lük katkı yaptı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin küresel ihracattan aldığı pay ilk kez yüzde 1’in üzerine çıktı. Geçtiğimiz yıl da istikrarlı büyümemizi sürdürdük. Gelişmiş ülkeler dâhil, dünyanın derin sancılarla kıvrandığı bir dönemde, 2022’nin ilk üç çeyreğinde yüzde 6,2’lik bir büyüme kaydettik. Bu büyümenin de yarısından fazlası mal ve hizmet ihracatından geldi. İhracatımız üreten, ekonomimizin fikir gücü olmaya devam ediyor. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyütmeyi esas alan ekonomik programımızın olumlu etkileri istihdam üyelerine de yansıdı. Öyle ki 2020 yılı birinci çeyreğine kıyasla 2022 yılı üçüncü çeyreğinde Türkiye ekonomisi, 3,5 milyon ilave istihdama kavuştu” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdam seviyesinde sanayi sektörünün katkısının 1 milyonu geçtiğini belirterek, bu rakamın, üretim ve ihracattaki güçlü performansın ülke ekonomisine ne derece olumlu yansıdığına işaret ettiğini söyledi.
“2022 YILI İHRACATIMIZ 254,2 MİLYAR DOLAR OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR”
Dünyanın ciddi siyasi ve ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir dönemde yatırımları kesintisiz sürdürmenin, istihdamı 31,5 milyona çıkarmanın, üretimde söz sahibi olmanın, artan belirsizliklere rağmen ihracatı yükselterek devam ettirmenin, katma değer ve marka oluşturmanın, ülke ekonomisine katkı sağlamanın ve tüm bu işleri başarmanın kolay olmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tablonun, Türkiye’nin artık krizlerin altında ezilen değil krizleri yöneten, hatta krizleri fırsata çeviren bir ülke konumuna geldiğini gösterdiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatın her ay rekor üstüne rekor kırarak bugünlere gelişini hep birlikte adım adım takip ettiklerini dile getirerek, “Şimdi burada büyük bir gurur ve memnuniyetle ifade etmek isterim ki küresel olumsuzluklara rağmen 2022 yılı ihracatımız, geçen yıla göre yüzde 12,9 oranında artışla 254,2 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam, Cumhuriyet tarihimizin rekorudur. Bu ihracat rakamının ülkemize, milletimize, ekonomimize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.
Bu başarıya ulaşılmasında emeği geçen işçisinden, mühendisine, üreticisinden pazarlamacısına, lojistikçisinden dağıtıcısına kadar her kademedeki ihracatçıyı tebrik ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şüphesiz ki burada gerek Bakanımızın gerek ekibinin büyük emekleri var. Paydaşlar olarak gerçekten Türkiye İhracatçılar Meclisinin aynı şekilde büyük katkıları var. Ama bundan sonra hedefimiz, Türkiye’nin, dünyanın en çok ihracat yapan ilk 10 ülkesi arasındaki yerini almasını sağlamaktır. Bu hedefe ulaşana kadar çalışmayı sürdüreceğiz.”
“ÜLKEMİZDE İHRACAT YAPMAYAN İLİMİZ KALMADI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Türkiye İhracatçılar Meclisi çatısı altında yer alan 61 ihracatçı birliği ve 100 bini aşan ihracatçımızla bu tarihî rekora beraberce imza attık. Bundan 20 yıl önce yola çıktığımızda 36 milyar dolar olarak devraldığımız ihracatımızı hamdolsun tam 7 kat artırdık. Aylık ortalama 3 milyar dolar ihracattan 21 milyar doların üzerinde ihracata çıktık. Ülkemizde 2002 yılında 33 bin 523 firmamız ihracat yaparken, geçen sene bu sayı 111 bini geride bıraktı. Daha da önemlisi 2022 yılı Ocak-Kasım dönemi itibarıyla ihracat ailemize katılan yeni firma sayımız ne oldu biliyor musunuz? 9 bin 700’ü aştı. Aynı dönemde 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan il sayımız 5’ten 24’e yükseldi. Artık ülkemizde ihracat yapmayan hiçbir ilimiz kalmadı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en önemli ticari ortak olan Avrupa Birliğine (AB) olan ihracatın yüzde 12 oranında artış kaydetmesinin ayrıca önemli olduğuna işaret ederek, geçen sene AB’ye verilen dış ticaret fazlasının net 10 milyar doların üzerine çıktığını anlattı.
Yakın Doğu ve Orta Doğu ülkelerine ihracatın yüzde 19,3, Kuzey Amerika ülkelerine yüzde 17,1, AB dışı, Avrupa ülkelerine yüzde 16 olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Afrika bölgesine ihracatın ise yüzde 9,8 oranında arttığını belirtti.
“MİLLÎ PARAMIZLA İHRACAT YAPTIĞIMIZ ÜLKE VE BÖLGE SAYISI 197’Yİ BULDU”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ” İhracatımızda kendi paramızı giderek etkin şekilde kullanmaya başladık. Ey gayrimilliler, burayı iyi dinleyin; millî paramızla ihracat yaptığımız ülke ve bölge sayısı 197’yi buldu. Türk lirası ile gerçekleşen dış ticaret hacmimiz de yaklaşık 350 milyar liraya ulaştı. Hizmet ticaretinde de dünyadaki konumumuzu geliştirmeye devam ediyoruz. Hizmet ihracatımızı 20 yılda 14 milyar dolar seviyesinden önceki sene itibarıyla 61,4 milyar dolar seviyesine çıkarmıştık. Geçtiğimiz sene hizmet ihracatımız için de tam bir yükseliş oldu. Yılın ilk 10 ayında hizmet ihracatımızı 76,4 milyar dolara yükselttik.”
“Yıl sonu gerçekleşmesi itibarıyla hizmet ihracatımızın, hedefimiz olan 85 milyar doların da üzerine çıkmasını ve cari açığın azaltılmasına 50 milyar dolarlık katkı sağlamasını bekliyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Mal ve hizmet ihracatında yazdığımız bu başarı hikâyesiyle 350 milyar dolara ulaşan büyük bir ihracat ekonomisini hep birlikte oluşturduk. Bir önceki buluşmamızda sizlerle 2022 yılında hayata geçirmeyi planladığımız projeleri, stratejileri de paylaşmıştık. Aradan geçen bir yılın ardından bugün verdiğimiz tüm sözleri hayata geçirmiş olmanın memnuniyetiyle sizlerin karşısında bulunuyoruz. Tabii az önce Mustafa kardeşim (TİM Başkanı Mustafa Gültepe) bir şeyler söyledi. Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm yatırımlarının bölge ayrımı yapmadan teşvik kapsamına alınmasını istedi. Ben de şimdi burada Bakanıma talimat veriyorum. İkisi de birbirinin dilinden anlar. O da Trabzonlu, o da Trabzonlu. Bunu inşallah hayata geçirelim.”
İhracatçıların finansmana erişimini kolaylaştırmayı ve teminat sorunlarını çözmeyi hedefleyen İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi’ni de mart ayı başında faaliyete geçirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mart ayından bu yana şirket vasıtasıyla 5 bin 500’e yakın ihracatçıya 20 milyar lira ihracat kredisi kefaleti sağlandığını hatırlattı.
“İHRACATÇILARIMIZ İÇİN FİNANSMANA ERİŞİM KADAR BU FİNANSMANIN MALİYETİNİN DE ÖNEMLİ OLDUĞUNU BİLİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı: “Geçtiğimiz ağustos ayında bu şirketin sermaye yapısını 20 bankanın ortaklığıyla daha çok sayıda ihracatçımıza finansman imkânı sağlamak için hem çeşitlendirdik hem de güçlendirdik. Ocak ayı sonuna kadar tamamlanacak sermaye artırımlarının ardından başlangıçta 1,4 milyar lira sermayeyle kurduğumuz İhracatı Geliştirme AŞ’nin sermayesi 6 milyar liraya yaklaşacak. Bu sayede ihracatçılarımızın şirketin kefaletiyle ulaşabilecekleri kredi hacmi potansiyeli 122 milyar lirayı aşacak. KOBİ’lerimiz, başta olmak üzere ihracatçılarımıza derin bir nefes aldıran bu çalışmada emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama biz bunu yeterli görmüyoruz. İhracatçılarımız için finansmana erişim kadar bu finansmanın maliyetinin de önemli olduğunu biliyoruz. Kefalet kolaylığı yanında ihracatçılarımızın piyasa şartlarında en uygun maliyetle kredi alabilmelerini sağlamak için yine aynı şirket bünyesinde yeni bir uygulama başlattık. Kredi ihtiyacı olan ihracatçının talebi, şirketin ortağı 20 bankanın tamamına teknolojik imkânlarla anında iletilerek, en uygun şartları sunan bankaya süratle ulaşabilmesi temin edilir. ‘Kefalet Portalı’ adı verilen bu uygulamanın da tüm taraflara hayırlı olmasını diliyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hizmetler sektörünün, malların üretimine ve ticaretine sağladığı kritik girdiler ile küresel tedarik zincirlerinde ve ekonomik kalkınmada giderek daha önemli bir rol oynamaya başladığını, Türkiye için de bu sektörün net döviz girişi sağlaması, ciddi bir istihdam kaynağı olması ve yol açtığı katma değerle vazgeçilmez bir yere sahip olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık, spor, eğitim, fuar, film, yazılım ve lojistik gibi birçok hizmet sektörünü kapsayan destek paketini Nisan 2022’de kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.
Hizmet ihracatı yapan sağlık kuruluşları ile aracı ve iş birliği kuruluşlarının faaliyetlerini verilen desteklerle geliştirdiklerini ve çeşitlendirdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amacımız hâlen 90 milyar dolar civarında olan uluslararası sağlık hizmetleri pazarından en büyük payı alarak ülkemizi önce bölgesinin sonra dünyanın sağlık üssü konumuna getirmektir. Bu çalışmalarımız sayesinde 2021’de 1,7 milyar dolara ulaşan sağlık hizmetleri ihracatımız, 2022’de 2 milyar doları yakalayacak bir yere doğru gidiyor. Artık bu alandaki hedefimizi 2023 için 5 milyar dolar olarak belirliyoruz” ifadesini kullandı.
“BUGÜN TÜRKİYE, AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ’NDEN SONRA DİZİ İHRACATINDA İKİNCİ SIRADADIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 10 yıl gibi kısa sayılabilecek bir sürede dizi ve film sektörü ihracatında da hızla mesafe katettiğine dikkati çekerek, “Bugün Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dizi ihracatında ikinci sıradadır. Türk dizileri Latin Amerika’dan Uzak Doğu’ya, Orta Doğu’dan Afrika’ya kadar oldukça geniş bir coğrafyada 160’dan fazla ülkede 800 milyonu aşkın izleyiciyle buluşuyor. Sektör verileri 2022 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 750 milyon dolar düzeyinde bir ihracat hacmini yakaladığımızı gösteriyor. Dizi ve film ihracatımızın bu yıl 1,5 buçuk milyar doları aşarak tüm dünyada 1,5 milyar izleyiciye ulaşmasını hedefliyoruz. Bunun için dizi, film, animasyon, belgesel ve diğer program formatlarının ihracatına yönelik destekleri artırarak sürdüreceğiz” diye konuştu.
Hizmet sektörleri ihracatında önemli bir yere sahip olan, yeniliğe açık aynı zamanda da kültür ihracatına katkı sağlayan eğitim alanına yönelik yeni destekler de planladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yükseköğretim ve özel öğretim kurumlarımızın eğitim ihracatı pazarına girişiyle markalaşma süreçlerini yakından takip ediyoruz. Kurumlarımız arasında tesis edilen iş birliği sayesinde uluslararası öğrencilerden elde edilen hizmet ihracat gelirimizi inşallah bu yıl 2 milyar dolara çıkaracağız” dedi.
“ÜLKEMİZİN ULUSLARARASI FUARCILIK HİZMETLERİNDEKİ REKABET GÜCÜNÜ ARTTIRMAKTA KARARLIYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarısına yakını kıtaları ve kültürleri birleştiren İstanbul’da olmak üzere Türkiye’de yılda 400’ün üzerinde fuar düzenlendiğine işaret ederek, şöyle konuştu: “Ülkemizin fuarcılıkta marka hâline gelmesi ve lider ülkelerden biri olması amacıyla İstanbul’a, şehrimize yakışan bir fuar alanı kazandırma sözü vermiştik. Hemen kolları sıvayarak 208 bin metrekaresi açık ve 225 bin metrekaresi kapalı olmak üzere büyüklüğü toplam 433 bin metrekareye ulaşacak bir fuar alanının yapımına başladık. Türkiye İhracatçılar Meclisimizin de yönetiminde yer alacağı yeni bir yapılanmayla ülkemizin uluslararası fuarcılık hizmetlerindeki rekabet gücünü arttırmakta kararlıyız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Dünyanın hizmet ihracatında önde gelen her ülkesi gibi Türkiye’de de lojistik ve taşımacılık sektörü ekonomiye önemli katkı sağlıyor ve tabii burada fuar, nerede olacak diye merak edenleriniz de olabilir. Evet, inşallah havalimanının yanındaki merkezde, Atatürk Havalimanı’nın yanında inşallah bu fuar merkezini böylece gerçekleştirmiş olacağız. Tabii İTO bu işin inşallah koordinesinde başı çekecek. Aynı zamanda TİM burada o da yerini alacak. Böylece İstanbul’un bir ucundan bir diğer ucuna gitmek gibi bir sıkıntının içinde olmayacağız. Şehrin merkezinde böyle bir fuara kavuşmuş olacağız. İstanbul’umuza, ülkemize hayırlı olsun inşallah.”
Küresel tedarik zincirinin bel kemiğini oluşturan ulaştırma, lojistik ve dağıtım hizmetlerinin uluslararası hizmet ticaretinde azımsanmayacak paya sahip olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Bunun için ihracatın olmazsa olmazı lojistik ve taşımacılık sektörü için ayrı bir düzenlemeye gittik. Sektöre özel geliştirilen yurt dışı lojistik dağıtım ağları desteğiyle ihracatımızı artırmanın yanında lojistik performansımızı da güçlendirecek yeni bir sürecin içerisine girdik. Lojistik, dağıtım ağları sayesinde yurt içinde sahip olduğumuz lojistik, imkân ve kabiliyetlerimizi sınır ötesine taşımayı planlıyoruz. Ancak bu şekilde ülkemizin tedarik zincirlerinde yaşanacak herhangi bir olumsuzluktan etkilenmesini önleyebilir ve lojistik sektöründeki hizmet ihracatımızı artırabiliriz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilişim, hem dijital dönüşümü hızlandıran hem de dünyadaki değişimden etkilenen genç ve dinamik bir sektördür. İthal girdi oranının ve başlangıç sermayesinin düşüklüğüne karşılık katma değeri yüksek bir sektör olan bilişim, lojistikten sağlığa, perakendeden, elektronik ticarete, oyun ve uzay teknolojisine geniş bir yelpazede hizmet sunuyor. Yenilikçilik temelinde büyüyecek uluslararası pazarlarda rekabet edebilecek milyar dolarlık değerlemeye ulaşabilecek girişimleri teşvik etmek için bilişimin yıldızları programını oluşturduk. Araştırma geliştirme, yoğun yüksek teknolojili, yüksek katma değerli sektörlerdeki firmaları destekleyerek bilişim hizmetleri ihracatının tabana yayılmasına yönelik mekanizmalar geliştirdik. Geçtiğimiz yıl ihracatının 2,5 milyar doları bulması beklenen bilişim sektöründe 2023 hedefimizi 5 milyar dolar olarak belirledik” diye ekledi.
İhracatı artırmak amacıyla 2022 yılının Ağustos ve Eylül aylarında verilen destekler kapsamında mal hizmet ihracatlarına 4,5 milyarın üzerine ödeme yaptıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu desteklere ilişkin 2023 bütçesinin de 10,3 milyar liraya çıkarıldığını kaydetti.
Teknik müşavirliği firmalarını mevcut desteklerle güçlendirmeyi sürdüreceklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Müteahhitlik firmalarımızın yurt dışında daha fazla proje üstlenebilmelerini sağlamak için karşılaştıkları sorunların çözümüne ilişkin ticari diplomasi faaliyetlerimizi de artıracağız. Küresel siyasi ve ekonomik krizlere duyarlı bir sektör olmasına rağmen yurt dışı müteahhitlerimiz, sürekli yeni pazarlar bularak yıllık performanslarını 15- 20 milyar dolar seviyesinde tutmayı başardı. Müteahhitlerimizin geçtiğimiz seneyi yaklaşık 18 milyar dolarlık proje ile kapatacakları öngörülüyor. Sektörün 2023 yılında 20 milyar dolar üzerinde bir proje büyüklüğe ulaşmasını bekliyoruz. Tanıtımını 2022’nin Temmuz ayında yaptığımız uzak ülkeler stratejimizle ihracatımızın menzilini 4 bin 744 kilometreye çıkardık. Strateji kapsamındaki ülkelere ihracatımızı 80 milyar dolara yükseltmek için de 328 eylemi kapsayan bir planı uygulamaya koyduk.”
Ticaretin en kolay ve en güvenli yapıldığı ülke olma vizyonu ışığında dış ticarette tercih edilebilirliği artırmak istediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun için ihracat işlemlerimizi daha hızlı, etkin ve verimli hâle getiriyor, gümrük işlemlerini ve lojistik süreçlerini iyileştiriyor, kaçakçılıkla daha etkili mücadeleyi sağlayacak modernizasyon çalışmaları yürütüyoruz. Seri üretime geçen, özellikle geçen yıl başladığımız ilk yerli ve millî x-ray araç ve konteyner tarama sistemimizi, İzmir Alsancak Limanı’nda faaliyete aldık. Millî imkânlarla ürettiğimiz bu sistemi ilk aşamada gümrük kapılarında yaygınlaştıracak daha sonra da ihtiyaç duyan diğer kurumlarımızın istifadesine sunacağız” diye konuştu.
“İHRACATIMIZI GELİŞTİRMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ DEMEDEN AZİMLE, SAMİMİYETLE ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl verdikleri sözlerin hepsini hayata geçirdiklerini ve bununla da yetinmeyerek ortaya çıkan ihtiyaçlara ve değişen şartlara göre yeni projeleri devreye aldıklarını söyledi.
“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözüne uygun şekilde lafla değil icraatla milletin huzuruna çıktıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Emanetini üstlendiğimiz her iş gibi ihracatımızı geliştirmek için de bıkmadan, usanmadan, gece gündüz demeden azimle, gayretle, samimiyetle çalışıyoruz. Pek çok tarihî dönüm noktasının sembolü olan 2023’te, Türkiye Yüzyılı için milletimizden son defa destek isterken işte bu hissiyatla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı açıklarken ne dedik? Doğ ey güneş, üstümüze dök ışıklarını/ Dağılsın bulutlar/ Mazlumlar söylesin şarkılarını/ Başlasın Türkiye Yüzyılı. Yarın değil hemen şimdi. 2023’te güçlü bir Türkiye, güçlü bir ekonomi için ülkemizi müreffeh yarınlara taşımak için pek çok yeni proje ile ihracatımızı artırmak için beraber çalışacağız. Bu mücadeleyi de yarın değil hemen şimdi anlayışıyla vereceğiz. Demokrasi ve kalkınma atılımlarımızın tamamı gibi Türkiye Yüzyılı’nı da milletimizin gönülden benimseyerek zirveye taşıyacağından şüphe duymuyorum.”
Geçen yıl elde edilen tarihin en yüksek ihracat rakamının hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üzerinde ‘Made in Türkiye’ yazan ürünleri, zorlu şartlara rağmen dünyanın dört bir yanına fedakârca ulaştıran tüm ihracatçılarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.
Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TİM Başkanı Mustafa Gültepe ve çok sayıda davetli de katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.
AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”
“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.
Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”
“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”
Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”
“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”
“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”
“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”
“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.
Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.
Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.
AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”
“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”
Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”
AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.
“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”
Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”
Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”
“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.
Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.
“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.
“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”
“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.
Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.
Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.
Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.
Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.
Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”
“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”
Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”
Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.
“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”
“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.
Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.
Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.
Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.
“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.
“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”
Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.
Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.
“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.
“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.