Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Statüko yerine barışı gözetecek, beş ülkenin çıkarı yerine tüm insanlığa hizmet edecek yeni bir küresel güvenlik mimarisinin kurulması şarttır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen, Anadolu Ajansı’nın (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu Antalya Diplomasi Forumu’na katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına katılımcıları selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nun bu buluşmasında devlet ve hükûmet başkanlarıyla bir araya gelmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirterek, “Sizleri medeniyetler beşiği Akdeniz’in incisi, güzel Antalya’mızda misafir etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Asya, Avrupa ve Afrika’nın buluşma noktası, tarih, turizm ve kültür şehri Antalya’mıza hepiniz hoş geldiniz. Davetimize icabet ettiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Forumun katılımcı ülkeler ve insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçen sene, salgın şartlarına rağmen Antalya Diplomasi Forumu’nun ilk toplantısını başarıyla icra ettik. Tüm insanlığın sağlık kriziyle boğuştuğu sancılı bir dönemde Antalya’dan verdiğimiz barış, diyalog ve dayanışma mesajlarının foruma çok ayrı bir anlam kattığına inanıyorum. İkinci Antalya Diploması Forumu’na gösterilen teveccüh, forumun zaman içinde ‘küresel diplomasinin kalbinin attığı bir zemine dönüşmesi’ temennimizin kısa sürede gerçeğe dönüşeceğine işaret ediyor. Rusya ve Ukrayna krizinin ardından iki ülke arasındaki ilk üst düzey temasın, dışişleri bakanları seviyesinde dün burada gerçekleşmiş olması forumun amacına ulaşmaya başladığını gösteriyor. Foruma iştirak eden devlet ve hükûmet başkanları, ülke temsilcileri ve diğer misafirlerimizin oturumlara yapacakları katkılar yanında aralarında tesis edecekleri güçlü diyaloğu da önemli görüyorum. Aynı şekilde istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin foruma yönelik yoğun ilgisini memnuniyetle karşılıyorum. Daha geniş katılımla tercih ettiğimiz İkinci Antalya Diplomasi Forumu’nun rüştünü ispat etmiş bir uluslararası etkinlik olarak inşallah yoluna kararlılıkla devam edeceğine inanıyorum.”
“SON 10 SENEDE DÜNYA GENELİNDE MÜLTECİ SAYISI 2 KATTAN FAZLA ARTARAK 85 MİLYONA ULAŞTI”
Dünyanın 21 yüzyılın ilk çeyreğini geride bırakmaya hazırlanırken, insanlığın küresel barışa, huzura ve refaha duyduğu özlemin arttığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bilimde, teknolojide, tarımda, sanayide, iletişimde ve ulaşım imkânlarında yaşanan onca ilerlemeye rağmen insanlık olarak temel meselelerimizi henüz çözüme kavuşturamadığımızı görüyorum” diye konuştu.
Terörizm, açlık, yoksulluk, kıtalar arasındaki adaletsizlik, sıcak çatışma ve iç savaşlar ile iklim değişikliğinin yol açtığı çevre felaketlerinin küresel gündemin en üst sıralarında yer almayı sürdürdüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ekonomiler büyürken, gökdelenler yükselirken birilerinin cüzdanları şişerken, belli başlı ülkeler günden güne zenginleşirken, istatistikler bize daha müreffeh bir dünya resmi çizerken, maalesef hemen yanı başımızda çocuklar açlıktan ölmeye devam ediyor. ‘Açlık virüsü’ her yıl dünyada koronavirüsten daha fazla insanın hayatına mal oluyor. Bugün yeryüzünde her 10 saniyede bir çocuk, sırf bir lokma ekmek, bir yudum su bulamadığı için ölüyor” değerlendirmesini yaptı.
İstikrarsızlık ve çatışmalar sebebiyle milyonlarca insanın evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Akdeniz’de, Sahra Çölü’nde veya karlı bir dağın tepesinde yitip giden hayatlar, insanların içinde bulunduğu çaresizliği ortaya koyuyor. Bakınız burada hepimizi düşündürmesi gereken bazı çarpıcı rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece 2014’den bu yana Akdeniz’in mavi suları 25 bine yakın umut yolcusunun mezarı oldu. Son 10 senede dünya genelinde mülteci sayısı 2 kattan fazla artarak 85 milyona ulaştı. Bu sayıya 15 günde 2 milyondan fazla Ukraynalı mülteci eklendi. Yerlerinden edilen kişi sayısının önümüzdeki dönemde daha da yükseleceği anlaşılıyor. Hâlihazırda 1 milyar insan günde 2 doların altında bir gelirle hayatta kalma mücadelesi veriyor. Esasen bu rakamların her biri tek başına karşı karşıya bulunduğumuz adaletsizliği göstermeye yeterlidir. Dahası bu sayıların her biri candır, onurlu, güvenli hayat sürmeye hakkı olan birer anne, baba, kardeştir. Çocukların çaresizlikten daha körpe bir fidanken solduğu, 800 milyon insanın temel gıda maddelerine erişemediği her gün yüz milyonlarca insanın yatağa aç girdiği bir dünyada yaşıyoruz.”
“TERÖR ÖRGÜTLERİ VE AŞIRILIK TÜM DÜNYADA ZEMİN KAZANDI”
Böyle bir dünyada hayali kurulan kalıcı barış, huzur ve istikrarın tesis edilemeyeceğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bırakın yeni savaşların önüne geçmeyi 10 yıllardır süren çatışmaların dahi çözülemediği bir denklemde kimse kendini emniyette hissedemez. Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü günümüzde nerede yaşarsak yaşayalım hiçbirimiz, ‘Başkasından bana ne’ diyemez. Söndüremediğimiz her yargının, durduramadığımız her çatışmanın, engelleyemediğimiz her zulmün, üzerine gitmediğimiz her problemin eninde sonunda bizi de etkileyeceğini, bizi de yakacağını bilmeliyiz. Bu acı gerçeğe Suriye’de, Yemen’de, Afganistan’da, Libya’da, Irak’ta, Arakan’da ve daha birçok kriz bölgesinde defalarca şahit olduk. Bu çatışma alanlarında çoğu kadın ve çocuk milyonlarca sivil hayatını kaybetti. Medeni değerler ve insani hasletler çok ağır yara aldı. Uluslararası kuruluşlara güven iyice dibe vurdu. Terör örgütleri ve aşırılık tüm dünyada zemin kazandı. İnsanlığın ortak kültür mirası olan kadim şehirler enkaz yığınına döndü.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi zaman coğrafi kimi kültürel sebeplerle görmezden gelinen kriz bölgelerinin tamamında ihmallerin bedelini sadece sorumluların değil tüm insanlığın ödediğini ifade etti.
“BUGÜN VAKTİNDE GÜÇLÜ İRADE SERGİLENMESİ HÂLİNDE DİPLOMASİ İLE ÇÖZÜLEBİLECEK SORUNLARIN YIKICI VE CAN YAKICI SONUÇLARIYLA YÜZLEŞİYORUZ”
Tarihin, ibret almayanlar ve kıssadan hisse çıkarmayanlar için tekerrür ettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ders alınmadığında sadece tarihin değil aynı zamanda acıların da tekrarlandığını, Ukrayna meselesinin bu hakikatin en son örneği olarak karşılarında durduğunu belirtti.
Türkiye’nin hem Akdeniz hem de Karadeniz ülkesi olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ukrayna ve Rusya’nın Karadeniz’den komşuları ve dostları olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin komşuları arasındaki krizin sıcak çatışmaya dönüşmesinden büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerilimin tırmanarak bu aşamaya evrilmesi en fazla bizi rahatsız etti, en çok bizi endişelendirdi. Komşumuz olan bir ülkenin egemenliğine yönelik saldırgan eylemleri asla mazur göremeyiz. Kırım’ın yasadışı ilhakı başta olmak üzere Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü hiçe sayan gayrimeşru adımları Türkiye olarak reddediyoruz. Kırım’la ilgili net tutumumuzu 2014 yılından bu yana her vesileyle ifade ettim, ifade ettik, her zeminde açıkça dile getirdik. Gerek Rusya Federasyonu ile gerekse Ukraynalı dostlarımızla yaptığımız tüm görüşmelerde bu meseleyi hep gündemde tuttuk. Şimdi söylüyorum. Eğer 2014’te Kırım’ın işgaline tüm Batı, tüm dünya ses çıkarmış olsaydı acaba bugünkü tablo ile karşı karşıya kalır mıydık? Ama Kırım’ın işgaline sessiz kalanlar şimdi bir şeyler söylüyorlar. İyi güzel de adalet bu yerkürenin belli bir bölümünde geçerli diğer bölümünde ise geçersiz mi? Bu nasıl bir dünya. İşte ne yazık ki bu haksızlığın giderilmesi hususunda uluslararası toplum gereken hassasiyeti göstermedi, desteği vermedi. Ukrayna haklı davasında yalnız bırakıldı. İşte bugün vaktinde güçlü irade sergilenmesi hâlinde diplomasi ile çözülebilecek sorunların yıkıcı ve can yakıcı sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.”
“HEP BİRLİKTE BARIŞIN DÜNYASINI KURMAYA MECBURUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, evlerini terk eden sivilleri, korku ve endişe dolu çocukları, harap olan şehirleri, ölen masumları gördükçe üzüntülerinin katlanarak arttığını aktardı. Mülteciler içerisinden iki tabloyu katılımcılarla paylaşmak istediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bir yavru annesinin kucağında, annesinin gözleri yaşlı. Baktım ki o yavru annesinin gözyaşlarını yalamaya başladı. Bir taraftan siliyor bir taraftan da annesinin gözyaşlarını yalıyor. Dünya bu tabloya mahkûm mu, bu olacak şey mi? Niçin böyle bir dünya? Biz bunun için mi varız? Aynı şekilde babası polis memuru olan yine ufak bir yavru. O da bir eliyle kâh babasının yanaklarını tokatlıyor bir diğer eliyle de babasının kaskına vuruyor. Baba polis, çocuk babasının kucağında bunu yapıyor. Bu dediğin öyle 10-15 yaşında değil iki buçuk, üç yaşında bir çocuk. Dünya buna mı mahkûm? O polisin görevi yavrusunun o ağlayışını dindirmek mi yoksa terörü, anarşiyi engellemek mi? İşte ben şu andaki bu topluma, ekranları başında bizi izleyen tüm dostlarımıza diyorum. Hep birlikte biz barışın dünyasını kurmaya mecburuz, savaşın değil.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelinen aşamada yangına körükle gitmenin, ateşe benzin dökmenin kimseye faydasının olmayacağı kanaatinde olduklarını vurguladı.
Ukrayna halkının meşru mücadelesi desteklenirken bu mücadeleye zarar verecek, leke sürecek adımlardan mutlaka imtina edilesi gerektiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı ülkelerinde yaşayan Rus kökenli insanlara ve Rus kültürüne yönelik faşizan uygulamaların asla kabul edilemeyeceğini söyledi.
“TEMENNİMİZ SİLAHLARIN BİR AN ÖNCE SUSMASIDIR”
Almanya’da bir orkestra şefinin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in arkadaşı olduğu için görevden alındığını, bir başka Avrupa ülkesinde Dostoyevski’nin yayınlarının, eserlerinin yasaklandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz bunu neye benzetiyoruz biliyor musunuz? Bir zamanlar Irak’ta Hülagü’nün o yakıp yıktığı kütüphaneler vardı ya aynı o döneme dönüş olarak görüyoruz. Biz yeni Hülagüler istemiyoruz. Ne demokrasi ne diplomasi ne de insanlık bunlara layık değil” ifadelerini kullandı.
Türkiye olarak hem can kayıplarının önüne geçmek hem de bölgede barış ve istikrarı yeniden tesis etmek için yoğun çaba harcadıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Temennimiz itidal ve sağduyunun galip gelmesi, silahların bir an önce susmasıdır. Bugün görüştüğümüz bir dost dedi ki ‘bir SİHA bizim ülkemize düştü’. Şu anda o da dinleyicilerin arasında. Bakın hiç ilgisi, alakası olmayan ülkeyi de demek ki bu silahlar vuruyor. Bu doğrultuda kriz öncesinden başlayıp bugüne kadar süren yoğun bir diploması trafiği yürüttük, 25-30’a yakın liderle görüşmelerim oldu ve devam ediyor. Aynı şekilde Dışişleri Bakanım ve bakan arkadaşlarımın görüşmeleri oldu, devam ediyoruz. Yaptığımız tüm görüşmelerde olduğu gibi bugün ve yarınki temaslarımızda da çözüm tekliflerimizi muhataplarımızla paylaşacağız. Bölgemizde sulhu sükûnun hâkim kılınması için Montrö Sözleşmesi’nin ülkemize verdiği yetkilerin kullanılması dâhil elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz.”
“YAŞADIĞIMIZ HADİSELER BİZE TESPİT VE TEKLİFLERİMİZİN NE KADAR İSABETLİ OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel hatlarıyla ifade ettiği birçok meselenin gerisinde İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan, müesses nizamın bulunduğunu vurguladı. Savaştan galip çıkan beş devletin menfaatlerini önceleyen mevcut güvenlik mimarisinin günün ihtiyaçlarına cevap vermediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Birleşmiş Milletler üyesi 193 ülkenin kaderini, Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin insafına bırakan bu sistemin adaletsiz olduğu sizlerin de malumudur” diye konuştu.
Ukrayna kriziyle beraber sistemin çarpıklığının ötesinde çok daha büyük açıklarının ve yapısal problemlerinin olduğunun ortaya çıktığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çatışan taraflardan biri veto hakkına sahip daimi üye olunca, Güvenlik Konseyi’nin icbar edici rolü boşa çıkmış, sistem iflas bayrağını çekmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan kararların bağlayıcı yönü bulunmadığı için de çatışmaları sonlandıracak hiçbir adım atılamamıştır. Düşünün 141 üye, o beş üyenin içindeki bir veya iki üyeye karşı oy kullanırken netice alınabildi mi? Alınamadı. Böyle bir adalet olur mu? İşte mesele, ben diyorum ki artık daha adil bir dünyayı tesis etmek için uzun bir süredir ‘Dünya beşten büyüktür’ diyerek sistemin bu yönüne dikkati çekiyor, günümüz şartlarına göre reforme edilmesi gerektiğini hep söyledik, söylüyoruz. Ancak sistemin açıkları bilinmesine rağmen veto yetkisini elinde tutanlar gücü paylaşmaya yanaşmadığı için reform talepleri görmezden gelindi. Veto hakkı olmayan geçici üyelik, bu da çok komik geliyor bana, 15 tane geçici üye, beş tane de daimi üye. Böyle komik bir şey olur mu? Bununla nereye varılıyor? Geçici üye olmak için de o ülkeler, ‘Ben de geçici üye olabilir miyim?’ diye çırpınıyorlar. Çeşitli lobiler yapıyorlar, kulisler atıyorlar. Olsan ne yazar? Aynı şeyi biz de yaşadık. Hiçbir faydası var mı? Yok. Elini kaldır indir. Asıl iş o beşten bir tanesinde. O beş üyeden bir tanesi ne derse o oluyor. Geçici üyelik üzerinden sistemin yapısal sorunlarının üstü örtülmeye çalışıldı.”
Türkiye gibi doğru bildiklerini yüksek sesle haykırmaktan çekinmeyen ülkelerin ise haksız, temelsiz, son derece çirkin ithamlarla susturulmak istendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Oysa biz, dünya beşten büyüktür derken, sadece kendimiz için, kendi ülkemiz için bir talepte bulunmuyorduk. Milletimizin hakkıyla beraber tüm insanlığın hakkını, hukukunu, ortak menfaatini de savunmaya çalışıyorduk. Yaşadığımız hadiseler bize tespit ve tekliflerimizin ne kadar doğru, yerinde ve isabetli olduğunu göstermiştir. Aynı gerçeğin Güvenlik Konseyi daimi üyeleri tarafından da görüldüğünü, anlaşıldığını ümit ediyorum. Statüko yerine barışı gözetecek, beş ülkenin çıkarı yerine tüm insanlığa hizmet edecek yeni bir küresel güvenlik mimarisinin kurulması şarttır.”
“YENİLİKÇİ BİR DİPLOMASİ ANLAYIŞINI HEP BİRLİKTE GELİŞTİRMEMİZ ŞARTTIR”
Daha adil bir dünyanın mümkün olduğu inancıyla gelecek dönemde Birleşmiş Milletler reformu çabalarını arttırarak sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aydınlık yarınlarımız uğrunda vereceğimiz bu mücadeleye sizlerin de gereken desteği sağlayacağınıza yürekten inanıyorum. Türkiye olarak uluslararası alanda öncülük ettiğimiz projeleri hayata geçirmek için sadece güçlü bir iradeye değil aynı zamanda diplomaside yeni bir paradigmaya da ihtiyaç duyuyoruz. Diplomasiye yaklaşımımızın da değişmesi, dönüşmesi, yaşanan tecrübeler ışığında yeniden ele alınması gerektiği kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
Diplomaside gelenek, deneyim, teamüller ve alışkanlıkların ebette önemli olduğunu ancak dünyanın karşı karşıya kaldığı girift sorunların çözümünde sadece bunların yeterli olmayacağına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Diplomasiden, problemleri çözme kabiliyeti yanında daha çok sorunları önlemede, gerilimlerin önüne geçmede de istifade edilmelidir. Diplomasinin birincil görevi barışı tesis değil barışı ve istikrarı tahkim etmek olmalıdır. Asıl maharet, sorunlar daha filizlenmeden zamanlıca müdahil olabilmektir. Diğer türlü maliyetlerin artması, vakit ve enerji kaybının yaşanması, acıların ve zulümlerin derinleşmesi kaçınılmazdır. Geçmişin birikimini, asırlara sari tecrübeyi reddetmeden, proaktif, girişimci ve yenilikçi bir diplomasi anlayışını hep birlikte geliştirmemiz şarttır. Bu çabalarımızda bize yol gösterecek maziden gelen zengin bir hazine yanında, iyi ve başarılı örnekler de olduğunu biliyoruz. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, Medeniyetler İttifakı, Avrupa Birliği, Afrika Birliği gibi örneklerden yararlanmamız gerektiğine inanıyorum. Bu çerçevede forumun temasının diplomasiyi yeniden kurgulamak olarak belirlenmesini son derece isabetli buluyorum. Bu tema altında yapılacak tartışmaların ve işin ehli insanlar tarafından gerçekleştirilecek sunumların, bizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum. Bölgemize ve dünyaya dair kritik meselelerin ele alınacağı İkinci Antalya Diplomasi Forumu’nun diplomasi üzerine yeni açılımlara, yeni önerilere, yeni fikirlerin yeşermesine vesile olmasını temenni ediyorum.”
Antalya Diplomasi Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını “Savaşların olduğu değil barışın egemen olduğu bir dünya için sizleri saygıyla selamlıyorum” sözleriyle tamamladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.
Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.
“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”
Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.
AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”
“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.
“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.
YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.
“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”
Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”
“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.
Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.
Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”
“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.
“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.
Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.
“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.
“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”
Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.
“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.
Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”
“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”
Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.
“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”
“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.