Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bölgesinde ve dünyada giderek daha çok güçlenen bir devletimiz, geniş bir hak ve özgürlük alanımız, istihdamı ve üretimiyle giderek büyüyen bir ekonomimiz var” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Giresun’da Çotanak Spor Kompleksi, Aksu Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Doğal Gaz Dağıtım Hattı Altyapı Projesi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış törenine katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Konuşmasına, Giresun’un tüm ilçe ve hanelerindeki vatandaşlara selamlarını göndererek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık üç yıldır gelemedikleri kente duydukları özlem ve sevdayı dile getirdi. “Rabbim birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi eksiltmesin” dileğinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbime bana sizler gibi yol arkadaşları, mücadele arkadaşları lütfettiği için sizler gibi hemşehriler verdiği için ne kadar hamdetsem azdır” dedi.
“BİZ SÖZ VERİRSEK YAPARIZ”
Giresunlulara AK Parti’yi yüzde 49 oyla birinci çıkararak belediyedeki hizmet bayrağını tekrar kendilerine verdikleri için şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu güvene layık olabilmek için merkezi, ilçeleri, köyleriyle Giresun’un tamamında tüm imkânlarıyla çalıştıklarını ve çalışacaklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020 Ağustos ayında meydana gelen sel felaketinde Dereli ilçesinin de aralarında bulunduğu yedi ilçede can ve mal kayıpları yaşandığını, en çok hasarın da Dereli’de olduğunu anımsattı.
Arama ve kurtarma çalışmalarının ardından hemen kolları sıvayarak Dereli’yi konutları, iş yerleri ve altyapısıyla âdeta yeni baştan inşa ettiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir daha belini doğrultamaz denilen bu ilçemizi bir yıl gibi kısa bir sürede tekrar ayağa kaldırdık. Zira biz söz verirsek yaparız, laf değil, iş üretiriz iş. İşte ‘laf ola beri gele’ değil, Dereli orada Giresun merkez burada. Bugün de hem yapımı tamamlanan konut, iş yeri ve altyapı projelerinin resmî açılışını yapmak hem de hasret gidermek için programımıza Dereli’den başladık” diye konuştu.
Açılışını yaptıkları eserlerin bir kez daha Derelililere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde Doğankent’te de selin yıktığı konut ve iş yerlerini yeniden inşa ettiklerini söyledi. Bugün orada tamamlanan yatırımların sevincini de Giresunlularla paylaştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dereli’de yapılan işler, bu ülkede devletin ve hükûmetin vatandaşına sahip çıkma, dertlerini çözme, kayıplarını telafi etme konusundaki gücünü, imkânlarını, kararlılığını göstermesi bakımından önemli bir örnektir” dedi.
“VATANDAŞLARIMIZIN DERDİ İLE DERTLENDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sel felaketi yaşandığında bakanlarla birlikte Doğankent ve Dereli’de olduklarını belirterek şöyle devam etti: “Balıkçıya gitmedik. Nereye gittik? Biz vatandaşlarımızın yanına gittik. Onlarla beraber olduk. Onların derdi ile dertlendik ama birileri de bakıyorsunuz bir yerlerde kafayı bulmaya gidiyor. Öbür tarafta kar, bora, fırtına esiyor hiç umurlarında değil. Bu belediye başkanlığını ben de yaptım. Hem de İstanbul’da ve böyle kar, bora, fırtına olacak, deprem olacak, sel olacak, yok Bodrum’a git, yok bilmem şuraya git, buraya git, bizim kitabımızda o yok, bizim kitabımızda halkınla beraber olacaksın halkınla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem ve yangın afetlerinde bakanların Antalya’da, Muğla’da, Kastamonu’da, Bozkurt’ta olduğuna dikkati çekerek “Peki Cumhurbaşkanı neredeydi? O da onların yanındaydı, tek tek dolaştık, ne eksiği var? Traktör, traktörünü gönderdik. Ne eksiği var? Binalar yanmış yıkılmış, hemen o binalar da yapılıyor, aynen Dereli’de olduğu gibi niye? Sen devletsin, devlet. Sen onları kendi başına bırakamazsın. Hemen onların yanında yerini alacaksın. Eksikleri bir an önce gidereceksin, sel afeti mi oldu? Bunu gidereceksin. Çünkü görevim bunu gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
“LAF ÜRETMİYORUZ, İŞ ÜRETİYORUZ”
2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiklerinde millete, “Türkiye’yi dört temel taş üzerinde, eğitim, sağlık, adalet, emniyet bunların üzerinde yükselteceğiz” dediklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunlar yetmez başka, ‘ulaşım’ dedik, ‘enerji’ dedik, ‘tarım’ dedik, ‘dış politika’ dedik. Bütün bunlar üzerinde yükselen bir Türkiye’yi inşa ettik. İşte ben şimdi görüyorum ki Giresun bizden aldığı bu enerji ile şu anda karşımdaki topluluğa bakıyorum aynı sinerji burada da var. Zira demek ki birbirimize âşığız. Âşk, öyle bir şeydir ki kişinin sevdiğinde yok olmasıdır. Biz sizi seviyoruz ve sizde yok oluyoruz” diye konuştu.
Eğitimde 76 üniversite ile başladıklarını, şu anda Türkiye’nin 81 vilayetinde 206 üniversite ile üniversitesi olmayan bir ilin kalmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz dertliyiz, biz bu millete âşığız, âşık ve bizi bu dert yollara döktü. Biz Ferhat olduk, siz Şirin. Dağları deldik, Şirin’e ulaştık. Öyle Ferhat olmak, her kişinin karı değil ve Ferhat, Şirin’le işte bu yolculukta buluşuyor. Şimdi de bugün Giresun’da sizlerle buluştuk. Ne mutlu bize ve bu havada, bu soğukta sizlerin sıcaklığı havayı da ısıtıyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın da Trabzon’a gideceklerini belirterek şunları kaydetti: “Eğitimde, Teyyaredüzü ve Espiye İmam Hatip okullarımızı, Espiye’de ayrıca bir ortaokulumuzu, Şebinkarahisar Fen Lisesi’nin kapalı spor salonunu buradan resmen açıyoruz. Üniversitemizin Spor Bilimleri Fakültesi binası ile diğer yatırımların açılışlarını da bugün yapıyoruz. Bitmedi, Giresun’da stadyum var mıydı? İşte biz sporda 22 bin kişilik Çotanak Stadı ile Atletizm Sahası’nın Olimpik Yüzme Havuzu ve bin seyircili tribünün, merkezdeki 3 bin 500 kişilik spor salonunun, Espiye Futbol Sahası ve 500 kişilik tribünün, Bulancak Gençlik Merkezi ve 2 bin kişilik tribünün çeşitli kapalı halı sahaların açılışlarını bugün buradan gerçekleştiriyoruz. Biz laf üretmiyoruz, iş üretiyoruz iş.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bin 28 kapasiteli Gülpembe Hatun Öğrenci Yurdu ile Görele’deki 376 kişilik öğrenci yurdunu da yatırımlar kapsamında hizmete açtıklarını anlattı.
Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesinin halk sağlığı laboratuvarı ek binasının, Eynesil Devlet Hastanesinin, Çavuşlu Aile Sağlığı Merkezinin resmî açılışlarını da yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca çeşitli köylerdeki 125 ahırlı köy evi ile bunların altyapı ve çevre düzenlemelerini yaptıklarını, il özel idarelerinin ilçelerde afet gidermeye yönelik altyapı ve içme suyu yatırımlarını da hizmete aldıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerji alanında merkez, Bulancak, Keşap, Espiye, Piraziz, Dereli, Doğankent ilçelerinin doğal gaz dağıtım projelerinin resmî açılışlarını yaptıklarını, Bulancak ve Espiye adliye binalarını, güçlendirilip tadil edilen İŞKUR hizmet binasını, sosyal hizmet merkezini, Fındık Araştırma Enstitüsü altyapı ve laboratuvar projelerini, gümrük müdürlüğü ek binalarını, emniyet müdürlüğünün çeşitli binalarını, düzenlemesi tamamlanan Aymaç Tabiat Parkı’nı da resmen hizmete açtıklarını ifade etti.
Tarımda DSİ tarafından tamamlanan çeşitli taşkın koruma ve köprü projelerinin, ağaçlandırma işlerinin, orman köylülerinin istihdamına yönelik projelerin resmî açılışlarını da gerçekleştirdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun Belediyesinin de bugün resmî açılışı yapılan yeni binasıyla vatandaşlara bundan sonra daha güzel hizmet vereceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun Belediyesinin yaptığı batı sahili düzenlemesi, sokak yenileme çalışmaları, çöp sahası rehabilitasyonu, şehir girişi yolu genişletmesi ve çevre düzenlemesi ve kale aydınlatması ile inşası tamamlanan içme suyu depo ve terfi merkezi, yöresel ürün satış yerleri, Haydar Aliyev Parkı’nın da bugünkü törenle resmî hizmete alındığını söyledi.
“Böylece bugün burada yatırım tutarı 1 milyar 398 milyon lirayı bulan 78 kalem eser ve hizmetin açılışını yapmış oluyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri tebrik ederek tüm yatırımların Giresun’a ve Türkiye’ye hayırlı olması temennisinde bulundu.
“TÜRKİYE, İKİ ASIRLIK KALKINMA MÜCADELESİNİN EN ÖNEMLİ SAFHALARINDAN BİRİNDEN GEÇİYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin iki asırlık kalkınma mücadelesinin en önemli safhalarından birinden geçtiğine dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iki asır boyunca ülkemizi hak ettiği demokrasi ve ekonomi seviyesinin gerisinde bırakmak için oynanan oyunlar yüzünden milletçe başımıza gelmedik şey kalmadı. Koskoca Osmanlı’yı bu sebeple yıktılar. Binbir zahmet ve fedakârlıkla kurduğumuz Cumhuriyetimizi kadük bırakmak için her yolu denediler. Tek parti faşizminden vesayet gölgesine, darbelerden terör örgütlerine kadar kullanmadık araç bırakmadılar. Milletimiz o eşsiz ferasetiyle her defasında bu tuzakları gördü ve bozmayı bildi. Rahmetli Menderes’ten Rahmetli Özal’a kadar nice siyaset ve devlet adamına verilen büyük desteğin gerisinde işte bu anlayış vardır. AK Parti’nin kuruluşu, iktidara gelişi ve 20. yılına erişmesi de milletimizin üzerinde oynanan oyunlara verdiği en esaslı cevaplardan biridir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 20 yıllık serencamına bakıldığında nice büyük sınamaları aşarak bugünlere gelindiğini vurgulayarak, “Özellikle son 10 yılımızda sokakları karıştırmaktan teröre, darbe girişiminden ekonomik tetikçiliklere kadar atlatmadığımız badire kalmadı” diye konuştu.
“GELECEĞİMİZE GÜVENLE BAKMAK İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ İMKÂNA SAHİBİZ”
Türkiye’nin bölgesindeki ülkelerin önemli bir kısmının bu sınamaları geçemediğine, pek çok devletin paramparça olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile Ukrayna arasında devam eden gerilime işaret etti.
Milyonlarca insanın kendi ülkesinde veya sığındıkları yerlerde sefalet altında hayatlarını sürdürmeye çalıştığını ve bu durumdaki insanların bir kısmına da Türkiye olarak sahip çıktıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye olarak bu karanlık dönemi devletimizin bütünlüğüne de milletimizin birliğine de halel getirmeden geride bıraktık. Şöyle bir etrafımıza ve dünyaya baktığımızda gerçekten şükredecek çok şeyimiz olduğunu görüyoruz. Bu dönemde sıkıntılar çekmedik mi, elbette çektik. Bu dönemde bedeller ödemedik mi, elbette ödedik. Kimi zaman huzurumuz kaçtı, kimi zaman canımız yandı, kimi zaman kanımız döküldü, kimi zaman cebimiz zarar gördü. Terör çok can yaktı. Ama hamdolsun bölgesinde ve dünyada giderek daha çok güçlenen bir devletimiz, geniş bir hak ve özgürlük alanımız, istihdamı ve üretimiyle giderek büyüyen bir ekonomimiz var. Velhasıl geleceğimize güvenle bakmak için gereken her türlü imkâna sahibiz. İstikrar var, güven var. Bu güven ve istikrar bizi dünyada güçlü ülkeler arasına yerleştirdi.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi başka türlü istedikleri yere çekemeyeceklerini görenler son yıllarda tüm güçleriyle ekonomimize yükleniyor. Hatırlayın, güya dünyanın en büyük ülkesinin başındaki kişi, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde Türkiye’nin ekonomisini mahvetme tehditleri savurdu. Batılı finans kuruluşları serbest piyasa ekonomisine taban tabana zıt manipülasyonları ekonomimize darbe üstüne darbe vurmaya kalktı” ifadesini kullandı.
Sınırlara dayanan terör örgütlerinin de aynı projenin bir parçası olarak Türkiye’nin üzerine salındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabar’da, Cudi’de, Tendürek dağları, Besler Dereler’deki teröristlerin hepsinin mağaralara gömüldüğünü vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir dönem vatandaşların terör yüzünden sokaklara çıkamadığını ama şimdi rahatça çıkabildiğini vurgulayarak bunun, terörle mücadele eden güçlü irade sayesinde olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörle mücadeleye değinerek, “Yılmadan, usanmadan ‘biz bunların inlerine gireceğiz’ dediğimizde, bunların bazıları dalgasını geçiyordu ama şimdi hepsi süt dökmüş kediye döndü. Ülkemizdeki kimi çevreler üzüntüyle belirtmek isterim ki bu gavurların değirmenine su taşımak için adeta birbiriyle yarıştılar” diye konuştu.
“KURU İSTİKRARA KAVUŞTURDUK”
CHP’nin başını çektiği bu kesimlerin ülkenin ve milletin felaketi üzerinden kendi çıkarlarını inşa etmenin peşine düştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun başaramadılar, başaramayacaklar” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı olarak bunların üzerine gittiklerini ve gitmeye devam edeceklerini belirterek yaşanılan her hadisenin millete bunların gerçek yüzünü gösterdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dün vesayetin yanında yer alarak demokrasiye ihanet etmişlerdi. Dün terör örgütlerine payandalık yaparak vatanın bütünlüğüne göz dikmişlerdi. Dün darbecilere yancılık yaparak istiklalimizi karartmaya kalkmışlardı. Dün sınır ötesi harekâtlarımıza karşı çıkarak bekamıza kastetmişlerdi. Dün ekonomimize yönelik tuzaklara destek vererek aşımıza zehir atmaya niyetlenmişlerdi. Bugün de aynı gaflet, dalalet, ihanet çizgisinde yürümeyi sürdürüyorlar. Yalanla, iftirayla, çarpıtmayla gerçekleri gizleyerek, hakikatleri ters yüz ederek milleti kandıracaklarını sanıyorlar. Hâlbuki bunlar daha kendi partilerini yönetmekten acizler. Bunlar kendi belediyelerinde şehirlere hizmet vermekten acizler. Bunlar ülkenin millî çıkarlarını içeride ve dışarıda savunmaktan acizler. Bunlar milletin geleceği için en küçük bir hayal kurmaktan, vizyon belirlemekten, proje üretmekten acizler. Çünkü bunlar milletimizin ‘ver yiyem, ört yatam, bekle canım çıkmasın’ diye tarif ettiği türün mensuplarıdır. İşte bunun için de hiçbir zaman iflah olmamışlardır ve olmayacaklardır. Bunları söylerken yaşadığınız sıkıntıları, yaptığınız fedakârlıkları, altına girdiğiniz yükleri görmezden gelmiyoruz. Tam tersine hepsinin farkındayız, hepsini de yakından takip ediyoruz, hepsinin de çözüm yollarını arıyor, buluyor ve hayata geçiriyoruz.”
Geçen yıl 20 Aralık’a kadar döviz kurunda yaşanan suni dalgalanmaya değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Önünü nasıl kestiğimizi 20 Aralık itibariyle biliyorsunuz. Önce piyasanın kendi dinamikleri içinde bu dalgalanmanın durulmasını bekledik. Baktık, bu iş milletimize ciddi zararlar verecek bir yere doğru gidiyor hemen tedbirlerimizi aldık, mekanizmalarımızı kurduk ve kuru tekrar istikrara kavuşturduk. Enflasyonun sizlerin üzerinde ciddi bir yük hâline dönüştüğünü biliyoruz, görüyoruz. Faizle mücadelemi biliyorsunuz, faizi indireceğiz ve indiriyoruz. Bilin ki enflasyon da inecek, daha da düşecek. Asgari ücrette verdiğimiz sözü tuttuk mu? Tuttuk ve 4 bin 250 liraya asgari ücreti çıkardık mı? Çıkardık. Memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanlarımızın gelirlerinde yaptığımız yüksek oranlı artışlarla insanımızı enflasyona ezdirmedik.”
“YAPILAN HER YATIRIM, NESİLLER BOYUNCA ÜLKEMİZE VE İNSANLARIMIZA KAZANDIRMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki büyük hassasiyetleri olduğunu belirterek, “Birincisi ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaktır. Çünkü can güvenliğiniz yoksa diğer her şey anlamsız hâle gelir. İkinci hassasiyetimiz de insanlarımızın geçim kapısını yani istihdamı ayakta tutmak ve sürekli geliştirmektir. Çünkü işiniz varsa, geliriniz varsa, fiyatlar bir parça yükselmiş de olsa hayatınızı sürdürebilir, önünüzü ancak görebilirsiniz. Ama işinizi kaybettiğinizde, fiyatların yüksekliğinin, düşüklüğünün hiçbir önemi kalmıyor. Çünkü geliriniz tamamen kesiliyor” dedi.
Bu anlayışla ekonomi programını yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyüme üzerine bina ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir ama üretimde, istihdamda, ihracatta yakaladığımız başarılar kalıcıdır. Yapılan her yatırım, açılan her üretim ve hizmet tesisi nesiller boyunca ülkemize ve insanlarımıza kazandırmaya devam edecektir. Milletimden bu noktada bizimle beraber bu yolda yürümelerini istiyorum. Nasıl demokrasimizi, güvenliğimizi, altyapımızı, bölgesel ve küresel siyasi gücümüzü iftihar verici bir seviyeye çıkardıysak inşallah yakında ekonomide de benzer bir başarıya hep birlikte imza atacağız.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ordu, Giresun Havalimanı. Hiç aklımızdan geçer miydi burada böyle denizin üzerinde bir havalimanı yapılacak. Şimdi bu havalimanı yapıldı mı? Yapıldı. Samsun-Sarp, bu sahilde böyle bir otoyol yapılacağı aklınızdan geçer miydi? Kim yaptı? Biz. Nerede diğerleri? Onlar laf üretir, biz iş üretiriz. Farkımız bu. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri hâline getirmeden aldığımız her nefes, içtiğimiz her yudum su, yediğimiz her lokma bize zehirdir. Ne zaman ki ülkemizi bu hedefimize de ulaştıracağız işte o vakit evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri bir ülkeyi gururla teslim edebiliriz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar her mücadelelerinde yanlarında olan Giresun’un bu kutlu yolda desteğini esirgemeyeceğine inandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra yapımı tamamlanan tesislerin toplu açılışını beraberindeki protokol üyeleri ve çocuklarla kurdele keserek gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Giresun’da şehirdeki temasları kapsamında Valiliği ve Belediye Başkanlığı’nı ziyaret etti.
Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani ile Lusail Sarayı’nda bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim tarafından resmî törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke millî marşları çalındı.
Katar Emiri Şeyh Temim ile tören kıtasını denetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, askerleri selamladı. İki ülke heyetlerinin takdiminin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, baş başa görüşmeye geçti.
Baş başa görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısı’na başkanlık etti.
Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Katar Emiri Şeyh Temim’in huzurunda, iki ülke arasındaki anlaşmaların imza törenine geçildi.
İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR
“Türkiye Cumhuriyeti ve Katar Devleti Arasında Yüksek Stratejik Komite Dokuzuncu Toplantısına İlişkin Ortak Bildiri” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Katar Dışişleri Bakanlığı Arasında Karşılıklı Çıkar Sağlayan Konular Hakkında Siyasi İstişareler Kurulmasına Dair Mutabakat Zaptı”na Dışişleri Bakanı Fidan ve Katar Dışişleri Bakanı Al Sani imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Katar Kültür Bakanlığı Arasında Kültürel Alanda İşbirliği Mutabakat Zaptı’nın Uygulanmasına Yönelik Üçüncü Yürütme Programı 2024-2025” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Katar Kültür Bakanı Abdurrahman bin Hamed Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Katar Devleti Çalışma Bakanlığı Arasında Çalışma Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Çalışma Bakanı Ali Bin Semih Al Marri imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Katar Devleti Hayır İşleri Düzenleme Kurumu arasında İnsani Yardım ve Hayır İşleri alanında İşbirliği Hususunda Mutabakat Zaptı” Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Katar Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Meryem binti Ali bin Nasır el-Misned tarafından imza altına alındı.
“Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı ile Katar Devleti’ndeki Lusail Üniversitesi Arasında Türkiye Türkçesi Öğretim Merkezleri Kurulmasına İlişkin İşbirliği Protokolü”nü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Lusail Üniversitesi Rektörü Ali Bin Fetais Al Mari imzaladı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Çerçeve Anlaşması”na Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Bilimsel İşbirliği için Mutabakat Zaptı” ile “Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Arasında Stratejik İşbirliği Anlaşması” Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar Vakfı Hamad bin Khalifa Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Şeyha Hind bint Hamad Al Sani tarafından imzalandı.
“Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Katar Devleti İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı arasında Bilgi ve İletişim Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı”na Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Katar İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Muhammed bin Ali Al Mannai imza attı.
“Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Katar Devleti Maliye Bakanlığı Arasında Ortak İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı”nı Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Katar Maliye Bakanı Ali bin Ahmed Al Kuwari imzaladı.
“Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Yatırımın Teşviki Alanında İşbirliğine Dair Mutabakat Zaptı” Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani tarafından imza altına alındı.
“Türkiye İhracatçılar Meclisi ile Katar Ticaret ve Sanayi Odası Arasında Mutabakat Zaptı”nı ise Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe ve Katar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şeyh Halife bin Casim Al Sani imzaladı.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’nin davetine icabetle, Türkiye ile Katar arasındaki Yüksek Stratejik Komite’nin Dokuzuncu Toplantısı vesilesiyle Katar’a bir ziyaret gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başkent Doha’ya ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Hamad Uluslararası Havalimanı’nda Katar Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye, Türkiye’nin Doha Büyükelçisi Mehmet Mustafa Göksu ve diğer ilgililer karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat da Katar’a ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’nda yaptığı konuşmada, “İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşı çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Gazze bir Filistin toprağıdır. Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında, bu toplantının insanlığın sorunlarının çözümüne vesile olmasını diledi.
İsrail’in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Filistinlileri selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren herkese muhabbetlerini iletti.
Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl Cumhuriyetin kuruluşunun 100. seneidevriyesini idrak ettiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah’ın izniyle ‘Türkiye Yüzyılı’ ile taçlandırmadan durmayacağız. Bunu da siz kardeşlerimizle birlikte omuz omuza başaracağız. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bugünlerde sergileyeceğimiz iş birliği çok daha önemli hâle geliyor. İsrail’in 7 Ekim’de başlayan katliamları, esir takasları sebebi ile altı gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihî itibarıyla yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.”
“GAZZE’DE ŞEHİT EDİLEN HER 3 KİŞİDEN 2’SİNİ ÇOCUKLAR, BEBEKLER VE KADINLAR OLUŞTURUYOR”
İsrail’in Gazze’ye saldırılarında bebeklerin, çocukların ve kadınların hayatını kaybettiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’de şehit edilen her 3 kişiden 2’sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500’ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100’ün üzerinde Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi de var. Öyle bir tablo ki küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan BM, kendi çalışanlarını dahi İsrail’in barbarlığından koruyamıyor. Avrupa’sından Amerika’sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir. Bu ülkeler adeta İsrail’e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması, daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor” diye konuştu.
Uluslararası basın kuruluşlarının Gazze’de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramadığını, İsrail’e karşı tek bir eleştiri getiremediğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Oysa bunlar bize, hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdi. Söze her başladıklarında basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi? Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail’in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdadır. İsrail saldırılarında fiziken ölenler Filistinliler olabilir ama bu zulme destek vererek veya sessiz kalarak İsrail’in safında yer alan her kişi, kurum ve ülkenin gururla önümüze koyduğu o şatafatlı ideolojileri, sözleşmeleri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden masunların ölümünü sessizce geçiştirmeye hatta Hamas bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek bir sözleri dahi kalmadığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, arkasındaki riyakârlığı biliyor olsak da insanlığın ortak çıkarına hizmet edebileceği ümidiyle hüsnüniyetle baktığımız bütün bir 20. yüzyıl tasarımının gözlerimizin önünde çöküşünü izliyoruz ve tüm şehirlerimize rağmen yazık demekten kendimizi alamıyoruz. Çünkü her dönemin kapanışı ve yenisinin inşası süreci gibi önümüzdeki yıllarda çok sancılı, sıkıntılı, kanlı ve risklerle dolu olacaktır. Bu süreci kendimizle birlikte dostlarımızın ve kardeşlerimizin tamamı için en büyük kazanımlara tebdil etmek bizlerin elindedir. Bunun için daha çok çalışmak, daha çok mücadele etmek azmindeyiz” diye konuştu.
Gazze’nin küresel sistem açısından bir turnusol kâğıdı işlevi gördüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaşın başladığı 7 Ekim’den bu yana şahit oldukları, uluslararası örgütlerden insan hakları kuruluşlarına, Batılı demokrasilerden küresel şirketlere pek çok yapının gerçek yüzünü gösterdiğini ifade etti.
“BM KURUMSAL OLARAK GAZZE İMTİHANINDAN BAŞARISIZ ÇIKTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM’nin kurumsal olarak Gazze imtihanından başarısız çıktığını dile getirerek, şunları kaydetti: “Genel Sekreter Sayın (Antonio) Guterres’in samimi gayretleri, maalesef bizzat güvenlik konseyi üyeleri tarafından sabote edildi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda, burası çok önemli, 121 evet oyuyla kabul edilen karar, insanlığın vicdanına tercüman olması bakımından kıymetli bir adımdır. Ancak bu karar Birleşmiş Milletlerin mevcut yapısı nedeniyle kadük kaldı. Akan kanın durması noktasında tesirli olamadı. Maalesef 40 çekimser oyla birlikte 161 ülkenin iradesi yok sayılıyor. Sadece bu tablo bile 2 milyarlık Müslüman âlemi olarak nasıl bir cendereye sıkıştırıldığımızı göstermeye kâfidir. Bir tarafta ‘savaş dursun, daha fazla kan akmasın’ diyen 121 ülke var. Diğer tarafta İsrail’in saldırılarına açık çek veren 3-5 ülke var ve bu 3-5 ülke ne zaman ‘tamam’ derse ancak o zaman harekete geçen bir küresel mekanizma var. Böyle bir yapının ne barışı getirmesi ne çatışmaları durdurması ne de insanlığa umut olması mümkün değildir.”
Yıllardır “Dünya beşten büyüktür” diyerek ifade ettikleri Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin adaletsiz ve krizlerin çözümünde işlevsiz kalan bu çarpık yapısının bir an önce değiştirilmesi gerektiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiçbirimiz bu sistemi kabullenmek mecburiyetinde değiliz. Hiçbirimiz ‘Böyle gelmiş, böyle gider’ diyemeyiz. Artık itirazlarımızı daha gür bir seda ile dillendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanlar olarak “Daha adil bir dünya mümkündür” dediklerini vurgulayarak, bu iddia doğrultusunda mücadele ederek sadece kendi vatandaşlarına değil, gelecek nesillere karşı da sorumluluklarının olduğunu söyledi.
Bunu yaparken kenarda beklemeyip, ellerindeki imkânlardan sonuna kadar istifade etmeye çalışacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuruluş gayesi Filistin davasını savunmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı, mücadelenin, tek ses ve tek vücut olarak yürütülmesi noktasında bizlere önemli bir zemin sunuyor” dedi.
“İSRAİL’İN HIRSIZLIĞI ARTIK ULUSLARARASI ALANDA DAHA ÇOK DİLLENDİRİLMEYE BAŞLANDI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Ligi ile birlikte Riyad’da gerçekleştirilen olağanüstü ortak zirveyle İslam dünyası olarak Filistin meselesindeki duruşlarını ortaya koyduklarını aktararak, zirvede işgalci yerleşimcilerin ilk kez “terörist” olarak tanımlanması başta olmak üzere gerçekten kilometre taşı mahiyetinde kararlar aldıklarına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in katilliği yanında, hırsızlığı da artık uluslararası alanda giderek daha çok dillendirilmeye başlandı. Zirve kapsamında teşkil edilen Dışişleri Bakanları Temas Grubu, çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü. Gazze’de akan kan duruncaya kadar bu görüşmeler devam edecek” ifadelerini kullandı.
Başka adımların da atılması gerektiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları dolayısıyla sorumlu tutulmalarının bunlardan biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesini bu kapsamda mutlaka değerlendirmeleri gerektiğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Aynı şekilde İsrail’in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail’in atom bombası var mı? Var ama sorarsan ‘yok’ diyorlar. Biz bunun ne olduğunu gayet iyi biliyoruz ve şu anda Gazze kasabı olan Netenyahu bir savaş suçlusu olmanın ötesinde kesinlikle Gazze kasabı olarak aynen Milosevic nasıl yargılandıysa bu da yargılanacaktır. Gazze’nin yeniden imarıyla ilgili hazırlıkları da şimdiden başlamalıyız. İsrail’in Gazze’yi insansızlaştırma politikalarına karşıda çok net bir duruş sergilemeliyiz. Farklı hevesler peşinde koşan İsrailli yöneticilere şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak istiyorum; Gazze, Filistin toprağıdır. Gazze, Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır. İslam dünyası olarak Gazze’nin tek bir karış toprağını dahi işgalci İsrail’e bırakmamak hepimizin boynunun borcudur. Bunu sadece Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için değil, aynı zamanda kendi güvenliğimiz, kendi toprak bütünlüğümüz için de yapmalıyız. Bugün Gazze’yi işgal edenlerin yarın Arz-ı Mev’ud hezeyanıyla başka yerlere göz dikeceğini çok iyi biliyoruz. Nitekim bu niyetlerini artık saklama ihtiyacı bile hissetmiyorlar. Gazze kasabı Netanyahu, meselenin Gazze veya Ramallah olmadığını yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu kameralar önünde bizzat ifşa etti. Dolayısıyla bugün Gazze’yi ve Filistin’i savunmak demek Kudüs’le birlikte Mekke’yi, Medine’yi, İstanbul’u savunmak, Şam’ı, Beyrut’u, Bağdat’ı ve diğer İslam beldelerini de savunmak demektir. Yangının, acının ve feryadın bizim ocağımıza ulaşmasını beklersek Allah korusun o yangın bir gün mutlaka evimize gelecektir.”
“BÖLGEMİZDE BARIŞA GİDEN YOL FİLİSTİN DEVLETİ’NİN KURULUŞUNDAN GEÇMEKTEDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Asya’dan Afrika’ya, Amerika’dan Avrupa’ya 2 milyar ferdi olan büyük aile bir olduklarının şuuru ve duyarlılığıyla hareket ettikleri takdirde kimsenin kendilerini tehdit edemeyeceğini, kimsenin kendilerine parmak sallayamayacağını belirtti.
Filistin halkıyla dayanışmalarını arttırmalarının bilhassa kardeşlerinin bu zor günlerinde çok daha kritik hâle geldiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak uluslararası alandaki çabaların yanı sıra insani yardımları da bölgeye ulaştırmaya çalıştıklarını, Mısırlı kardeşleriyle iş birliği içinde şimdiye kadar 12 uçak dolusu malzeme ve 2 sivil yardım gemisini El Ariş’e sevk ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye’ye intikalini sağladıklarını belirterek, “Bu hastaları biz de bizzat ziyaret ettik. Ülkemiz ve milletimiz adına acılarını paylaştık. Eşimin himayesinde pek çok ülkeden devlet ve hükûmet başkanlarının eşleriyle özel temsilcilerin katılımıyla düzenlenen ‘Filistin İçin Tek Yürek’ toplantısı da ülkemizin duruşunu göstermesi açısından anlamlıydı” diye konuştu.
Bu çabaları çok yönlü bir şekilde sürdüreceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son olaylarla birlikte 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğe sahip bir Filistin Devleti’nin vücut bulmasının ne kadar önemli olduğu tekrar anlaşılmıştır. Bölgemizde barışa giden yol Filistin Devleti’nin kuruluşundan geçmektedir. Biz, bu çerçevede bir barışın tesisi ve temini için diğer ülkelerle birlikte garantörlük dâhil her türlü mesuliyeti üstlenmeye hazırız” ifadelerini kullandı.
“MÜSLÜMANLAR HER GÜN İSLAM KARŞITI MUAMELEYE MARUZ KALMAKTADIR”
Müslümanlar olarak tehdit boyutu artan sorunlardan birisinin de İslam düşmanlığı olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Avrupa’nın birçok ülkesinde göçmen nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan Müslümanlar her gün bir başka yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı muameleye maruz kalmaktadır. Son yıllarda özellikle Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilerine yönelik saldırı ve tehditlerde artış yaşanıyor. Ocak 2023’ten bu yana İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ülkelerin Avrupa’da bulunan büyükelçiliklerinin önleri başta olmak üzere Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın İslam karşıtı saldırı gerçekleştirildi. Geçen hafta Filistin kefiyesi takan 3 genç ABD’de sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam düşmanlığının Batı toplumlarında veba gibi yayılırken hükûmetler tarafından hiçbir tedbir alınmadığını, Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakça eylemlerin “ifade özgürlüğü” kisvesi altında meşru ve mazur gösterildiğini vurguladı.
Bu saldırılara göz yumanların mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fikir ve toplanma hürriyeti diyenlerin aslında böyle bir hassasiyetlerinin bulunmadığını biz çok iyi biliyoruz. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izniyle biz buna fırsat vermeyeceğiz, bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İİT üyesi ülkeler olarak bu nefret suçlarına karşı ortak hareket etmelerinin ehemmiyetini tekrar vurgulamakta fayda gördüğünü, gerek ikili düzeyde gerekse uluslararası platformları kullanıp nefret suçlarıyla mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceklerini söyledi.
İslam ülkeleri arasında tercihli ticaret sisteminin geçen yıl yürürlüğe girmesinden büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sisteme dâhil olan ülkelerin gerekli tedbirleri alarak anlaşmayı bihakkın uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Sisteme henüz taraf olmamış ülkeleri de bir an evvel katılmaya davet ediyoruz. Birlikte geliştireceğimiz ekonomik fırsatlar, refahı, bereketi ve ekonomik istikrarı beraberinde getirecektir. Ülkelerimiz arasındaki ticareti ve yatırımları teşvik edecek ve arttıracak bir diğer önemli husus ise uyuşmazlıkların çözümü meselesidir” dedi.
“HELAL GIDA MESELESİ İŞ BİRLİĞİMİZİ YOĞUNLAŞTIRMAMIZ GEREKEN BİR ALAN”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren İİT Tahkim Merkezi’nin yatırım ve ticari uyuşmazlıkların çözümü noktasında önemli bir adres olması için İSEDAK üyesi ülkelerin desteğini çok kıymetli bulduklarını kaydetti.
“İSEDAK KOBİ” programının teşkilat üyesi ülkelerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin güçlendirmelerine katkı sağlayacağına inandıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elektronik ticaretin geliştirilmesi, bu konuyu bu seneki Bakanlar toplantımızın istişare toplumunun ana teması olarak belirledik. Elektronik ticaret ve dijital dönüşüm alanlarının yenilikçiliği teşvik ettiği ve ekonomik büyümede yeni fırsatlar sunduğu aşikârdır. Helal gıda meselesi iş birliğimizi yoğunlaştırmamız gereken çok önemli bir alanı teşkil ediyor. İslam İşbirliği Standartlar ve Metroloji Enstitüsü, bu kapsamda yürütülen çalışmalarda hamdolsun ciddi mesafe katettik” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Helal Akreditasyon Kurumları İslami Forumu’nun kurulmasını ve ilk toplantısını geçen ay gerçekleştirmesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, forum kapsamında yapılacak çalışmaların ülkeler arasındaki ticaretin artmasına önemli katkılar sağlayacağının altını çizdi.
“KÜRESEL FİNANSIN AĞIRLIK MERKEZİ BATI’DAN DOĞU’YA DOĞRU KAYMAKTADIR”
Ülkeler arasında altın borsası ve uluslararası yatırım fonu gibi helal ve yenilikçi ürün alternatiflerinin geliştirilmesini teşvik ettiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Finans alanında maalesef henüz arzu ettiğimiz tabloyu yakalayamadık. Oysa küresel finansın ağırlık merkezi Batı’dan Doğu’ya doğru kaymaktadır. Ülkemizle birlikte bölgemizin de potansiyelini değerlendirmek üzere nisan ayında İstanbul Finans Merkezi’ni açtık. Toplam 1,4 milyon metrekareyi bulan alanıyla İstanbul Finans Merkezi, özellikle ‘Fintek’ ve ‘Katılım Finans’ta sektörün kalbi olmaya aday bir projedir. Stratejik önemi yüksek bu merkezden teşkilatımızın ve siz dostlarımızın da faydalanmasını arzu ediyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, El-Bereke Forumu’nu İstanbul Finans Merkezi’ne taşımak suretiyle İslam ekonomisi alanındaki iş birliklerini güçlendirmek amacında olduklarını aktararak, “El-Bereke İslami Finans Vakfının böyle bir adım atmasının bu alandaki fikri ve teorik zeminin zenginleşmesine katkı sağlayacağına inanıyorum. Dünyadan önde gelen akademisyen, yatırımcı, bankacı ve araştırmacıları bir araya getirecek İslami Finans Zirvesi’ne nisan ayında İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyacağız. Zirveye İslami Bankalar ve Finansal Kurumlar Genel Konseyi, İslam Kalkınma Bankası ile İslam İşbirliği Teşkilatının gereken desteği vermesini bekliyoruz” diye konuştu.
İSEDAK Sektörel Çalışma Grubu toplantılarında birçok kalkınma meselesinin bu yıl ülkelerden ilgili uzmanların katılımıyla ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, çalışma grupları tarafından geliştirilen politika tavsiyelerinin ülkelerin kalkınmasına ve vatandaşların refahının artmasına destek olacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu politika tavsiyelerinin hayata geçirilmesi noktasında İSEDAK Proje Destek Programları’nın önemli bir işlevi yerine getirdiğinden bahsederek, şunları söyledi: “Bugüne kadar İSEDAK Proje Finansmanı kapsamında 130, İSEDAK Kovid Müdahale Programı kapsamında 14 ve İSEDAK Kudüs Programı kapsamında ise 13 proje başarıyla hayata geçti. Ayrıca bu yıl dijital dönüşüm iş birliği alanına yönelik projeleri de destekleme kararı aldık. Bu destek mekanizmalarından ülkelerimizin daha çok yararlanmasını temenni ediyoruz. Hayırda yarışmayı emreden bir dinin mensupları olarak, hep birlikte ülkelerimiz arasındaki dayanışmayı, dostluğu ve iş birliğini pekiştirmek için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğimize yürekten inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hayatını kaybeden eski Diyanet İşleri Başkanı ve senatörlerden Lütfi Doğan’a Allah’tan rahmet niyaz ederek, “Merhum Hocamızın yakınlarına, öğrencilerine, dava ve yol arkadaşlarına Rabbimden sabr-ı cemil diliyorum. Mevla, muhterem Hocamızı cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin” şeklinde konuştu.
İSEDAK 39. Bakanlar Oturumu’nun hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, katılımcılardan Katar’da yapılacak Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı’na katılmak üzere müsaade rica etti.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan oturumda, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği saldırılara ilişkin video gösterisi de yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dubai’de Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28’inci Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen Dünya İklim Eylemi Zirvesi’ne katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin yapılacağı Expo City Dubai’ye gelişinde, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al Nahyan ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres tarafından karşılandı.
Liderler, aile fotoğrafının ardından açılış programına katıldı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.