Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Son 19 yılda elde ettiğimiz her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri vardır. Ülkemize ve milletimize kazandırdığımız her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verdik” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması” programına katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen çatısı altında ülkenin dört bir yanında emek mücadelesi yürütenlere selam göndererek konuşmasına başladı.
Bu güzel atmosferde kalplerini buluşturan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve Memur-Sen Yönetim Kurulu’na teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendileriyle son olarak 2,5 sene önce Ankara’daki yeni hizmet binasının açılışı dolayısıyla bir araya gelip hasret giderdiklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, “Büyük Türkiye Buluşması”nda bir kez daha kendileriyle beraber olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirerek, ahde vefaları ve muhabbetleri için teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbim aramızdaki bu dayanışmayı daim ve kaim eylesin diyorum. Bu vesileyle Memur-Sen’in kurucu genel başkanı, fikir, dava, aksiyon ve gönül adamı, şair ve mütefekkir merhum Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmetle yâd ediyorum. Merhum İnan ‘Kim demiş her şeyin bitişi ölüm. Destanlar yayılır mezarımızdan’ derken işte bugünleri anlatıyordu” ifadelerini kullandı.
“Akif İnan’ın en önemli eseri olan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, bugün 1 milyon 50 bine ulaşan üye sayısıyla ülkemizin en büyük konfederasyonu olarak büyük ve güçlü Türkiye davamıza omuz veriyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vefatının üzerinden geçen 20 yıla rağmen merhum İnan’ın mütevazı imkânlarla kurduğu müesseseler, aziz milletimizle birlikte tüm emekçilere, mazlumlara, mağdurlara hizmet etmeyi sürdürüyor. Memur-Sen kamu görevlilerimizin haklarını savunmanın yanında Akif İnan’ın çizdiği çerçevede, ülkemizde ve tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin gür sesi oluyor. İnsanı ve insan onurunu esas alan özgün bir sendikacılık anlayışıyla bu çatı altında yürütülen çalışmalar elbette her türlü takdirin üzerindedir. İdeolojik sendikacılıkla arasına mesafe koyan Memur-Sen, millî iradenin güçlendirilmesi yönünde atılan her türlü adıma da destek vermiştir.”
“MEMUR-SEN, DARBE VE VESAYETE DÖNÜK TÜM TEŞEBBÜSLERİN KARŞISINDA DİK BİR DURUŞ SERGİLEMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in 28 Şubat başta olmak üzere darbe ve vesayete dönük tüm teşebbüslerin karşısında dik bir duruş sergilediğinin altını çizerek, “27 Nisan bildirisinden 367 garabetine, Gezi olaylarından 17-25 Aralık girişimine, 15 Temmuz ihanetinden 16 Nisan referandumuna kadar ülkemizi, milletimizi, istiklalimizi, istikbalimizi ilgilendiren her kritik hadisede Memur-Sen onurlu, dirayetli, demokratik bir tavır takınmıştır. Son 19 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verdiğimiz zorlu mücadelede dağ gibi yanımızda duran Memur-Sen’e, Memur-Sen’in siz yürekli mensuplarına burada bir kez daha şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in demokrasiye yaptığı katkıların yanı sıra 2009 yılından bu yana yetkili konfederasyon olarak toplu görüşme ve toplu sözleşme süreçlerine de yön verdiğini anlattı.
Kamu görevlilerinin elde ettiği birçok kazanımın altında Memur-Sen’in de imzası bulunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen’in kardeş coğrafyalarda sendikal hareketlerin güçlenmesi amacıyla yaptığı çalışmaları da memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Türkiye’nin kamu sendikacılığı alanındaki birikimini ve tecrübesini tüm dünyayla paylaştığı için de Memur-Sen’i tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin Koronavirüs salgınıyla mücadelesine verdiğiniz destek için de sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Önümüzdeki dönemde de merhum Akif İnan’ın temellerini attığı, rotasını belirlediği, hayatıyla bizzat örnek olduğu şekilde güçlenerek yolunuza devam edeceğinize inanıyorum” ifadelerini kullandı.
28 Şubat sürecine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Buradaki dostlarımızın hemen hepsi Türkiye’nin 19 yıl önceki hâlini gayet iyi hatırlıyor. Çoğu arkadaşımız 28 Şubat döneminin meşum günlerini ya memur ya öğretmen ya da üniversite öğrencisi olarak bizzat tecrübe etti. Aramızda sakalından dolayı tahkikata uğrayanlar, başörtüsünden dolayı okulundan atılanlar, fikirlerinden dolayı soruşturma geçirenler, kimliğinden dolayı sürgüne gönderilenler oldu. İrtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu yaklaşık 6 milyon insanımız vesayetçiler tarafından fişlendi. Sadece Millî Eğitim’de 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğrarken 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 11 bin öğretmen de istifa etti. Devlet kurumlarında çalışan tüm başörtülü hanım kardeşlerimiz, inançları ile meslekleri arasında tercih yapmaya zorlandı. Bürokrasi yanında ekonomiden siyasete, sivil toplumdan günlük hayata kadar her alanda milletimiz çok ağır baskılarla, maddi-manevi kayıplarla karşılaştı.”
“TÜRKİYE’YE KAZANDIRDIĞIMIZ HER ESER, PROJE VE DEMOKRATİK REFORM İÇİN ÇETİN MÜCADELELER VERDİK”
Milletin inancıyla, değerleriyle, kültürüyle kavgalı darbeci zihniyetin Türkiye ekonomisine 300 milyar doların üzerinde zarar verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu rakamın vesayetin millete sadece ekonomide bıraktığı fatura olduğunu, ülkenin geri kalma pahasına vesayete arka çıkanların verdiği zararların hesabının tutulmasının ise mümkün olmadığını söyledi.
Milletin desteğiyle başlattıkları demokrasi ve kalkınma mücadelesini sıkıntılı bir zeminde yürüttüklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bu faşist zihniyetin mesleki eğitim başta olmak üzere eğitim sistemimizde yaptığı tahribatın etkilerini ortadan kaldırmak için hâlen uğraşıyoruz. Tabii bu anlattıklarımızın özellikle yaşı 30’un altındaki genç Memur-Senli kardeşlerimiz için uzak tarihlere ait hikâyeler gibi göründüğünün farkındayız. AK Parti Türkiye’sinde doğan veya büyüyen gençlerimiz, milletimizin maruz kaldığı bu baskıları, bu zulümleri anlamakta haklı olarak zorlanıyor. Bay Kemal tehdit ediyor değil mi? Öğretmenleri tehdit ediyor, subayları tehdit ediyor, polisleri tehdit ediyor, hangi memur sınıfında kardeşlerimiz varsa sıradan hepsini tehdit ediyor. Ama bilmiyor ki Allah’ın izniyle benim memur kardeşlerim, kamu görevlilerim bunlara pabucu bırakmayacak. Kardeşlerim tüm bunlar ve çok daha fazlası öyle 1-2 asır değil, daha 20-25 yıl öncesine kadar ülkemizin gerçekleriydi.”
Son 19 yılda elde edilen her başarının gerisinde çok ciddi bir emek, gayret, sabır, strateji ve alın teri olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye kazandırdıkları her eser, proje ve demokratik reform için çetin mücadeleler verildiğini kaydetti.
Dün, Çanakkale’deki 18 Mart Köprüsü’nün son tabyasının vidalarının sıkıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, köprünün karadan karaya uzunluğunun 4 bin 200 metre olduğunu, açılışının da 18 Mart’tan önce yapılacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir zamanlar feribotların havalar bozuk olduğu zaman çalışamadığı Çanakkale’de bu köprüden altı dakikada karşıdan karşıya geçeceğiz. Peki, bu nasıl yapıldı? Bu parayı nereden buldunuz? Evet söyleyeyim. Burası 2 milyar 400 milyon avroya çıkmış olan bir köprü. Ve bunu biz ‘yap-işlet-devret’le inşallah 12 yıl sonra bu köprü kime kalacak? Devlete, millete kalacak. Ama bunların kafası bunu basmaz. Diyor ki ‘Nasıl yaptınız bunu?’ İşte böyle yaptık. Türk firmalarıyla Kore iş birliğiyle yaptık. Birçok yatırımlarımızı böyle gerçekleştirdik. Hâlâ gerçekleştiriyoruz. Şu anda burada 5 bin kişi çalışıyor. ‘Millet aç’ diyor. Bu 5 bin kişi burada çalışıyor. Ve buradan hepsi ücretlerini alıyor. Bu mesele ekonomide kafanız nasıl çalışıyor buna bakıyor. İşte biz bu noktada ekonominin evvel Allah kitabını yazdık, yazmaya devam ediyoruz. 19 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında eğer yollar yapılıyorsa, 6 bin 100 kilometreden eğer biz bu yolları aldık ve bunu 28 bin kilometreye bu yolları çıkardıysak evet bu iş bilenin kılıç kuşananın anlayışıyla oldu. Eğitimde de aynı şeyleri yaptık. Okullarımızın hâlini biliyorsunuz, burada benim emsalim kardeşlerim veya benden 10-15 yaş küçük olan kardeşlerim bilirler. Okullarımızın hâli neydi? Kitabımız yoktu. Teksir kâğıtlarıyla okuyorduk. Kırtasiyeci dükkânından kitap alamazdık. O günleri yaşadık. Geldik dedik ki, ‘Biz sıralarınızın üzerine kitaplarımızı koyacağız ve yavrularımız ücretsiz olarak okullarını okuyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Çanakkale’deki açılışın ardından gençlerle bir araya geldiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hani diyor ya ‘Amcanızı dinleyin. Bak amcanız size neler yapacak neler.’ Siz neler yaptınız ki? Şu anda belediyelerde tüm benim vatandaşlarımı sokağa atan sizsiniz. Belediyelerimizde işçilerimizi sokağa atan sizsiziniz. Hani atmayacaktınız? Hani kimseyi kapıya koymayacaktınız? Hepsi yalan, akşam yalan, sabah yalan” diye konuştu.
Türkiye’ye ve millete hizmet yolculuğunda gizli veya açık pek çok engelleme girişimine muhatap olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gezi olaylarında Bay Kemal Taksim’de değil miydi? Taksim’deydi. Ne işin vardı senin orada? Çünkü o da Gezici. Bunlar değil miydi Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nin içine bira kutularıyla girenler? Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nden Başbakanlık Ofisi’ne kanal açarak gidenler bunlar değil miydi? Bunlar tahribat yapar, biz ise iş yaparız. Bunların dikili ağacı yok ama biz sürekli eğitimde, sağlıkta, adalette, emniyette, enerjide, bütün bu alanlarda, tarımda sürekli olarak üretiyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEMOKRASİMİZİ, DARBE VE VESAYET TEHDİTLERİNE RAĞMEN GÜÇLENDİRDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha çok şey üreteceklerini belirterek, şöyle devam etti: “Devletin içine çöreklenmiş, millete tepeden bakan, millî iradeyi hiçe sayan jakobenlerin direnciyle hep karşılaştık. İçerideki vesayet odaklarıyla beraber Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen hasımlarımızın operasyonlarına maruz kaldık. Hepsini de rahmetle yâd ettiğimiz Menderes’ten Özal’a, Türkeş’ten Erbakan Hocamıza kadar Türkiye için hayal kuran, kalbi milletimiz için çarpan siyasetçiler daha önce kimlerle mücadele ettiyse, biz de aynı çevreleri karşımızda bulduk. Türk demokrasisinin standardını yükseltme çabamız, kışkırtmalarla, darbe çığırtkanlıklarıyla, siyasi suikastlarla sabote edilmek istendi. Hiçbirine eyvallah etmedik. Onlar AKM’nin gövdesine, teröristlerin dev posterlerini astılar Gezi olaylarında. Biz, ‘AKM’yi yıkacak, yeniden muhteşem bir opera binası olarak burayı yapacağız’ dedik. Yaptık mı? 4,5 yılda opera binası olarak AKM’yi yaptık mı? Yaptık. Taksim Camisi’ni yaptık mı? Yaptık. Bizim işimiz yapmak, bunların işi yıkmak, fark bu. İçeriden ve dışarıdan gelen hiçbir baskıya teslim olmadık. Demokrasimizi, darbe ve vesayet tehditlerine rağmen güçlendirdik. Ekonomimizi, çalışmadan zenginleşmeyi alışkanlık hâline getirmiş bir avuç elite rağmen büyüttük. Savunma sanayimiz biz geldiğimizde yüzde 20 yerliydi, şimdi yüzde 80 yerli.”
“28 ŞUBAT DÖNEMİNİN ENKAZINI ORTADAN KALDIRMANIN YANI SIRA ÜLKEMİZE ÇAĞ ATLATTIK”
Seçimi ilk kazandığında Avrupa ve Amerika seyahati yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: “O seyahati yaptığımda o zaman Amerika’da Bush işbaşında. Bush’a gittiğimde konuştuk, dedim ki ‘Bak biz terörle mücadele ediyoruz. Terörle mücadelede siz bize insansız hava aracı verecektiniz, vermiyorsunuz.’ O zaman Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice. Çağırdı ve ‘Condoleezza, insansız hava aracı Türkiye’ye vermiyormuşsunuz’ dedi. ‘Doğru’ dedi. ‘O zaman süratle Türkiye’ye insansız hava aracı vereceksiniz.’ Oradan insansız hava aracını aldık ama 38 saat süreyle. Tabii bu bizi ev sahibi yaptı. Allah rahmet etsin, Bayraktar’ın sahibi Özdemir Bey, buradan ilham alarak evlatlarıyla beraber bu işe soyundular ve süratle insansız hava aracını Bayraktar üretmeye başladı. Şu anda İHA’larımız var mı? Var. SİHA’larımız var mı? Var. Şimdi bir üst segmente daha çıktık, artık Akıncılarımız da var. Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde, buralarda teröristleri eğer bugün evvel Allah yok ediyorsak, işte bunlarla yok ediyoruz, hem içeride hem sınırımızın dışında. Bak nereden nereye… Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Savunma sanayimizi, bizi kendilerine bağımlı bırakmak isteyen küresel çetelere rağmen devler ligine taşıdık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üretimimizi, hiçbir riske girmeden milletin sırtından palazlanmaya alışmış asalaklara rağmen artırdık. Hak ve özgürlükleri, bu ülkeyi kendi tapulu malı gibi gören azgın azınlığa rağmen genişlettik. Diplomasimizi, özellikle bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millîleştirdik. Milletimizle sırt sırta verdiğimiz mücadele sayesinde 28 Şubat döneminin enkazını ortadan kaldırmanın yanı sıra ülkemize çağ atlattık. Ekonomide, eğitimde, savunmada, adalette, enerjide, sağlıkta, terörle mücadelede, güvenlikte, demokraside, bizden önce yapılanların tamamını üçe, beşe, 10’a katlayan başarılara imza attık. Aziz milletimiz adına hizmetkârlığını üstlendiğimiz bu kutlu yürüyüşü inşallah hep birlikte çok daha kararlı bir şekilde sürdüreceğiz.” diye konuştu.
“Aynı gökte uçarlar ama karganın dünyası başkadır, şahinin dünyası başkadır.” sözüne atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son birkaç yılda yaşadıklarına baktığımızda bu gerçeğe pek çok alanda şahit oluyoruz. Bizim dünyamızda sadece kardeşlik, muhabbet varken, karşımızdakiler gerilimden, kavgadan besleniyor. Bizim dünyamızda hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun milletimizin tamamını kucaklamak varken, karşımızdakiler insanımızı ayrıştırma, insanımızı ötekileştirme hesabı yapıyor. Biz, 84 milyonun birliği ve beraberliği için uğraşırken, karşımızdakiler vatandaşlarımızı kamplaştırmaya, kutuplaştırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için gece gündüz koştururken, karşımızdakiler tüm enerjilerini Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çekmeye harcıyor. Ülkemiz ve milletimiz için herhangi bir hayalleri, herhangi bir vizyonları yok, ama sıra iftiraya, yalana, çirkefliğe, küfre geldiğinde sınır tanımıyorlar. Bu sabotaj siyasetinin kaptan köşkünde uzunca bir süredir hep olduğu gibi yine CHP bulunuyor. Yabancılarıyla, yancılarıyla birlikte millî kalkınma projelerimizi engellemeye çalışmaktan şehit yakınlarına galiz hakaretler yağdırmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyorlar. Dün 27 Mayıs’a giden yolu yalan ve provokasyonlarıyla döşeyenler bugün de aynısını çok daha pervasız bir şekilde yapmak için çırpınıyorlar. Sandıkta milletten yediği tokadın rövanşını öğretmeninden hâkimine, polisinden esnafına, çiftçisinden şehit yakını ve gaziye kadar ülkesine hizmet eden herkesi tehdit ederek almaya çalışan kirli bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bir kadın genel başkana, parlamentonun çatısı altında Allah aşkına memur kardeşlerim soruyorum sizlere küfretmek yakışır mı? Sen bir kadınsın, o küfrü nasıl yapıyorsun? Ama şunu bil ki bu millet kime neyi yakıştıracağını çok iyi biliyor. Üstelik bunu öyle omurgasız, öyle ahlaksız bir şekilde yapıyorlar ki inanın Türk siyaseti adına biz hicap duyuyoruz. Mesela seçim döneminde meydanlarda namus sözü diyerek ne taahhüt etmişlerse belediyelerinde tam tersini yaptılar. ‘Kimsenin ekmeğiyle oynamayacağız’ diye verdikleri namus sözünü, yerel yönetimlerde son yılların en büyük personel kıyımına imza atarak çiğnediler.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimden önce “Liyakati esas alacağız” diye ahkâm kesenlerin seçimden sonra belediye kadrolarını bölücü terör örgütünün uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptıkları kepazeliği de utanmadan, milletin yüzüne bakarak, en yetkili ağızlardan itiraf ettiler. Kendileriyle aynı ideolojik çizgidekiler dışında hiçbir sendikanın, hiçbir gönüllü kuruluşun etki alanlarında faaliyet yürütmesine izin vermediler. İşçinin, emekçinin, memurun hakkını savunacak, hukuksuzluğa karşı çıkacak, bunların zulümlerine ‘dur’ diyecek hiçbir yapının yanlarında, yörelerinde varlık göstermesine imkân tanımadılar” diye konuştu.
Bu zihniyetin belediyelerde son 2,5 yılda ortaya koyduğu yaklaşım ve uygulamalarla nasıl bir ülke ve yönetim hedeflediğini açık şekilde gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Yaşadıklarımızın ışığında artık şu gerçekleri hepimiz çok daha iyi görüyoruz: Bunların hayalindeki Türkiye baskının, diktanın, faşizmin kol gezdiği, farklılıklara tahammül edilmediği bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, tıpkı tek parti dönemindeki gibi milletin değerlerinin aşağılandığı bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, insanımızın öz yurdunda parya muamelesi gördüğü bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, ekonomisi IMF komiserleriyle yönetilen, savunması dışa bağımlı, üretmeyen, büyümeyen bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, bölücü terörle mücadele yerine, teröriste komşu olmayı tercih eden bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, millî çıkarlarını bile savunmaktan aciz, öz güven yoksunu, itibarsız, pespaye bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye, Batı başkentlerinin müstemlekesi hâline gelmiş, ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkedir. Bunların tek vaadi kendilerinin de sık sık ifade ettikleri gibi eski Türkiye’yi tüm çarpıklıklarıyla yeniden hortlatmaktır. Hep birlikte yürüttüğümüz hak ve hakikat mücadelesini sonuna kadar sürdürerek, milletimizi bu zihniyetin insafına inşallah bırakmayacağız.”
“ÜLKEMİZİN İMKÂNLARI GENİŞLEDİKÇE, DİĞER EMEKÇİLERİMİZ GİBİ MEMURLARIMIZIN DA BUNDAN İSTİFADE ETMESİNİ SAĞLIYORUZ”
Sendikal hareketler gibi siyasetin de “cesaret, yürek, aşk ve sevda işi” olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sendikacılık gibi siyaset de ancak ülkeye ve millete hizmet gayesiyle yapılırsa anlamlıdır. Ataların dediği gibi ‘Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz.’ Sadece eski Türkiye sözü verenlerin ne bu ülkeye ne bu millete ne de kamu görevlilerine herhangi bir hayrı dokunamaz. Memurları tehdit eden, kamu görevlisine parmak sallayan, kendinden olmayanı dışlayanlarla büyük ve güçlü Türkiye inşa edilemez. Yabancı büyükelçiliklerini ağlama duvarına çevirenlerin bırakın Türk demokrasisini, kendi partilerine bile faydası dokunmaz” dedi.
“Ne kadar saklamaya çalışsalar da bizim gibi milletimiz de bunların çapını, kapasitesini gayet iyi biliyor” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Karşımızdaki habis zihniyetin Türkiye’yi sadece geriye götüreceğini, son 19 yılda elde ettiği kazanımları kaybettireceğini halkımız çok iyi görüyor. Bunun için şahsımıza ve hükûmetimize yönelik onca saldırıya rağmen, milletimizin her kesimi gibi kamu görevlilerimiz de desteklerini ve dualarını bizden esirgemiyor. Biz de insanımızın ve ülkemize aşkla hizmet eden kamu görevlilerimizin güvenini boşa çıkarmamak için gece gündüz çalışıyoruz. Ülkemizin imkânları genişledikçe, diğer emekçilerimiz gibi memurlarımızın da bundan istifade etmesini sağlıyoruz. Hamdolsun, bugüne kadar sabit ücretle çalışan kardeşlerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz.”
Kamu görevlilerinin maaşlarıyla beraber özlük haklarının genişletilmesi için pek çok olumlu adım attıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Toplu görüşme ve sözleşme süreçlerinde memurlarımızın tüm taleplerini eldeki imkânlar çerçevesinde daima dikkate aldık. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda bu doğrultuda hiç de azımsanamayacak bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Kamu görevlilerimizin toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Toplu sözleşmede anlaşmazlık yaşanması hâlinde başvurulacak mekanizmaları biz oluşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında, disiplin cezalarına yargı yolunu biz açtık. Geçici personel statüsünü sözleşmeliye biz dönüştürdük ve kendilerine sendikaya üye olabilme hakkı tanıdık. Çeşitli dönemlerde 280 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Kılık kıyafet yasaklarını kaldırmakla kalmadık, inanç özgürlüğü ve haklarıyla ilgili güvenceler getirdik. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ederek kamu görevlilerimize ek gelir sağladık. Emekli kamu görevlilerine maaş promosyonundan bayram ikramiyelerine kadar pek çok destek verdik. İzin süreleri ve kapsamıyla ilgili sıkıntıları çözdük. Sicil notu ve sicil raporu gibi objektiflikten uzak uygulamaları kaldırdık.”
“3600 EK GÖSTERGE MESELESİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YILIN SONUNA KADAR ÇÖZÜME KAVUŞTURMAYI PLANLIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, engellilere ve devlet korumasında yetişen kişilere verilen kamuda istihdam hakkının düzenli bir şekilde işletilmesini temin ettiklerinin de altını çizerek, şunları söyledi: “Bu kapsamda öğretmenlerimiz başta olmak üzere personelimizin önemli bir kısmını kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Memur-Sen’in bu konunun neticelendirilmesi hususunda gösterdiği gayretin yakın şahidiyiz. Gerçi bizim yıllar önce sözünü verdiğimiz ve hazırlıklarını başlattığımız 3600 ek gösterge meselesini sahiplenmeye çalışan CHP gibi fırsatçılar olduğunu da görüyoruz. Neyse ki milletimizin ve kamu görevlilerimizin hafıza kayıtlarında bunların hepsi de mevcuttur. İnşallah bundan sonra da Memur-Sen ile iş birliği ve dayanışma hâlinde kamu görevlilerimizin durumlarını iyileştirmeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan, kimseyi ötekileştirmeden, herkesin huzuru ve refahı için çalışmayı sürdüreceğiz. Bunu da son 19 yıldır olduğu gibi yine hep beraber, omuz omuza vererek gerçekleştireceğiz. Sizlerin aracılığıyla tüm kamu görevlilerimize şu çağrıyı yapmak istiyorum: Kardeşlerim, Türkiye’de ne mafyaya ne de mafya siyasetine yer vardır. Tehdit dilini siyasetlerinin öznesi hâline getirenlerin bu ülkenin memurunu, öğretmenini, polisini, hâkimini, savcısını, bürokratını rahatsız ve huzursuz etmesine asla izin vermeyiz. Biz bu makamda olduğumuz müddetçe Allah’ın izniyle kimse sizin kılınıza dahi dokunamaz. Yeter ki siz çalışın, üretin, ülkemize ve milletimize aşkla hizmet edin. Yeter ki siz görevinizi hakkıyla yerine getirmenin çabasını verin. Yeter ki siz büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası hedefinden sapmayın. Gerisi sadece lafügüzaftır, teneke gürültüsünden ibarettir. Biz Memur-Sen’e ve onun hükmi şahsiyetinde tüm kamu görevlilerimize güveniyoruz.”
Memur-Sen “Büyük Türkiye Buluşması”nın hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye ve millete hizmet eden tüm kamu görevlilerine teşekkür etti.
Merhum Mehmet Akif İnan başta olmak üzere kuruluşundan bugüne, sendikanın çatısı altında emek verip, ahirete irtihal edenlere Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Memur-Sen yönetimi ve üyelerine çalışmalarında başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.
Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.
“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”
Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.
AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”
“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.
“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.
YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.
“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”
Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”
“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.
Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.
Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”
“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.
“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.
Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.
“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.
“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”
Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.
“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.
Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”
“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”
Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.
“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”
“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.