Connect with us

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan önemli açıklamalar

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Salgının, uzun soluklu mücadeleyi gerektiren sağlık krizi olduğu gerçeği, artık inkârı mümkün olmayan bir vakıa olarak karşımızda durmaktadır. Bu durum, gelişmiş ülkeler dâhil tüm devletlerin, sağlık başta olmak üzere temel hizmet ve üretim altyapılarını giderek daha da zorlamaktadır. Türkiye olarak en büyük avantajımız, sağlıktan üretime kritik her alanda son 19 yılda gerçekten çok güçlü ve kapsayıcı bir altyapıyı kurmamızdır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.

Kabine toplantımızda sağlıktan dışişlerine, enerjiden adalete kadar ülkemizin ve milletimizin pek çok meselesini enine boyuna görüştük konuştuk. Türkiye salgınla mücadelesini dünyadaki gelişmeleri yakından takip ederek ve ön alıcı bir anlayışla başarıyla devam ettirmektedir.

İkinci yılının sonuna doğru yaklaştığımız salgın, yeni dalgalar ve yeni varyantlar hâlinde ilk dönemdeki öngörüleri aşarak insanlığı tehdit etmeyi sürdürüyor.

“SAĞLIK HİZMETLERİNDE HERHANGİ BİR KRİZE ASLA İZİN VERMEDİK”

Salgının uzun soluklu mücadeleyi gerektiren sağlık krizi olduğu gerçeği artık inkârı mümkün olmayan bir vaka olarak karşımızda durmaktadır. Bu durum gelişmiş ülkeler dâhil tüm devletlerin sağlık başta olmak üzere temel hizmet ve üretim altyapılarını giderek daha da zorlamaktadır. Kendi ülkelerini karalamak dışında bir iş bilmeyenler kafalarını kaldırıp dünyaya baksalar bu gerçeği görecekler.

Türkiye olarak en büyük avantajımız, sağlıktan üretime kritik her alanda son 19 yılda gerçekten çok güçlü ve kapsayıcı bir altyapıyı kurmamızdır. Bu sayede ülkeler maske ve koruyucu malzeme kavgası verirken biz rahatça ihtiyaçlarımızı karşılayabildik. Bu sayede üretim ve dağıtım zincirleri çöküp insanlar temel ihtiyaç maddelerine bile erişmekte güçlük çekerken, biz hiçbir sıkıntı yaşamadık. Bu sayede dünyadaki pek çok yerde devletlerle vatandaşları arasında güven bunalımları yaşanırken biz hedeflerimize doğru yürümeyi başardık. Sadece finans gücüyle böylesine büyük ve derin krizlerin aşılamayacağını büyük ekonomilere sahip ülkelerin durumu açıkça ortaya koyuyor.

Sonuçta ortaya çıkan tablo ülke ve millet olarak sahip bulunduğumuz potansiyeli siyasi ve ekonomik her alanda harekete geçirebilmemize imkân verecek bir zeminin varlığına işaret ediyor. Bir yandan salgınla mücadeleyi kesintisiz şekilde devam ettirirken, daha büyük bir azim ve kararlılıkla da işte bu fırsatları değerlendirmenin gayreti içindeyiz.

Sağlık hizmetlerinde herhangi bir krize asla izin vermedik, vermeyeceğiz. Vaka, hastaneye yatış, yoğun bakım ve vefat sayıları kontrol edebileceğimiz bir seviyededir, inşallah bunları daha da aşağıya çekeceğiz. Özellikle hastanelerde sunulan hizmetlerde elbette bazı aksaklıklar, gecikmeler yaşanabilmektedir, inşallah bunların önüne geçecek tedbirleri de en kısa sürede alacağız.

“YÜZ YÜZE EĞİTİM-ÖĞRETİM KESİNLİKLE DEVAM EDECEKTİR”

Sanayi üretiminde kesintiye meydan vermeyecek bir sistemi salgının ilk günlerinden itibaren kurmuştuk. Böylece ihracatımızı korumakla kalmadık çok daha ileriye taşıdık.

Salgın tedbirlerinin turizm ve ticarette yol açtığı sıkıntıları da normalleşme adımlarıyla büyük ölçüde geride bıraktık.

Belirli yaş grubunun üzerindeki herkesin, özellikle de ileri yaş grubundaki vatandaşlarımızın aşılarını olmaları veya tamamlamalarının salgının ağır sonuçlarının azaltılmasına katkıda bulunacağını tekrar hatırlatmak istiyorum.

Okullar açık mı kalacak, kapanacak mı tartışması da artık sona ermelidir. Okullardaki yüz yüze eğitim-öğretim kesinlikle devam edecektir.

Bu vesileyle Sağlık Bakanlığımıza 40 bin yeni sağlık personeli alınacağının müjdesini de milletimizle paylaşmak istiyorum. Salgını ülkemizin gündeminden tamamen çıkartana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.

Kapanma dönemlerinde verdiğimiz kapsamlı ve yerinde desteklerle ekonomik faaliyet yürüten aktörlerin ve dar gelirli vatandaşlarımızın telafi edilemez sorunlar yaşamalarının önüne geçtik.

ENERJİ FİYATLARI

Genç işsizliği önlemek için 251 organize sanayi bölgesinde açmayı taahhüt ettiğimiz mesleki eğitim merkezlerinden 87’sini faaliyete geçirdik. Hâlen hazırlıkları süren 164 mesleki eğitim merkezini de inşallah Ocak ayında açıyoruz. Böylece milletimize istihdamı artırma konusunda verdiğimiz bir taahhüdü daha yerine getirmiş oluyoruz.

Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı ekonomi politikamızda bütçe disiplininden taviz vermeden ülkemizi büyütecek her adımı desteklemeye devam ediyoruz. Ülkemizin bu yıl yaklaşık yüzde 8 artış gösteren elektrik talebini yaptığımız yatırımlar ve aldığımız tedbirlerle herhangi bir sıkıntıya meydan vermeden karşıladık.

Ekranları başında bizi izleyen milletime özellikle sesleniyorum; Avrupa’da doğal gaz fiyatları 2020 yılı başındaki 115 dolar seviyesinden geçtiğimiz ay itibariyle 1100 dolar, hatta günlük piyasada 1500 dolar seviyesine kadar çıktı. Buna karşılık biz ülkemizdeki vatandaşlarımızın konutlarda tükettiği doğal gazı hâlen yaklaşık 150 dolardan veriyoruz. Rakamlar çok açık net ortada. Alış fiyatımıza göre baktığımızda ise doğal gazı hane halkına yüzde 76 indirimle vererek 50 milyar liralık bir sübvansiyon yaptığımızı söyleyebiliriz.

Aynı şekilde petrol fiyatları 2020 yılındaki 42 dolar seviyesinden 80 dolar seviyesine, kömür fiyatları 50 dolardan 270 dolar seviyesine kadar yükseldi. Eşelmobil sistemi ile alacağımızdan vergiden 60 milyar lirayı bulan bir fedakârlık yaparak akaryakıt fiyatlarını dengede tutmanın gayreti içinde olduk.

“KÜRESEL ENERJİ KRİZİNİ YÖNETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Küresel düzeydeki tüm bu yükselişlere rağmen bu yıl elektriği maliyetinin neredeyse yarısı düzeyinde bir faturayla vatandaşlarımıza vererek 17 milyar liralık bir sübvansiyon yaptık. Böylece sadece 2021 yılı için vatandaşlarımızın cebinden toplamda 127 milyar liralık ilave bir meblağın çıkmasını önledik. Bir başka ifadeyle, her vatandaşımıza yıllık 1500 liranın üzerinde bir enerji desteği vermiş olduk. Önümüzdeki dönemde elektrik faturalarındaki -burası da çok önemli, altını özellikle çiziyorum- TRT payı ile Enerji Fonu kesintilerini de kaldırma kararı aldık. Hem enerji sektöründeki kurumların dengelerini bozmayacak, hem vatandaşlarımızı mağdur etmeyecek bir yaklaşımla bu küresel enerji krizini yönetmeyi sürdüreceğiz.

Finans tarafındaki dalgalanmaların da üretimi ve ihracatı artırarak cari açığımızı düşürdükçe durulacağına inanıyoruz. Bu bakımdan 2022 inşallah verdiğimiz emeklerin, yaptığımız fedakârlıkların, yürüttüğümüz mücadelelerin semeresini görmeye başlayacağımız bir yıl olacaktır.

Büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolundaki son önemli imtihanımız olan 2023’ü de başarıyla geride bıraktığımızda, ülkemizin dünyanın siyasi ve ekonomik liginin en üstündeki yerini alışına hep birlikte şahitlik edeceğiz.

Aziz milletim; hep söylediğimiz gibi Türkiye’nin en büyük gücü milletimizin birliğidir, beraberliğidir, kardeşliğidir, azmi ve kararlılığıdır. Tabii bu gerçeği sadece biz görmüyoruz, muarızlarımız da durumun farkındalar. Son dönemde yalana, iftiraya, tehdide, çifte standarda dayalı senaryoların ürünü söz ve davranışların dışarıda ve içeride giderek artış göstermesinin sebebi işte bu fotoğraftır. Bugüne kadar terörden darbeye kadar nasıl hiçbir sinsi saldırının, alçak oyunun, kirli tuzağın bu gücü kırmasına müsaade etmediysek, Allah’ın izniyle önümüzdeki süreçte de aynı başarıyı göstereceğiz.

“DARBELER DEVRİNİ KAPATAN TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR”

Türkiye’yi diledikleri gibi yönlendirebilecekleri, itip kakabilecekleri, vaktini ve enerjisini çalabilecekleri müstemlekelerinden biri sananlar ile kendi ihtirasları uğruna onların değirmenine su taşıyanların heveslerini kursaklarında bırakmak bizim boynumuzun borcudur. Yönetim değişikliğiyle siyasi istikrarsızlıklar, altyapı, üretim ve istihdam odaklı atılımlarıyla ekonomik bağımlılık, 15 Temmuz destanıyla darbeler devrini kapatan Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Ülkemizi eser ve hizmet siyasetiyle 19 yılda bugünkü seviyesine nasıl biz getirmişsek, inşallah 2023 hedeflerine ulaştırmayı da gençlerimize 2053 vizyonunu emanet etmeyi de Rabbim bize nasip edecektir. Bunun için Cumhur İttifakı olarak Meclis’te, kabinedeki arkadaşlarımızla hükûmette gece-gündüz çalışıyoruz, mücadele veriyoruz. Ancak son dönemde bu ülkenin ikinci büyük partisi unvanını taşıyan bir siyasi teşekkülün millî güvenliğimize ve millî çıkarlarımıza yönelik ciddi bir tehdit hâline dönüşen tutarsızlıklarından derin endişe duyuyoruz. Geçtiğimiz hafta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’taki terör yuvalarına yönelik sınır ötesi harekâtlarına imkân veren Cumhurbaşkanlığı tezkeresi konusunda yaşanan tartışmalar bu endişelerimizi daha da artırmıştır.

TÜRKİYE’NİN SINIR ÖTESİ HAREKÂTLARI

Türkiye’nin sınır ötesi harekâtları siyaset üstü bir konudur. Geçmişte defalarca evet dedikleri bir tezkere metnine bu defa yabancı asker gibi cehaletin ötesinde ve vatana ihanet ithamı gibi zırvalık derecesine varan gerekçelerle saldıranların bir yerlerden işaret aldıkları anlaşılmaktadır. Şayet böyle değilse hiçbir partinin, hiçbir siyasetçinin kendisiyle bu derece çelişmeyi, bir millî güvenlik konusunu bu derece zelil üslupla tartışmayı göze alabileceğini sanmıyorum. Hâlbuki bu tezkereye karşı çıkmak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bitme noktasına gelen terör örgütünün sınır ötesindeki unsurlarına can simidi atmak demektir. Yine bu tezkereye karşı çıkmak, Türkiye’nin güney sınırlarından kuşatılması projesinin yanında yer almak demektir. Daha önemlisi, bu tezkereye karşı çıkmak bölücü terör örgütünün siyasi uzantısının emrine girmek demektir. Çünkü ilk günden beri Meclis’te tezkerelere en şiddetli karşı çıkan, terör örgütünün şamar oğlanlığından öte bir değer taşımayan bu kesimdir. Türkiye’nin en eski ve hâlihazırda ikinci büyük partisinin işte bu örgüt kuklası yapı tarafından yönetildiğini, yönlendirildiğini görmekten Türk siyaseti adına gerçekten üzüntü duyuyoruz.

Son mahalli seçimlerde yapılan gizli-açık ortaklıklar ve pazarlıklarla kimi belediyelerdeki bazı birimlerin bu partinin yönetimine verildiğini zaten cümle âlem biliyor. Şimdi bu ortaklığın ülkenin millî güvenlik meselelerine kadar uzanmış olması artık konunun siyasi ittifakla izah edilemeyecek bir boyuta taşındığının işaretidir.

Tabii Meclis’te Irak ve Suriye tezkerelerine hayır demelerini yalan ve iftiralarla bezeli nutuklarla savunanların Yozgat’a gidince Kandil’i yakıp yıkmaktan söz etmeleri de bir başka omurgasızlık örneğidir. Nerede neyi konuşacaklarını da iyi biliyorlar. Kamu görevlilerini tehdit etmeyi alışkanlık hâline getiren, ancak kendi partisindeki hırsızlık, taciz, tecavüz hadiselerinin hepsinin de üstünü örten zehirli siyaset dilini en başta bu üslubu benimseyenler için tehlikeli buluyoruz.

Mecliste tezkereye hayır demekle kalmayıp egemenlik haklarımıza saygı göstermeyen büyükelçilere verilen tepkiye destek olmayan, daha vahimi Kanal İstanbul Projesini yabancı büyükelçilere şikâyet edecek kadar şuur kaybı yaşayan bu zihniyete milletimiz ülkenin kaderini asla emanet etmez. Bu tablo ister istemez aklımıza Ziya Paşa’nın, “En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun, Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” şeklindeki meşhur terkib-i bendini getiriyor.

Evet, milletimiz değerlerimize hakaret etmekten başka vasıfları olmayan, ağızlarından çıkan yalanların artık çetelesi dahi tutulamayan, her kritik durumda ülkesinin hasımlarının yanında saf tutan bu siyaset bezirgânlarının gerçek yüzünü gayet iyi biliyor. Türkiye geçmişte nasıl tek parti faşizmini yendi, iç ve dış vesayetin üstesinden geldiyse inşallah bu çarpık zihniyeti de tarihin tozlu raflarına kaldıracaktır.

Aziz milletim, bir siyasi partinin en üst düzey yöneticisi tarafından Bingöl’de şehit yakınına yapılan edepsizliği de aynı alçak zihniyetin farklı bir tezahürü olarak kabul ediyorum.

Önce isterseniz Bingöl’de yaşanan hadiseyi failinin geçmişteki yanlışlarından itibaren kim olduğundan başlayarak şöyle kısaca bir hatırlayalım.

“BU KİŞİNİN PARLAMENTO ÇATISI ALTINDA YERİNİN OLMAMASI LAZIM”

Evet, gördüğünüz gibi neresinden tutsanız rezillik, neresinden tutsanız terbiyesizlik, neresinden tutsanız saygısızlık, neresinden tutsanız alçaklık olan bir skandalla karşı karşıyayız. Kardeşinin gencecik bedeni PKK terör örgütü tarafından paramparça edilen bir şehit yakınının feryadını onun namusuna, şimdi açıyorum bacısına en ağır hakaretleri, küfürleri yaparak bastırmaya çalışmak her şeyi bir kenara bıraktık, insanlığa sığmaz. Üstelik bu kişi ve avenesi önce yapılan rezilliği inkâr etmeye, hatta şehit yakınını suçlamaya çalıştılar, sonra her şey belgesiyle ortaya konunca kabul etmek zorunda kaldılar. Şehitlik makamının değerini kavrayamamış olmanın ötesinde, insanlıktan da nasibini almamış bu siyasetçi müsveddesinin milletvekili sıfatına da o kutlu çatının altında bir dakika bile durmaya hakkı yoktur. Partinin Grup Başkanvekilliğinden veya Genel Başkan Yardımcılığından ayrılması bu iş için bir çıkış yolu değildir. Artık sözde milletvekili olan bu kişinin Parlamento çatısı altında yerinin olmaması lazım. Kaldı ki, başında bir bayan Genel Başkanın olduğu bu partide bir şehidimizin bacısına küfür edilmesi karşısında Genel Başkan Bayanın buna tahammül etmemesi ve kesinlikle bu zatı partisinden ihraç etmesi gerekir, duruş bu olması gerekir. Ama ne yazık ki neymiş? İşte Başkan Yardımcılığından ihraç etmişler. Kimi aldatıyorsunuz ya, kimi kandırıyorsunuz? Al birini vur öbürüne. Geçmişi benzer pek edepsizliklerle dolu bu siyasetçi müsveddesini ısrarla el üstünde tutanların sorumluluğu buradaki görüntünün failinden daha az değildir.

Sadece bir kamu bankası olan Ziraat Bankasına 36 milyon dolar şu an da borcu olan ve henüz bu borcu temizleyememiş olan bu kişi, aynı zamanda Kocaeli’nde biliyorsunuz yine devlete ait arazileri işgal etmiş ve bu işgal sebebiyle de çok ciddi orada sıkıntılar yaşanmıştı.

Bizim inancımızda ve kültürümüzde her birimizin annesi, bacısı, eşi, kız evladı herhangi bir birey olmanın ötesinde değere ve dokunulmazlığa sahiptir. İYİ Parti’nin başındaki hanımefendi şehitlik makamına, şehit yakınına millî ve manevi değerlerimize kıymet vermiyorsa, hiç değilse kendi cinsiyetinden birisine yönelik bu ağır hakarete tepki göstermelidir.

Şimdi buradan kadın STK’lara sesleniyorum, peki ey kadın STK’lar siz ne iş yapıyorsunuz? İlla sizin örgütünüze ait bir bayana, bir kadına küfür edilirse, hakaret edilirse o zaman mı ayağa kalkacaksınız? Bir şehidimizin bacısına küfür edildiği zaman, hakaret edildiği zaman niçin sokaklara dökülmüyorsunuz? Neden bunun hesabını sormak için yollara çıkmıyorsunuz? İlgili, ilgisiz her konuda kadın hakları diyerek ortalığı birbirine katanların, şehidimizin kız kardeşine yönelik bu iğrenç saldırı karşısında derin bir sessizliğe gömülmelerini de hafıza kayıtlarımıza nakşediyoruz.

“ŞEHİDİMİZİN BACISINA YAPILAN BU SALDIRIYI ACABA SİZ NEREYE KADAR GÖRMEZLİKTEN GELECEKSİNİZ?”

Ana muhalefetin başı daha şurada iki gün önce yaptığı açıklamalarda kadın haklarından bahsediyordu, kadına şiddetten bahsediyordu, kadınlarımıza yönelik hakaretlerden bahsediyordu. Ama muhalefetin başı, bu nedir bu? Şehidimizin bacısına yapılan bu saldırıyı acaba siz nereye kadar görmezlikten geleceksiniz? Hani sen kadın haklarını savunuyordun? Meclis’te aynı renk ve aynı sloganlarla bezeli maskeler takan sözde genel başkanlar, sözde siyasetçiler, sözde sivil toplum kuruluşu temsilcileri vardı. Bunların hiçbiri de şehit yakınına hakaret eden bu rezil şahsın terbiyesizliğine karşı derhal harekete geçmemekle aslında amaçlarının başka olduğunu göstermişlerdir. Her kim bu ülkede bir daha İstanbul Sözleşmesi diye başlayan bir cümle kurarsa, ona en başta ve en çok kendi adlarını sapkın ideolojik ajandaları uğruna istismar ettiği için kadınlarımız tepki göstermelidir.

Yine bu konuda sürekli kadınların şehit yakınlarının, gazilerin haklarıyla ilgili esip gürleyen CHP tarafında bıraktık genel başkanı, herhangi bir seviyede tepki gösterilmemesi arka planındaki kirli pazarlıkların ispatıdır. Buldukları her fırsatta şehit yakınlarını ve gazileri tahrik eden, adını istismar etmekten başka kadına faydası dokunmayan zihniyetin asıl yüzü Bingöl’deki hadise ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Hayatları boyunca milletin hayrına tek bir iş yaptıkları ülkeye herhangi bir eser ve hizmet kazandırdıkları görülmemiş olanların kendi akıllarınca iktidar hevesine kapılmakla bile ne derece nobran, ne derece küstah, ne derece terbiyesiz hâle görebildiklerini hep birlikte takip ediyoruz.

Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu çirkin ve alçak zihniyetin şerrinden muhafaza eylesin diyorum. Bingöl’deki edepsizliğin sonuna kadar takipçisi olacak, bu şansın milletvekilliğinin sonlandırılması dâhil en ağır bedelleri ödemesi için siyasi ve hukuki tüm imkânları kullanacağız.

“ÖRGÜTÜN SİYASİ UZANTILARINI MİLLETİMİZE İFŞA ETMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Lafa gelince milliyetçiliği kimseye bırakmayanların, hatta kurdukları ittifaka millet adını verenlerin aslında millete nasıl baktıkları bu tür örneklerle açıkça ortaya çıkmaktadır. PKK terör örgütünü nasıl sınırlarımız içinde bitirme noktasına getirdiysek, nasıl sınırlarımız dışında peşini bırakmıyorsak, örgütün siyasi uzantılarını ve onlarla aynı çuvala girenleri de milletimize ifşa etmeyi sürdüreceğiz.

Bu kirli ittifakı kuranların hesabı edemedikleri bir şey var, o da milletimizin güçlü irfanı ve engin dirayeti ile her türlü oyunu çözme, her türlü tuzağı bozma ferasetine sahip olduğudur. Biz çok partili siyasi hayatımızın her döneminde olduğu gibi, yakın tarihte Gezi olaylarında, FETÖ’nün darbe girişimlerinde, PKK ve DEAŞ saldırılarında, güney sınırlarımızın kuşatılması projelerinde sayısız örneğini gördüğümüz bu kutlu iradeye hep tabi olduk, olmaya devam edeceğiz.

“AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZİ GÜÇLÜ ŞEKİLDE DESTEKLEDİK”

Aziz milletim, bugün Azerbaycan’ın Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını 44 günlük şanlı bir savaşın ardından kurtardığı zaferin birinci yıl dönümüdür. Uluslararası toplumun gözü önünde yaklaşık 30 yıl süren bu işgali bitiren zaferi için, Cumhurbaşkanı kardeşim Aliyev başta olmak üzere, tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizi bir kez daha tebrik ediyoruz. Karabağ’ın ve Azerbaycan topraklarının haksız, hukuksuz, ahlaksız işgali karşısında 30 yıl boyunca susanlar bölgede dökülen kanların ve yaşanan trajedilerin baş sorumlusudur.

Bilindiği gibi Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlanan savaşta 27 Eylül’de Ermenistan’ın saldırısı ile başlamıştı. İşgal yılları boyunca bilinçli olarak silahlandırılan ve cesaretlendirilir Ermenistan daha önce de ciddi ateşkes ihlalleri yapmıştı. Bu defa Türkiye olarak vatanlarını savunmak ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için mücadele eden Azerbaycanlı kardeşlerimizi çok daha güçlü şekilde destekledik. Çatışmalar devam ederken çeşitli ülkelerin girişimleri ile ilan edilen tüm ateşkesleri bozan Ermenistan, Azerbaycanlı kardeşlerimizin cesareti ve kahramanlığı sayesinde ağır bir yenilgiye uğramışlardır. Dünyanın son dönemde gördüğü bu en büyük zaferin kazanılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyor, Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize hayırlı, sağlıklı ömürler diliyorum.

Zaferin ardından Azerbaycan işgalden kurtardığı topraklarındaki 30 yıllık acının ve ihmalin izlerini silmek için hızlı bir imar seferberliği başlatmıştır. Son olarak Fuzuli’de inşa edilen uluslararası havalimanının açılışı vesilesiyle Azerbaycanlı kardeşlerimizin imar ve inşa faaliyetlerinde de yanlarında olduğumuzu gösterdik. Aynı şekilde mayınlı arazilerin temizlenerek yeniden tarıma ve ekonomiye kazandırılması çalışmalarında da Azerbaycanlı kardeşlerimize destek veriyoruz.

Yine Zengezur Koridoru başta olmak üzere yapılan anlaşmadan kaynaklanan haklarını almaları konusunda da her platformda Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında yer almayı sürdüreceğiz.

“YENİ KÜRESEL SİSTEMDE KAFKASYA’NIN STRATEJİK ÖNEMİ DAHA DA ARTACAKTIR”

Karabağ ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurutuluşu Kafkasya’da yeni bir dönemin miladı olacak kadar önemlidir. Öyle ki, bu yeni dönem Ermenistan’ı da yıllardır kendini içine hapsettiği cendereden çıkartabilecek fırsat sunmaktadır. Bizim ülkemize ve milletimize doğrudan husumet yöneltmediği sürece kimseyle çözülemeyecek bir sorunumuz yoktur.

Dünyanın siyasi ve ekonomik bakımından en mümbit bölgesi olan Kafkasya’nın sahip olduğu insani ve ekonomik zenginliklerin burada yaşayan herkesin huzuru ve refahı için kullanılmasını istiyoruz. Yeni küresel sistemde Kafkasya’nın stratejik önemi daha da artacaktır. Kadim tarihî ve kültürel ilişkilere sahip bulunduğumuz bu coğrafyanın aydınlık geleceği için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız.

Cuma günü İstanbul’da toplanacak Türk Konseyi’nde diğer kardeş ülkelerle birlikte ortak geleceğimizi enine boyuna konuşacağız. Konseyin kurumsal kapasitesinin misyonuna uygun şekilde güçlendirilmesi başta olmak üzere, üye ve gözlemci ülkelerle hemen her konuda mutabık olduğumuzu görmekten memnuniyet duyuyoruz.

Aziz milletim; Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. yıl dönümünü ülkemize, Cumhuriyetimize yakışır eserler kazandırarak kutladık. Önce 28 Ekim’de Ankara’daki eski hipodrom alanında inşa ettiğimiz Başkent Millet Bahçesini hizmete açtık. Gerçekten de Başkentimize yakışır bir eser olan bu millet bahçesi şimdiden Ankaralıların en çok ziyaret ettikleri yerler arasına girmiştir. Cumhur İttifakı olarak Sayın Devlet Bahçeli Beyle birlikte bu açılışı yaptık ve tüm Ankaralıların hizmetine sunduk.

Cumhuriyet Bayramı günü olan 29 Ekim’de ise İstanbul’da yeni Atatürk Kültür Merkezimizin açılışını yine Devlet Beyle ve çok geniş katılımlı bir şekilde unutulmayacak bir törenle gerçekleştirdik. Aynı gün şimdiden bir marka hâline dönüşen Beyoğlu Kültür Yolu Festivalini de başlattık.

Bünyesinde pek çok kültür biriminin yer aldığı Ümraniye Hekimbaşı Devlet Bahçesi de geçtiğimiz hafta hizmete açtığımız eserlerden biri. Görüldüğü gibi Türkiye’nin diğer hizmet başlıklarıyla birlikte çevre, kültür, sanat alanlarında da hak ettiği yere varması için samimi gayret gösteriyoruz.

“KÜLTÜREL FAALİYETLERE VERİLEN DESTEKLERİ ARTIRDIK”

İktidara geldiğimiz günden beri gönlümüzün istediği seviyede mesafe kat edememiş olsak da kültür tasavvurumuzu doğru bir çerçeveye oturtmak için pek çok adım attık. Kültürel faaliyetlere verilen destekleri artırdık. Ülkenin dört bir yanında sanat ve kültür merkezleri açtık. Hem merkezi yönetim, hem de yerel yönetimler düzeyinde sanatçılarımıza sahip çıktık. Türk müziği hakkında bilimsel çalışmalar yapılması ve dünya çapında sanatçı yetiştirilmesi için Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir müzik üniversitesini Ankara’mızda kurduk. İstanbul’da da ilk, orta, lise şeklide yine bir müzik okulunun açılışını yaptık. Biz elbette kültür ve sanatın önünü açmak için her tür desteği vermeye devam edeceğiz. Fakat bu toprakların ve insanımızın muazzam birikimini yaşatacak ve yarınlara taşıyacak olanlar kültür ve sanat insanlarımızdır. Bu anlayışla iktidarlarımız boyunca biz çağdaşlık adına geleneğin yok sayılmasını da, gelenek adına çağın gerçeklerine göz kapatılmasını da ret ettik.

Geleneğimizin ortaya koyduğu büyük birikimi çağın diliyle yeniden ve yeni biçimlerle ifade etmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Nitekim Türkçede gelenek kelimesi gelen ek demektir. Bir başka ifadeyle, bize ulaşanı yeni şeyler ekleyerek geleceğe taşıdığımızda gelenek tarih olmaktan çıkarak yaşayan ve dinamik bir gövde hâline gelir. Bu bakımdan şairlerimize, yazarlarımıza, müzisyenlerimize, ressamlarımıza, hattatlarımıza, oyuncularımıza, yönetmenlerimize, mimarlarımıza tarihî görevler düşüyor.

Kültür, sanat insanlarımızdan, Avrupa, Amerika merkezciliğin empoze ettiği sahte hiyerarşileri bir kenara bırakarak daha adil, daha zengin, daha çoğulcu, daha kucaklayıcı bir kültür, sanat iklimi oluşturmalarını bekliyoruz. Bunun için de Anadolu irfanının tertemiz nefesini ve sıcak ruhunu insanımıza ve dünyaya yeniden hissettirecek kültür ve sanat insanlarımıza ihtiyacımız var.

Ayakları Anadolu topraklarına basan ve ufku tüm dünyayı kuşatan bir sanat ve kültür tasavvuruyla bize yeni ufuklar açan, yeni hedefler gösteren, yeni duygular yaşatan kültür ve sanat insanlarının arayışı içindeyiz. Eskinin eski olduğu için kötülenmediği, yeninin de sadece yeni olduğu için kutsanmadığı bir anlayışla geçmişten bugüne ve yarına uzanan bir yürüyüşe öncülük eden kültür ve sanat insanları bekliyoruz.

Dilimizle, coğrafyamızla, şiirimizle, müziğimizle, mimarimizle, kısacası bizi biz yapan medeniyet değerlerimizle bu imkân ve kabiliyete sahibiz.

“YENİ, ÜRETKEN VE ÇOK BOYUTLU ESERLERE İMZA ATABİLECEK DURUMDAYIZ”

Doğuyla batının, gelenek ile modernliğin, güçlü ve şanlı bir tarihle dinamik bir bugünün kesişme noktasında, yeni, üretken ve çok boyutlu eserlere imza atabilecek durumdayız.

Ne kendi sesimizden vazgeçeriz, ne de başkalarının sesine kulağımızı kapatırız. Ne kendi ışığımızın sönmesine izin veririz, ne de başkalarının ışığına gözümüzü kapatırız. Ne kendi dilimizden vazgeçeriz, ne de başkalarının konuşmasına engel oluruz. Bunu yaparken kendimiz olarak, kendimiz kalarak ve kendimizi sürekli yenileyerek tıpkı ecdat gibi bir ışık olur ve dünyayı aydınlatırız.

Hoca Ahmet Yesevi, Yunus, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli gibi ruhlarımızı tezyin ederek insanın özündeki güzelliği ortaya çıkartmak için çalışırız.

Mimar Sinan, Matrakçı Nasuh, Kazasker Mustafa İzzet, Itri, Dede Efendi, Tamburi Cemil Bey gibi büyük sanatkârlarımızın çağrısına kulak verir ve dünyayı güzelleştirmeye gayret ederiz.

Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Âşık Veysel, Neşet Ertaş gibi gönül ustalarımızın kalpten kalbe kurduğu yolları birleştirir ve insan olmanın manasını idrak etmeye çalışırız.

Mehmet Akif, Necip Fazıl, Nazım Hikmet, Yahya Kemal gibi şairlerin zengin dünyalarından aldığımız güç ve ilhamla yürüyüşümüze hız katarız.

CUMHURBAŞKANLIĞI 2021 KÜLTÜR VE SANAT BÜYÜK ÖDÜLLERİ

Bizler bu büyük hazinenin kapısında tembel tembel oturan insanlar değiliz, olmayız, olamayız. Yapmamız gereken, önce bu hazinenin kıymetini bilmek, sonra da yeni eserlerle onu zenginleştirmektir. Geçtiğimiz 19 yılda kültür, sanat alanında attığımız her adımı bu hissiyatla hayata geçirdik. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde verdiğimiz kültür, sanat ödüllerini de aynı yaklaşımla belirliyoruz.

Bu vesileyle, Cumhurbaşkanlığı 2021 Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini takdim edeceğimiz isimleri de şu an açıklamak istiyorum:

Bilim-kültür alanında Teoman Duralı,

Müzik alanında İdil Biret,

Görsel sanatlar alanında Alev Ebüzziya,

Sinema alanında Cüneyt Arkın,

Edebiyat alanında Gürbüz Azak,

Kaligrafi alanında Etem Çalışkan,

Sahaflık alanında İbrahim Manav,

Vefa ödülü alanında Kemal Tahir.

Evet, önümüzdeki ay ödüllerini takdim edeceğimiz bu kıymetli kültür, sanat insanlarımızı şahsım, milletim adına tebrik ediyoruz.

Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.”

Dünya

“Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk”

İzmir Çiğli Havalimanı’nda düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 2023

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir’de TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde yaptığı konuşmada, “Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk. Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Bu yılki ihracat hedefimiz ise 6 milyar doları aşmaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir Çiğli Havalimanı’nda düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST 2023’ü ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının başında, Neşet Ertaş’ın ‘İzmir’ şiirinden mısralar okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz de Hindistan’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil ettikten sonra İzmir’e geldik. İzmirli gençlerimizle kucaklaşmaya geldik. Millî teknolojimizin hamlesi, sembolü TEKNOFEST 2023 vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Her birinize sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum. Dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivaline hepiniz hoş geldiniz” ifadelerini kullandı.

Aydınlık yarınların teminatı gençlerle kendilerini buluşturan tüm kurumlara şükranlarını sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Türkiye Teknoloji Takımı Vakfını, sponsorları ve iştirakçileri, güvenlik görevlisinden gönüllülere, programın icrasına katkı veren herkesi tebrik etti.

“CUMHURİYETİMİZİN BİR ASIRLIK SERENCAMINI GENÇLERİMİZLE BULUŞTURMAYA ÇALIŞIYORUZ”

Cumhuriyet’in 100. yılına ulaşmanın heyecanı içinde olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihimizin bu dönüm noktasını, anlamına ve önemine uygun bir şekilde kutlamanın gayretindeyiz. Geniş bir alana yayılan, çeşitli etkinliklerle Cumhuriyetimizin bir asırlık serencamını gençlerimizle buluşturmaya çalışıyoruz” dedi.

TEKNOFEST’in de bunlardan biri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “TEKNOFEST coşkusundan, TEKNOFEST’in şu muhteşem atmosferinden mümkün olduğu kadar fazla sayıda gencimizi istifade ettirelim istiyoruz. Bu amaçla tek bir il yerine TEKNOFEST’i üç ilimizde tertipleyelim dedik. 27 Nisan-1 Mayıs tarihleri arasında Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen TEKNOFEST İstanbul 2 milyon 247 bin ziyaretçiyle kendi rekorunu kırdı. Türkiye’nin savunma sanayi hamlelerinin siyasi sebeplerle hedef alındığı bir dönemde 2 milyonu aşkın gencimiz TEKNOFEST’e sahip çıktı. Festivalimiz 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda Ankara’nın misafiri oldu. TEKNOFEST Ankara’da çoğu genç, 943 bin ziyaretçiyi ağırladık. Tam dört gün boyunca Ankaralı gençlerimiz gerçek manada bir teknoloji şöleni yaşadı. Bugün de TEKNOFEST 2023’ün son durağı olan güzel İzmir’deyiz.”

TEKNOFEST’in şehre, ülkeye, millete bilhassa gençlere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmirlilere festivale ev sahipliği yaptıkları için teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diğer tüm illerimiz gibi maşallah İzmirli gençlerimiz de TEKNOFEST’e çok yoğun ilgi gösteriyor. Her yaş grubundan, her kesimden insanımızın Çiğli Hava Üssü’ne gelerek şu gurur tablosuna şahitlik ettiğini memnuniyetle görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINA LAYIK BİR ETKİNLİK OLACAĞINA İNANIYORUM”

Teknolojiye meraklı gençlerin mutluluğunu, sevincini, coşkusunu gördükçe ülke adına umutlarının da katlandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu ana kadar 330 bin ziyaretçiyi ağırlayan festivalin her açıdan İzmir’e ve Cumhuriyetimizin 100. yılına layık bir etkinlik olacağına inanıyorum” diye konuştu.

İzmirli gençlerle birlikte çevre şehirlerde yaşayan gençleri de TEKNOFEST İzmir’e davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivalini tecrübe etme fırsatını kaçırmayın. Arkadaşlarınızla organize olun. Çocuklarınızın, torunlarınızın elinden tutun. Teknolojiye ilgi duyan tanıdıklarınızı teşvik edin. İmkânı olmayana gerekirse yardım edin, destek olun ama bir yolunu bulup bir fırsat oluşturup Çiğli Hava Üssü’ne gelerek buradaki vizyonu, ufku, gayreti ve başarıyı mutlaka yerinde görün” çağrısı yaptı.

İzmirlileri davet ederken şehrin yeni veya eski milletvekillerini de unutmadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İleri teknolojiyi ülkemiz yerine 10 bin kilometre uzakta arayanları da buraya davet ediyoruz. Bitip tükenmeyen koltuk kavgalarına yalnızca bir günlük TEKNOFEST molası vermeleri kendileri adına büyük kazanç olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Bugün burada sadece millî teknoloji hamlesinin hepsi gurur kaynağı olan ürünlerinin görülmediğini, aynı zamanda büyüyen, güçlenen sınırları aşan, özgüven ve iddia sahibi Türkiye’nin yükselişine de şahit olduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Çiğli Hava Üssü’nde Kızılelma, Akıncı, ANKA, Hürjet, TB2, TB3, Gökbey, Atak’la birlikte mücadele var, gayret var, sabır, azim, cesaret var. Burada zorluklar karşısında yıkılmayan güçlü bir irade var. Burada her türlü engele rağmen başarmaya sevdalı yürekler var. Burada hayallerine giden yolda hiçbir engel tanımayan, işte karşımda görüyorum gençler var. Burada ayağına vurulan asırlık zincirleri parçalayan Türk Milleti var. Burada Türkiye Yüzyılı’nın mahzun ve mazlum gönülleri aydınlatan ışığı var. Merhum Abdurrahim Karakoç ne güzel söylemiş, ‘İzmir’in sağından Van’ın solundan; Erzurum, Edirne, Hatay yolundan; Kapı kapı tekmil, Anadolu’mdan; Bir sabah gelecek kardan aydınlık’ Evet, burada on yıllardır hasretle beklediğimiz kardan aydınlığın muştusu var. Rabb’ime bizlere bu günleri görmeyi nasip ettiği için hamdediyorum.”

“TEKNOFEST GENÇLERİ TÜRKİYE’NİN MÜREFFEH VE PARLAK GELECEĞİDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “yapamazsınız” diyenlere inat “biz yaparız” diyen, imkânsız görülen nice hayali kısa sürede gerçeğe dönüştüren, bu milletin inandığında ve çalıştığında neleri başarabileceğini gösteren, fikir, yürek ve alın teriyle büyük bir başarı hikâyesi yazan TEKNOFEST gençliğine teşekkür etti.

TEKNOFEST gençlerinin Türkiye’nin müreffeh ve parlak geleceği olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Sizler, canları pahasına bu toprakları bizlere vatan olarak bırakan aziz şehitlerimizin kabul olmuş duasısınız. Sizler asrımızın Cezeri’si, Harezmî’si, İbni Sina’sı, Mimar Sinan’ı, Ali Kuşçu’su, Hezarfen Çelebi’si, Kâtip Çelebi’sisiniz. Sizler Nuri Demirağ’ların, Vecihi Hürkuş’ların, Şakir Zümre’lerin, Nuri Killigiller’in ideallerini gerçekleştirecek nesilsiniz. Millete sevdalı bu vizyonerlerin engellere rağmen başlattıkları hamleyi inşallah sizler omuzlayacak, hak ettiği yere siz taşıyacaksınız. Kendi öz yurdunda parya muamelesi gören milletimizi elinden tutup ayağa kaldıracak kuşak, yine sizlersiniz. Ömrünü ülkesi ve milletine hizmete adamış bir siyasetçi olarak sizin parıldayan gözlerinizde, yarının güçlü Türkiye’sini görüyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Necip Fazıl Kısakürek’in “Şurada bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes / Ey kahpe rüzgâr, artık ne yandan esersen es” dizelerini okuyarak, “Açtığımız gedikten gümbür gümbür gelen TEKNOFEST gençliğinin ayak seslerini içimizdeki gafiller duymasa da tüm dünya duyuyor, biliyor. Sizlerin başarıları, milletimizle birlikte Asya’dan Afrika’ya, Balkanlardan Türkistan’a gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimize de cesaret aşılıyor. Yaklaşık 30 yıllık işgalin ardından özgürlüğüne kavuşan Karabağ’da, 30 sene sonra evlerine dönen muhacirler, sizin için dua ediyor. Rabb’im hiç birinizin ayağına taş değdirmesin, diyorum” ifadelerini kullandı.

“BU ÜLKENİN GENÇLERİYLE HER ZAMAN İFTİHAR ETTİM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 40 yılı aşkın süredir siyasetin içinde olduklarını, hayatı boyunca Türkiye’ye hizmet etmenin, eser kazandırmanın Türkiye’nin önündeki taşları, mayınları temizlemenin mücadelesini verdiklerini anlattı.

Siyaset yolculuğunun tüm safhalarında gençlerle beraber yürüdüklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Gençlerin yoldaşı, yol arkadaşı olmaktan daima bahtiyarlık duydum. Hangi görüşe, kökene, hayat tarzına sahip olursa olsun bu ülkenin gençleriyle her zaman iftihar ettim. Hiç kimseyi yaşam biçimi, kılık kıyafeti, inancı, kimliği dolayısıyla ötekileştirmedik. Sizi harf oyunlarıyla, ideolojik at gözlükleriyle tanımlamaya çalışanlara asla prim vermedik. Dayatmacı, baskıcı, yasakçı değil tüm vatandaşlarımızla birlikte gençlerimizin özgürlükçü alanlarını genişletenlerden olduk. Bugün de aynı bakış açısıyla hareket ediyoruz. Ne yapıyorsak sizin için, sizin istikbaliniz için yapıyoruz. İçerde ve dışarıda bitirdiğimiz ve verdiğimiz bütün mücadelelerin amacı size daha güçlü, daha itibarlı, daha yaşanabilir bir Türkiye teslim etmektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin bu zamanın misafirleri olduğunu belirterek, “Bizden öncekilerin bedel ödeyerek bizlere bıraktığı emaneti Allah’a hamdolsun 40 yıldır onurla, vakarla taşıdık ve bugünlere getirdik” dedi.

“81 İLİMİZDE TOPLAM 100 DENEYAP TEKNOLOJİ ATÖLYESİ KURDUK”

Türkiye’yi savunma sanayi başta olmak üzere her alanda başarıdan başarıya koşturduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, derslik sayısını 343 binden 620 bine, üniversite sayısını 76’dan 208’e, yurt kapasitesini 182 binden 950 bine, gençlik merkezi sayısını 9’dan 464’e, araştırma geliştirme merkezi sayısını sıfırdan 1.289’a, tasarım merkezi sayısını sıfırdan 324’e teknopark sayısını da 2’den 98’e çıkardıklarını aktardı.

Sadece İzmir’de inşa edilen derslik sayısının 11 bin 687 olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehrimizde 26 bin kişi kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. İlimizde üçü devlet olmak üzere toplam dört yeni üniversite kurduk. İzmir’e dört teknopark kazandırdık” bilgisini verdi.

Güncel rakamlarla İzmir’e yaptıkları kamu yatırımlarının tutarının 225 milyar lira olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz genelinde teknolojiye yönelik farkındalığı artırmak için 81 ilimizde toplam 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kurduk. Uzmanlaşmayı teşvik etmek gayesiyle 12 bin öğrencimizi lisansüstü eğitim yapmaları için burslu olarak yurt dışına gönderdik” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayması saatler sürecek nice işe, yatırıma, reforma ve projeye imza attıklarının altını çizerek, bunlarla yetinmediklerini, hizmet çıtasını sürekli yukarı taşıdıklarını anlattı.

“DEPREM MAĞDURU GENÇLERİMİZİN YUVA KURMALARINA YARDIMCI OLACAĞIZ”

Bir taraftan asrın felaketi 6 Şubat depremlerinin yaralarını sararken diğer taraftan gençlere verdikleri sözleri tek tek yerine getirdiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Depremin ekonomimize yüklediği 105 milyar dolarlık faturaya rağmen size mahcup olmamak adına gereken fedakârlığı sergiledik” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son kabine toplantısında gençlere yeni müjdeler verdiklerini anımsattı.

Örgün eğitimdeki üniversiteli gençlere seçim döneminde vadedilen cep telefonu ve bilgisayar ile ücretsiz 10 GB internet sözünü tutacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile ve Gençlik Bankası ile ilgili kanun teklifini de Cumhur İttifakı olarak yakında Meclise sunuyoruz. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte ilk etapta deprem bölgesinde pilot projeleri hayata geçireceğiz. Deprem mağduru gençlerimizin yuva kurmalarına yardımcı olacağız” diye konuştu.

“Seçim döneminde gençlerin demokrat dedesi maskesi takanların, söz konusu koltukları olunca nasıl faşizan hâle geldiklerini hepimiz görüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha düne kadar dürüstlükten, şeffaflıktan bahsedenlerin iktidar uğruna birbirlerine nasıl yalan söylediklerini de hep beraber takip ediyoruz. Gençlerimizde hayal kırıklığına yol açan bu utanç sahnelerine rağmen biz siyasette güvenin zedelenmemesi için duruşumuzu asla bozmayacağız. Özellikle siz gençlerimize karşı daima harbi ve hasbi davranacak, aramızdaki gönül bağının sarsılmasına müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“DİJİTAL TEKNOLOJİ ARAÇLARINI YAYGINLAŞTIRIYORUZ”

Dünyanın merkezinde inovasyon, yapay zekâ ve robotik teknolojilerin bulunduğu çok farklı bir yere doğru gidildiğini, Türkiye’nin bu yarışta geri kalmamaya çalıştığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Ulusal yapay zekâ stratejimizi 2021 yılında yayınladık. Dijital Türkiye vizyonumuz doğrultusunda kamu hizmetlerinde dijital teknoloji araçlarını yaygınlaştırıyoruz. Elektronik Devlet uygulamamızda 7 bin 300 hizmet sunuluyor. Şu an yaklaşık 64 milyon insanımız e-Devlet kapısını kullanıyor. Gerek etkinliği ve yaygınlığı gerekse sunulan hizmetler bakımından Avrupa’da örnek gösterilen bir sistem kurduk. Şu an dünyanın gelişmiş denilen ülkelerinde bile sıraya girerek yapılabilen işlerin çoğunu bizim insanımız telefonu veya bilgisayarından Elektronik Devlet kapısını kullanarak saniyeler içinde hâlledebiliyor.”

İlk yerli elektrikli araç olan Togg’un üretiminin artarak devam ettiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Geçen haftaki Amerika Birleşik Devletleri ziyaretimizde ‘rekabet iyidir’ diyerek Tesla’yı da ülkemizde yatırım yapmaya davet ettik. Hava gücümüzde çarpan etkisi oluşturacak Kızılelma ile ilgili testleri hızla tamamlıyoruz. Kızılelma’nın da envantere girmesiyle bu alanda yeni bir çığır açıyoruz. KAAN ismini verdiğimiz beşinci nesil millî muharip uçağımızın tanıtımını yaptık. Üretim süreçlerini adım adım gerçekleştiriyoruz. Akıncı TİHA, Aksungur SİHA’larla silahlı insansız hava araçlarındaki hâkimiyetimizi pekiştirdik. Bunların haricinde savunma sanayii alanında hepsi birbirinden kritik 850 farklı projeyi titizlikle hayata geçiriyoruz.”

Dünyadaki ilk SİHA gemisi olan TCG Anadolu’nun denizlerde Türk bayrağını gururla dalgalandırdığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii hamlelerimizle birlikte ihracatımız da katlanarak artıyor. Savunma ihracatında bu yılki hedefimiz altı milyar doları aşmaktır. Nasıl bu alandaki ihracatımızı 248 milyon dolardan geçen sene 4,5 milyar dolara çıkardıysak inşallah bu rakamların üstünü de yakalayacağız. Diğer alanlarda olduğu gibi savunmada da tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar gece gündüz demeden çalışacağız” değerlendirmesinde bulundu.

“ÜLKEMİZİN ÖNÜNDE YEPYENİ PENCERELER AÇTIK”

Son seçimlerde güven tazelemesiyle Türkiye’nin savunma atılımlarına dokunmak isteyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İktidara giden yolu milletin iradesi yerine FETÖ’den PKK’ya terör örgütleriyle iş birliğinde arayanlara asla unutamayacakları bir ders verdik. Tavrımızı özellikte daima doğrudan, hizmetten, eser siyasetinden yana kullanarak ülkemizin önünde yepyeni pencereler açtık. 31 Mart 2024 mahalli idareler seçimlerinde bu kazanımları daha da ileri taşıyacağız. İzmir başta olmak üzere fetret devri yaşayan şehirlerimizin tekrar hak ettikleri hizmetlerle buluşmasını sağlayacağız. İzmirlinin iradesini çantada keklik görenlerin işi bundan sonra daha zor. İstismar siyasetiyle gemisini yürütenlere hep birlikte ‘Yeter’ diyeceğiz. İzmir’i gerçek belediyecilikle tanıştırmakta kararlıyız. Bu şehrin yatırım ve eser hizmet siyasetine ihtiyacı var. Bunu ancak biz yaparız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından, TEKNOFEST Girişim Yarışması’nda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır ve T3 Vakfı Yönetim Kurulu ile simge hâline gelmiş TEKNOFEST pozunu vererek fotoğraf çektirdi.

Programa, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu de katıldı.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

“Nahçıvan, Azerbaycan’la ilişkilerimizde özel bir yere sahiptir”

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile düzenlediği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Nahçıvan, tarih boyunca taşıdığı stratejik önemle, Azerbaycan’la ilişkilerimizde özel bir yere sahiptir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın temelinin atılması ve iki ülke arasında çeşitli alanlarda gerçekleşen anlaşmaların imzalanmasının ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçiminin ardından ilk ziyaretini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle birlikte haziran ayında Bakü’ye gerçekleştirdiğini hatırlatarak, bu defa da Türkiye’yi Türk dünyasına bağlayan Nahçıvan’da birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2008 yılındaki son ziyaretinden bu yana Nahçıvan’ın kaydettiği gelişmeyi gururla müşahede ettiğini anlatarak, Nahçıvan’ın bugün geldiği noktada büyük payı olan Azerbaycan’ın Umummilli Lideri Haydar Aliyev’i doğumunun 100. yılında bir kez daha rahmetle yâd ettiğini belirtti.

Türkiye ve Azerbaycan ilişkilerinin dünyada eşi benzeri bulunmayan müstesna bir konumda olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “tek millet iki devlet” şiarı çerçevesinde ilişkileri ve işbirliğini her alanda güçlendirmek üzere çalışmaları sürdürdüklerini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le imzaladıkları Şuşa Beyannamesi’nin ilişkileri müttefiklik seviyesine yükselten bir dönüm noktası olduğunu dile getirerek, Nahçıvan’ın tarih boyunca taşıdığı stratejik önemle Azerbaycan’la ilişkilerde özel bir yere sahip olduğunu söyledi.

“DOĞAL GAZ HATTI AVRUPA’NIN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİNE KATKI SAĞLAYACAK”

Nahçıvan’ın bugün de ekonomi, ulaştırma ve enerji hatları açısından büyük bir potansiyel barındırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bölgesel ulaştırma hatlarının tesisiyle birlikte bu potansiyeli tam manasıyla hayata geçirme imkânına kavuşacağız. Hazar geçişli uluslararası doğu batı orta koridorun önemi koronavirüs salgını ve bölgemizde yaşanan savaşlar neticesinde çok daha iyi anlaşılmıştır. Bu vesileyle biraz önce temelini attığımız Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Azerbaycan’la enerji alanındaki ortaklığımızı daha da derinleştireceği gibi Avrupa’nın enerji arz güvenliğine de katkı sağlayacaktır. Kars-Nahçıvan Demir Yolu Projesi’nin yanı sıra toplu konut ve elektrik enerjisiyle ilgili alan anlaşmalar az önce imzalandı. Böylece ulaştırma, lojistik ve enerji alanlarındaki ilişkilerimizi geliştirme irademizi tekrar ortaya koyduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycanlı kardeşlerine 6 Şubat depremlerinin yaralarının sarılmasına verdikleri güçlü destek için bir kez daha teşekkür ettiğini ifade ederek, “Varını yoğunu otomobilinin üzerine yükleyip milletimize yardım etmek için yola koyulan kardeşlerimizin samimiyetini hiçbir zaman unutmayacağız. Basın toplantımızın ardından modernizasyonunu gerçekleştirdiğimiz askerî bakım ve onarım fabrikasının açılışını yapacağız. Bu proje de savunma sanayi işbirliğimize ciddi katkılar sunacaktır” diye konuştu.

Son günlerde bölgede kritik gelişmelerin yaşandığına vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı’nın ardından geçen üç yıla yakın süre boyunca defaatle dile getirdiği meşru ve haklı endişelerine gereken karşılığı maalesef bulamadığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan’ın kendi egemen topraklarında bir antiterör operasyonu gerçekleştirmek durumunda kaldığını belirterek, “Operasyonun son derece kısa bir süre içerisinde sivillerin haklarına azami hassasiyet gösterilerek başarıyla tamamlanması bizler için iftihar vesilesi olmuştur. Operasyon sırasında şehit olan kardeşlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

“ERMENİSTAN’IN KENDİSİNE UZATILAN BARIŞ ELİNİ TUTMASINI BEKLİYORUZ”

“Nahçıvan’ın mümtaz şairi Mehmet Akif’in, yol ve dava arkadaşı merhum Hüseyin Cavit’in bir asır önce yaptığı şu duasının kabul olduğunu görmenin bahtiyarlığını yaşadık” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Her beladan esirge yurdumuzu, kâmuran eyle şanlı ordumuzu. Muzaffer Azerbaycan ordusunu gerek tarihî başarısı gerekse sivillere yönelik sergilediği insani tavrı dolayısıyla canı gönülden tebrik ediyorum. Azerbaycanlı kardeşlerimiz, Türk milletinin adalet ve merhametini bir kez daha tüm dünyaya göstermişlerdir. Son zaferle birlikte bölgede kapsamlı bir normalleşme için yeni fırsat pencereleri açılmıştır. Bu fırsatın değerlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ermenistan’ın kendisine uzatılan barış elini tutmasını ve artık samimi adımlar atmasını bekliyoruz. Her zaman vurguladığım gibi barışın kaybedeni olmaz. Bölgemizde barış, huzur ve refahın tesisi halklarımıza olan borcumuzdur. Biz bu borcu ifa etmek noktasında kararlıyız, samimiyiz. Temennimiz, muhataplarımızın da aynı samimiyeti göstermesidir.”

İKİ ÜLKE ARASINDA İMZALANAN ANLAŞMALAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, “Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Kars-Nahçıvan Demiryolu Projesi’ne İlişkin Niyet Protokolü”nü imzaladı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki ile Azerbaycan Şehir Planlama ve Mimari Devlet Komitesi Başkanı Anar Guliyev, “Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Kahramanmaraş İlinde Konut Binaları, İlkokul, Anaokulu, Kültür Merkezi İnşaatına İlişkin İşbirliği Anlaşması”na imza attı.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Azerbaycan Enerji Bakanlığı arasında elektrik enerjisiyle ilgili mevcut işbirliğinin devamını içeren metin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ve Azerbaycan Enerji Bakanı Perviz Şahbazov tarafından imzalandı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI ALİYEV, MODERNİZE EDİLEN NAHÇIVAN ASKERÎ KOMPLEKSİ’NİN AÇILIŞINI YAPTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, ortak basın toplantısının ardından modernize edilen Nahçıvan Askerî Kompleksi’nin açılışını gerçekleştirdi.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde resmî törenle karşılandı

Avatar

Yazar

on

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in davetlisi olarak çalışma ziyareti kapsamında Nahçıvan’a giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde resmî törenle karşılandı.

Tören alanına Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’le birlikte geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, burada askerleri selamladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in, tören alanındaki yerlerini almasının ardından iki ülke millî marşları çalındı.

Tören sonunda Meclis binasına geçen iki lider, baş başa görüşmelerini gerçekleştirdi.

OKUMAYA DEVAM EDİN

Dünya

Cumhurbaşkanı Erdoğan Nahçıvan’da

Avatar

Yazar

on

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in daveti üzerine günübirlik çalışma ziyaretinde bulunmak için gittiği Nahçıvan’a ulaştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev tarafından Nahçıvan Havalimanı’nda karşılandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Nahçıvan Havalimanı’nda; Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Fuad Necefli, Nahçıvan Yüksek Meclisi Başkan Yardımcısı Anar İbrahimov, Nahçıvan Valisi Mirsenani Seyidov, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Reşad Memmedov, Türkiye’nin Bakü Büyükelçisi Cahit Bağcı ve Türkiye’nin Nahçıvan Başkonsolosu Asip Kaya ile ilgili yetkililer karşıladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Nahçıvan ziyaretinde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu eşlik ediyor.

OKUMAYA DEVAM EDİN

TAKVİM

Kasım 2021
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930  

HABER BURADA

Dünya19 saat Önce

“Türkiye’yi savunma sanayii başta olmak üzere, her alanda başarıdan başarıya koşturduk”

Dünya5 gün Önce

“Nahçıvan, Azerbaycan’la ilişkilerimizde özel bir yere sahiptir”

Dünya5 gün Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclisi’nde resmî törenle karşılandı

Dünya5 gün Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan Nahçıvan’da

Dünya2 hafta Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de

Dünya2 hafta Önce

“Türkiye’nin bölgesinde barış ve istikrarın tesisi amacıyla yürüttüğü diplomatik hamleler takdirle karşılanıyor”

Dünya3 hafta Önce

“Milletimizi, hak ettiği anayasaya kavuşturma idealimizden hiç kopmadık”

Dünya3 hafta Önce

“Orta Vadeli Program’da uygulayacağımız politika sepetiyle, enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız”

Dünya4 hafta Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ile ortak basın toplantısı düzenledi

Dünya4 hafta Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin ile bir araya geldi

Dünya4 hafta Önce

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti; tüm imkânlarıyla, çok daha güçlüdür, çok daha ileridedir”

Dünya4 hafta Önce

“Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılığının artması ülkemiz için tercihten öte bir zorunluluk teşkil ediyor”

Dünya4 hafta Önce

30 Ağustos Zafer Bayramı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir’de düzenlenen törene katıldı

Dünya1 ay Önce

“30 Ağustos, milletimizin asırlardır sürdürdüğü beka mücadelesinin en kritik dönüm noktalarından biridir”

Dünya1 ay Önce

“Türkiye’nin enerji alanındaki atılımları devam ediyor”

Gündem1 ay Önce

“Milletimize olan minnet borcumuzu daha fazla hizmet ederek ödedik”

Dünya1 ay Önce

“Enflasyonun insanımızın hayatında yol açtığı sıkıntıları giderecek adımları kararlılıkla atıyoruz”

Dünya1 ay Önce

“Türkiye’nin son 21 yılda gerçekleştirdiği büyük altyapı hamlesi, müteahhitlerimizi küresel rekabette öne çıkardı”

Dünya1 ay Önce

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, Türk Dünyası Tıp Kurultayı’na Katıldı

Dünya2 ay Önce

Dev yatırımlar | İstanbul kodluyor nitelikli yazılımcılar yetiştirecek

Dünya2 ay Önce

“Ülkemize, tarihinin en büyük kalkınma hamlesini ve demokrasi atılımlarını yaşattık”

Dünya2 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Askerî Şûra kararlarını imzaladı

Dünya2 ay Önce

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Askerî Şûra üyeleriyle birlikte Anıtkabir’i ziyaret etti

Dünya2 ay Önce

“Yargı alanında 2002’den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi, sivil bir anayasayla taçlandırmak istiyoruz”

Dünya2 ay Önce

“Türkiye’yi hedefleriyle buluşturma mücadelemiz hız kesmeden sürüyor”

Advertisement

GÜÇLÜ TÜRKİYE

Haberler

seers cmp badge