Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı ardından yaptığı açıklamada, “Aşı çalışmalarında dünyada ilk on ülke arasındayız. Üstelik bunu kendisi henüz aşı üretmediği hâlde başarmış bir ülkeyiz. İnşallah kendi aşımıza da yıl bitmeden kavuşmuş olacağız. Haziran ayını tam manasıyla bir aşı seferberliği ayına dönüştürmek için imkânları sonuna kadar zorlayacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
“GENÇLERİMİZE GÜÇLÜ BİR 2053 VİZYONU EMANET ETMEK İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ”
Toplantıda ele alınan konulara dair açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Son Kabine Toplantımızdan bu yana hamdolsun milletimizle pek çok güzel hizmetin, eserin, müjdenin sevincini paylaştık.
19 Mayıs vesilesiyle gençlerimizle birlikte basketboldan voleybola, güreşten karateye kadar pek çok branşta spor müsabakalarını izleyicisiyle buluşturacak olan yeni spor kanalımız TRT Yıldız’ın resmî açılışını gerçekleştirdik. Milletimizin esaret zincirlerini parçalama kararlılığının ilk adımı olan 19 Mayıs’ın ruhuna nüfuz edebilen, mesajını çözebilen gençlerimize güçlü bir 2053 vizyonu emanet etmek için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz.
Süper Ligi Şampiyon olarak tamamlayan Beşiktaş Futbol Kulübümüzün oyuncu, teknik heyeti ve yöneticileriyle bir araya gelerek kendilerini tebrik ettik. Salgın tedbirleri sebebiyle bu yıl seyircisiz oynanan Süper Ligi inşallah önümüzdeki sezonda tribünleri coşkuyla dolduracak olan taraftarlarımızla birlikte gerçekleştirebilmeyi ümit ediyoruz.
Basketbolda EuroLeague Şampiyonluğu’nu kazanan Anadolu Efes Takımı’nın hem Başantrenörü Ergin Ataman’ı hem de Kulüp Başkanı Tuncay Özilhan’ı arayarak sevinçlerine ortak olduk. Şampiyonluğun kazanılmasında büyük emeği ve katkısı olan Ergin Ataman’ın bu başarıyı şehitlerimize armağan etmesini de şahsım, milletim adına ayrıca çok ama çok önemli görüyorum.
Aerobik Jimnastik Dünya Şampiyonluğu’nu ilk defa ülkemize kazandıran Ayşe Begüm Onbaşı kızımızı da arayarak tebrik ettik ve başarılarının devamını diledik. Bu vesileyle son dönemde güreşten boksa, karateden pentatlona, judodan okçuluğa, yüzmeden voleybola pek çok farklı branşta ülkemizin bayrağını göndere çektiren tüm sporcularımızı bir kez daha şahsım, milletim adına tebrik ediyorum.
“KALKINMANIN TEMEL ALTYAPISI OLAN ULAŞIM MESELESİNİ KÖKTEN ÇÖZMÜŞ BULUNUYORUZ”
Önceki haftanın son Cuma’sında ülkemizin en önemli ulaştırma projelerinden olan Kuzey Marmara Otoyolu’nun sonradan eklenen kısım haricindeki son bölümünün açılış törenini gerçekleştirdik. Habipler-Hasdal kavşakları arasındaki kısımla birlikte 400 kilometrelik otoyolumuzu hizmete almış oluyoruz. İnşallah projeye sonradan eklenen Nakkaş-Başakşehir bölümünü de en kısa sürede tamamlayacağız. Bu otoyol, İstanbul ve Marmara Bölgesiyle birlikte tüm Türkiye’nin projesidir. Artık Edirne’den otoyola giren bir vatandaşımız bin 200 kilometre boyunca hiçbir engele, hiçbir ışığa, hiçbir yerleşim yerine girmeden Şanlıurfa’ya kadar kesintisiz seyahat edebilecektir. İnsan ve yük taşımacılığının böylesine hızlı, konforlu ve güvenli şekilde yürütülmesinin ülkemize sağladığı katkıları her alanda görüyoruz, bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.
Pek çok yerde hâlen inşaatları süren hızlı tren hatlarımız da birer birer devreye girdiğinde Türkiye ulaşımda yeni bir devrim yaşayacaktır. Ülkemizin her köşesinde 56 adede ulaşan havalimanlarımızla zaten hava taşımacılığı sorunumuzu neredeyse tamamen hâllettik. Denizyolu taşımacılığında da dev projeleri ülkemize kazandırmaya devam ediyoruz. İnşallah bu hafta sonu Filyos Limanı’nı hizmete açarak bu alanda da büyük bir atılımı hayata geçirmiş olacağız. Kara, demir, hava ve denizyolu hatlarımızı birbirleriyle entegre şekilde, birbirlerine tamamlayacak şekilde planladığımız için kalkınmanın temel altyapısı olan ulaşım meselesini kökten çözmüş bulunuyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye yolunda attığımız tüm bu adımların ülkemize hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
“TÜRKİYE’Yİ HEDEFLERİNE ULAŞTIRMAKTA KARARLIYIZ”
Kuzey Marmara Otoyolu’nun son kısmının açılışında da tekrar ettiğim gibi, bizim ülkemiz için yapacak daha çok hizmetimiz var. Bizim inşa edecek daha çok eserimiz var. Gençlerimize bırakacağımız en önemli mirasımız olan 2053 vizyonumuz için kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Sultan Alparslan’ın bin yıl önce açtığı yolda, Osman Gazi’nin 722 yıl önce diktiği çınarın izinde, Fatih Sultan Mehmet’in 568 yıl önce İstanbul surlarına diktiği sancağın gölgesinde, Gazi Mustafa Kemal’in 98 yıl önce emanet ettiği Cumhuriyetin kollarında maziden atiye kurduğumuz köprüyü aşkla, şevkle, heyecanla geçerek Türkiye’yi hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız.
Milletimizin bize gösterdiği istikamet, tarihin bizi sevk ettiği hedef, dünyanın ve insanlığın yöneldiği ufukta gözüken ihtiyaç işte budur. Ülkemizi ve milletimizi kısır çekişmelerin, sahte gündemlerin, karanlık senaryoların kıskacına hapsetmek isteyenlere eyvallah etmedik, etmeyeceğiz.
“TÜRKİYE, ÜYESİ BULUNDUĞU ULUSLARARASI GÜVENLİK KURUMLARINA OLAN SORUMLULUKLARINI HAKKIYLA YERİNE GETİRMİŞTİR”
Geçtiğimiz hafta başında ülkemizde misafir ettiğimiz Polonya Cumhurbaşkanı ile verimli görüşmeler gerçekleştirmenin yanında Avrupa Birliği ve NATO üyesi bir ülkeye yapılan ilk insansız hava aracı satışımızla ilgili anlaşmayı da imzaladık. Türkiye, NATO başta olmak üzere üyesi bulunduğu uluslararası güvenlik kurumlarına olan sorumluluklarını hakkıyla yerine getirmiştir. Bu kurumlardan da aynı karşılığı gördüğümüz müddetçe ilişkilerimizi ve iş birliğimizi geliştirerek sürdürmekte kararlıyız. Çarşamba günü Meclis’te gerçekleştirdiğimiz grup toplantısında ülke gündemindeki önemli başlıklarla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptık. Aynı gün akşam saatlerinde de Amerika merkezli şirketlerin üst düzey yöneticileriyle uzun ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Toplantımıza katılan şirketlerin temsilcilerine ülkemizin ekonomik durumunu ve uluslararası yatırımcılara olan bakışını bir kez daha ifade ettik. Ayrıca şirket temsilcilerinin tüm sorularını da bizzat cevaplayarak ülkemizin uluslararası yatırımcıları destekleme hususundaki kararlılığını ortaya koyduk.
“2053 VİZYONUMUZU ŞEKİLLENDİRMEK İÇİN ŞİMDİDEN HEP BİRLİKTE HAZIRLIKLARA BAŞLAMALIYIZ”
Yakın tarihimizin kara günlerinden biri olan 27 Mayıs 1960 darbesinin yıl dönümü vesilesiyle partimizin il başkanlarıyla eski adıyla Yassı Ada, milletimizin verdiği isimle yaslı ada, bizim dönüştürdüğümüz hâliyle Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda bir araya geldik. Bu toplantıda Şehit Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yâd etmenin yanında ülkemizin demokrasi, özgürlükler, kalkınma yolculuğunu zafere taşıma irademizi milletimizle tekrar paylaştık.
Cuma günü ise milletimizin 150 yıllık hayali olan, nesiller boyunca hayata geçmesi için mücadele verilen Taksim Camii’nin açılış törenindeydik. Şimdiden İstanbul’un en önemli sembollerinden biri hâline gelen Taksim Camii milletimizin İstanbul’un Fethi’nin 568. yıl dönümüne bir hediyesi olarak şehrin siluetindeki yerini almıştır. Tabii birileri özellikle bu eseri kalkıp da İstanbul’umuz için böyle farklı veyahut da bir sembol olarak görmeyebilir. Sultanahmet’i görebilir, Süleymaniye’yi görebilir, Fatih Camii’ni görebilir, Eyüp Sultan’ı görebilir bunlar bizim için tabii ki sembol eserlerdir. Ama bilesiniz ki onlar o asrın veya o asırların sembol eserleriyse, işte şu anda bizim de Çamlıca’nın tepesindeki Büyük Çamlıca Camii bu asrın sembol eserlerinden bir tanesidir. Ve bu kule oradaki bütün o çevre pisliğini temizlemek suretiyle buraya bu kulenin dikilmesi 100 civarında radyonun ortak yayın yapabilecek kapasitede olması ve oradan tüm İstanbul’u bütün güzellikleriyle seyredebilme imkânını vermesi o da bu devrin, bu asrın inşallah sembol eserlerinden bir tanesidir.
Taksim Camii’nde yankılanan sese karşı dile getirilen rahatsızlıkların gerisinde güçlü ve büyük Türkiye’nin ayak seslerinden milletimizin istiklaline ve istikbaline sahip çıkma iradesinden duyulan korku vardır. Demokraside ve ekonomide Türkiye’yi dünyanın en önde gelen ülkeleri arasındaki seçkin yerine çıkartarak milletimize verdiğimiz sözü yerine getirmek için canla, başka çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Taksim Camii’nin milletimize armağan edilmesinde emeği geçen herkese, özellikle de hayır sahibi aile Elmas Ailesi’ne tekrar, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum.
Cumartesi günü ise İstanbul’a kazandırılan ve yeni bir sembol olan Çamlıca Kulesi’nin açılışını yaptık. Çamlıca’nın eski hâlini bilenler kulesi ve çevre düzenlemesiyle yeni hâlinin şehrimize kattığı güzelliği çok daha iyi takdir edecektir. Büyük Çamlıca Camii’nin ardından kulenin de hizmete girmesiyle İstanbul Boğazı’nın silueti bu bölgede yepyeni bir çehreye kavuşmuştur. Bu kulenin de ülkemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyor, Bakanlığımıza, yüklenici firmalara, mimarından işçisine kadar herkese teşekkür ediyorum.
Aynı akşam fethin 568. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen Uluslararası Okçuluk Müsabakası’na katılan sporcularımızın heyecanını video konferans mesajı yoluyla paylaştık. Bu vesileyle ülkemizdeki tüm kurumlara, üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına, bilhassa da gençlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. İstanbul’un Fethi’nin 600. yıl dönümüne atfettiğimiz 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için şimdiden hep birlikte hazırlıklara başlamalıyız. İnsan ömrü üçün uzun sayılabilecek 32 yıl toplum hayatlarında göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre hükmündedir.
Bizim 2023 hedeflerimizi ilk ifade etmemizin üzerinden on yıl geçtiğini göz önüne aldığımızda 2053 vizyonu için hemen kolları sıvamamızın şart olduğu ortaya çıkıyor. Fikir talimleriyle dar ve geniş kapsamlı toplantılarla, orta ve uzun vadeli analizlerle, siyasi, sosyal ve ekonomik yol haritalarıyla vizyonumuzu şekillendirecek gayretler içine girmeliyiz.
Darbe ve kriz dönemlerinin mirası üzerinde siyaset yapmış, ülke yönetmiş, eser ve hizmet üretmeye çalışmış bir nesil olarak böyle bir vizyonun ne kadar kıymetli olduğunu gayet iyi biliyoruz. Gençlerimize bırakacağımız en büyük mirasın işte bu vizyon olacağına yürekten inanıyoruz. Temennimiz 2023 seçimlerinin Türkiye’nin bu vizyonunun merkezinde olduğu bir tartışma iklimi içinde geçmesidir. Biz bunun için üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getirmekte kararlıyız. İnşallah bir asır sonra Cumhuriyetimizi gerçek gündemine, asıl rayına oturtmuş olarak ülkeyi gençlerimize emanet edeceğiz.
“TÜRKİYE, DÜNYADA MİLLÎ GELİRİNE ORANLA HALKINA EN ETKİN, YAYGIN VE YÜKSEK TUTARLI DESTEKLERİ SAĞLAYAN ÜLKELERİN BAŞINDA GELMEKTEDİR”
Aziz milletim, yaklaşık 1,5 yıldır dünya ile beraber ülkemizi de esir alan bu mevcut salgınla mücadelemizi her cephede kararlılıkla sürdürüyoruz. Son Kabine Toplantımızın ardından yeni müjdeleri de içeren salgınla mücadelede milletimizin her kesimine verdiğimiz desteklerin ayrıntılı bir icmalini sizlerle paylaşmıştık. Toplamda 661 milyar lirayı bulan bu hibe ve desteklerin ülkemizin salgın sürecini çok ciddi ekonomik kayıplara, sosyal sıkıntılara, güvenlik tehditlerine maruz kalmadan geçirmesinde çok büyük katkısı olmuştur.
Bugün Türkiye, dünyada millî gelirine oranla halkına en etkin, yaygın ve yüksek tutarlı destekleri sağlayan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyada her şey güllük gülistanlıkta, sadece Türkiye’de sıkıntı yaşanıyor gibi bir hava oluşturmaya çalışanlara verilecek en güzel cevap uluslararası kuruluşların işte bu tespitidir. Bu hususta nüfusu bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler üzerinden yöneltilen tenkitlerin gerçekçi de, iyi niyetli de olmadığı açıktır. İşte bugün 2021 yılı ilk çeyreği büyüme rakamları açıklandı. Sizler medyanın içindesiniz, bunu sizler de takip ediyorsunuz. Ekonomimizin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7 büyüyerek G-20 ülkeleri arasında Çin’in ardından ikinci sırada yer alması herhâlde ekranları başı bizi izleyen milletime ve siz değerli basın mensuplarına bir şeyler ifade ediyor.
Büyümede en dikkat çekici kalem makine ve teçhizat yatırımlarının yüzde 30,5 gibi gerçekten güçlü bir şekilde artmış olmasıdır. Bu durum yatırımların devam ettiğinin, dolayısıyla önümüzdeki dönemde üretimin ve istihdamın daha da artacağının işaretidir.
Bir diğer önemli gelişme, kırsal kalkınma yatırımlarında yaşanmaktadır. Kırsal kalkınmada bu yıl 925 ekonomik yatırım projesine 888 milyon lira, 2 bin 531 altyapı yatırım projesine 196 milyon lira hibe desteği verdik. Böylece ülkemiz yaklaşık 10 bin ilave istihdama karşılık buna karşılık gelen 3 bin 456 projeyle 1,1 milyar lirası hibe olmak üzere 2,3 milyar liralık kırsal kalkınma yatırımına kavuşmuştur. Ayrıca, kuraklık sıkıntının tehdidi altında olan bölgelerimizdeki çiftçilerimize sulama sistemlerini modernleştirmeleri için 150 milyon lira hibe vereceğiz.
Geçtiğimiz hafta Karadeniz’deki doğal gaz sevincimizin ardından karada da üç kuyuda petrol bulduğumuzun müjdesini milletimizle paylaşmıştık. İnşallah önümüzdeki günlerde enerji konusunda yeni sevindirici haberleri kamuoyuyla paylaşmayı sürdüreceğiz.
“AŞI ÇALIŞMALARINDA DÜNYADA İLK ON ÜLKE ARASINDAYIZ”
Diğer yandan, aşı çalışmalarında da dünyada ilk on ülke arasındayız. Üstelik bunu kendisi henüz aşı üretmediği hâlde başarmış bir ülkeyiz. İnşallah kendi aşımıza da yıl bitmeden kavuşmuş olacağız. Haziran ayını tam manasıyla bir aşı seferberliği ayına dönüştürmek için imkânları sonuna kadar zorlayacağız. BioNTech, Sinovac ve Sputnik gibi sözleşmesi yapılan farklı aşılardan Haziran ayında mümkün olan en yüksek sayıda miktarın ülkemize getirilmesi ve süratle uygulanması için yoğun hazırlık içindeyiz. Türkiye’nin salgınla mücadelesinin Avrupa başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin gerisinde değil çoğu alanda onların ilerisinde olduğunu akıl ve vicdan sahibi herkes kabul edecektir.
“KARARLARIMIZI ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN EN HAYIRLISINI GÖZETEREK VERİYORUZ”
Salgın tedbirlerini sıkılaştırma ve normalleştirme takvimlerimiz de vaka sayılarımızın seyri birbirlerini takip ettiği için Avrupa ülkeleriyle benzer şekilde yürümektedir. Bütün bunları söylerken elbette gerçeklere gözlerimizi kapatmıyoruz. Son altı ayda işyerleri ancak 1,5 ay açık kalan esnaflarımız olduğunu biliyoruz. Sadece paket servis hizmeti gibi ciddi sınırlamalarla hizmet vermeye çalışan esnaflarımız olduğunu da biliyoruz. Sokağa çıkmak sınırlamalarının pek çok kişi ve kurumun faaliyetleri üzerinde yol açtığı olumsuz etkileri biliyoruz. Okula gidemeyen evlatlarımızın eğitim-öğretimdeki kayıpları yanında pek çok fiziki ve psikolojik sıkıntının eşiğine geldiğini biliyoruz.
Düğünden genel kurula, bütün bunlara kadar pek çok toplu etkinliğin uzun süre ertelenesinin yol açtığı sıkıntılar gayet iyi biliyoruz. Milletimizin bu süreçte fevkalade bunaldığını, tahammül sınırlarının zorlandığını görüyoruz. Yaz mevsiminin de gelmesiyle insanlarımızı evlerde uzun süre tutmanın hem zor hem anlamsız olduğunu, yurt içi ve yurt dışı ziyaretlerin yoğunlaşacağını da dikkate alıyoruz.
Yine bu süreçte sıfatları ne olursa olsun kafa karıştırıcı açıklamalarıyla milletimizi yanlış yönlendirmeye çalışanlar bulunduğunun da idrakindeyiz. Değerlendirmelerimizi tüm bu gerçekleri hesaba katarak yapıyor, kararlarımızı ülkemiz ve milletimiz için en hayırlısını gözeterek veriyoruz. Tek gayemiz, insanlarımızın sağlığını, milletimizin esenliğini, ülkemizin huzur ve güvenliğini korumak, telafisi mümkün olmayan hasarların oluşmasına engel olmaktır. Bunun için bulduğumuz her fırsatı, her kapı aralığını, her ışığı kullanıyoruz.
Salgının başladığı günden beri açılma kapanma kararlarının ardı ardına gelmesinin tek sebebi, şartları zorlama pahasına da olsa bu musibetin ülkemiz ve milletimiz üzerindeki etkilerini azaltmaktır. Nitekim Ramazan ayındaki kısmi ve tam kapanma şeklinde uyguladığımız sıkılaştırma tedbirlerinin bir kısmının yerini 17 Mayıs itibarıyla kademeli normalleşme adımları almıştır. Aradan geçen iki haftalık sürede vaka ve ölüm sayılarındaki nispi azalmanın hedeflediğimiz oranda değilse bile önemli ölçüde sürüyor olması tedbirlerin amacına ulaştığının aslında en güzel ifadesidir.
Bugün Kabine Toplantımızda yarından itibaren devreye girecek kademeli normalleşmenin yeni adımlarıyla ilgili istişarelerimizi gerçekleştirdik. Bu doğrultuda verdiğimiz ve biraz sonra açıklayacağım her kararı ülkemizi yeniden salgının pençesine düşürmeme anlayışıyla buna dayalı bir ihtiyatla alıyoruz.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yürütülen mücadelenin önündeki en büyük tehdit, virüsün farklı mutasyonlarının yol açtığı öngörülemeyen sonuçlardır. Nitekim kimi Avrupa ülkelerinde aşılama başta olmak üzere oldukça sert tedbirlerle binli rakamlara düşürülen vaka sayılarının mutasyonlu virüslerin yaygınlaşmasıyla yeniden yükselişe geçtiği anlaşılmaktadır. Sınırlarımızı kapatarak, vatandaşlarımızı evlerine hapsederek, kendimizi bölgemizden ve dünyadan tamamen soyutlama imkânımız olmadığına göre, ülkemizin de bu tehditlerle yüzleşmesi kaçınılmazdır. Salgınla mücadelede eldeki mevcut bütün bu imkânlar sonuna kadar kullanılarak sürecin mümkün olan en az maliyetle atlatılması için var gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz.
Değerli basın mensupları, ekranları başında bizi izleyen aziz milletim; şimdi Haziran ayına ilişkin kademeli normalleşme takvimini sizlerle paylaşmak istiyorum: Haziran ayı boyunca sokağa çıkma sınırlamaları hafta içi ve cumartesi günü akşam 22.00 ile 05.00 saatleri arasında uygulanmaya devam edecektir. Bu sınırlama hafta sonu ise Cumartesi 22.00 ile Pazartesi sabahı 05.00 arasında, yani pazar gününün tamamını da kapsayacak şekilde uygulanacaktır. Temmuz ayında bu kısıtlama süreleri ve günleri vaka ve vefat sayılarındaki değişime, aşılamada katedilen mesafeye göre yeniden belirlenecektir.
Restoran, lokanta, kafeterya, pastane gibi yeme içme yerleri sabah 07.00 ile akşam 21.00 saatleri arasında belirlenen kurallara göre masaya servis yapılabilecek, saat 24.00’e kadar da paket servisini sürdürebilecektir. Bu mekânlarda sokağa çıkma kısıtlaması olan pazar günü ise sadece paket servis hizmeti verilmeye devam edilecektir.
Yaklaşık 1,5 aydır faaliyetlerine ara vermiş olan kahvehane, kafe, çay bahçesi, halı saha, spor salonu, lunapark gibi işletmeler belirlenen kurallar çerçevesinde pazar günü hariç sabah 07.00 ile akşam 21.00 saatleri arasında yarından itibaren çalışabilecektir. Diğer iş yerlerinin pazar günü haricinde belirlenen saatlerde ve belirlenen şartlarda faaliyetlerini yürütebilmeleriyle ilgili uygulama sürecektir. Açık ve kapalı alanlardaki nikâhlar ve nikâh şeklindeki düğün törenleri belirlenen şartlara uygun şekilde 1 Haziran’dan itibaren başlayabilecektir.
Üniversiteler 2021-2022 eğitim-öğretim yılı akademik takvimi 13 Eylül itibariyle başlayacak şekilde yürütülecektir. Spor kulüpleri genel kurullarının Haziran’ın ilk gününden itibaren, diğer kuruluşlar da Haziran’ın ikinci yarısından itibaren gerçekleştirilebilecektir.
Kamu kurumlarındaki esnek mesai uygulaması yeni bir düzenlemeye kadar devam edecektir. Detayları İçişleri Bakanlığımızca yayınlanacak genelgede yer alan bu yeni kademeli normalleşme adımlarının ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Rabbimden insanlığın tamamıyla birlikte milletimizi de bir an önce bu musibetten kurtarmasını niyaz ediyorum. Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için, sabırla ve kararlılıkla, istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek, hedeflerinden kopmamasını sağlamak, önceliklerimizin en başında yer almaktadır” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Sözlerine, “Üstad’ın, ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük’ dediği kutlu davamıza omuz veren, gönül veren, sahip çıkan tüm yol arkadaşlarımızı yürekten selamlıyorum” diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, son Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısını 24 Ağustos’ta büyük kongreden önce gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aradan geçen süre zarfında ülke, millet, demokrasi ve partileri açısından önemi haiz pek çok kritik gelişmeyi geride bıraktıklarını söyledi.
AK Parti’nin 4. Olağanüstü Büyük Kongresi’ni, 7 Ekim’de partiye ve temsil ettiği değerlere yakışır şekilde alınlarının akıyla icra ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kongremiz bir AK Parti klasiği olan süreklilik içinde değişim yönümüzün ne kadar güçlü, hâlen ne kadar diri olduğunu tekrar göstermiştir. Ak saçlılarımızın tecrübesiyle, gençlerimizin heyecanını birleştirdiğimiz kongremizde partimizin yönetim organlarını da belirledik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyelerimizden 49 arkadaşımız bayrağı yeni yol arkadaşlarımıza teslim etti. Görevi devreden arkadaşlarımıza, partimize ve davamıza yaptıkları üstün hizmetler dolayısıyla bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. Parti kurullarımıza asil ve yedek olarak seçilen tüm arkadaşlarımızı da gönülden tebrik ediyorum. Kongre sürecimizin öncesinde üç kademe il başkanlıklarımızın bazılarında çeşitli değişiklikler yaşandı. Bu arkadaşlarımıza da emekleri için teşekkür ediyorum. Yeni görevleriyle, toplantılarımıza ilk defa katılan arkadaşlarımıza Rabbimden başarılar niyaz ediyorum.”
“KAMPANYA EKİBİMİZLE ÇALIŞMALARA BAŞLADIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kongrenin ardından 31 Mart seçimleriyle ilgili hazırlıkları çok daha yoğun bir şekilde başlattıklarını ifade etti.
Partinin öncelikleri çerçevesinde seçim takviminin ilerlediğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Temayül yoklamalarımızı, Türk siyasetine örnek olacak bir demokrasi ikliminde sizlerin de desteğiyle tamamladık. Yarın kamu görevlilerinin istifa süreci doluyor. Meclis üyeliği için başvuruları 3 Aralık’a kadar alacağız. Süreç kendi mecrasında ilerlerken biz de gündemimizi işletiyoruz. Milletimizin huzuruna en doğru, en isabetli, en gayretli isimlerle çıkmanın çabasındayız. Temayül yoklamalarıyla, saha araştırmalarıyla, istişarelerle, görüşmelerle, partimize mahsus diğer yöntemlerle adaylarımızı belirleyeceğiz. Kampanya ekibimizle çalışmalara başladık. Cumhur İttifakı ortağımız MHP ile görüşmelerimiz olumlu bir mecrada karşılıklı anlayış ve saygı ekseninde devam ediyor. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız muhataplarıyla sürekli temas hâlinde. Biz de dün MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’yi Külliyemizde ağırladık. Kendisiyle oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Millî irade düşmanlarına karşı 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurulan ittifakımızı daha da güçlendirerek geleceğe taşıma azmindeyiz. Gayemiz, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 5 yıldır hizmetsizlik girdabında boğulan şehirlerimizi gerçek belediyecilikle tekrar buluşturmaktır.”
“İSTANBUL ESKİ GÜNLERİNİ MUMLA ARAR HÂLE GELDİ”
Grup toplantısında ilan ettikleri “Yeniden İstanbul”un bu mücadelenin parolalarından biri olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “İşte sizler de görüyorsunuz. Dünyanın göz bebeği olan İstanbul, CHP zihniyetinin elinde eski günlerini mumla arar hâle geldi. Ortaya bir eser koyamadıkları gibi bizim başlattığımız ve belli bir aşamaya getirdiğimiz projeleri bile devam ettiremediler. Eskiyen reklam panolarını yenilemekten başka bir icraatları yok. AK Parti döneminde, sakinlerinin yaşamaktan huzur duyduğu aziz İstanbul, ne yazık ki CHP’li iş bilmezlerin yönetimi altında İstanbulluları yoran bir şehir hâline dönüştü. Hepimizin bildiği Kara Tren türküsünü şimdi İstanbul halkı her gün söylüyor. Ne diyordu o meşhur türküde… ‘Kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınır da derdimi bilmez, dumanın savurur, hâlimi görmez, kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez’ Bugün de İstanbullu kardeşlerimiz gözü yolda otobüs, metrobüs, metro bekliyor. Ama bunların hiçbiri vaktinde gelmiyor. Hadi geç de olsa geldi diyelim, bu sefer de bakımsızlıktan dolayı yolda kalıyor. Aynı vahim tablo diğer tüm CHP’li belediyeler için de geçerlidir.”
“ŞEHİRLERİNE HİZMET ETME GEREĞİ BİLE DUYMUYORLAR”
“Büyükşehri, ili, ilçesi ve beldesiyle CHP’li belediyelerin alametifarikasının, vatandaşa nasıl hizmet edilir bilmemek olduğunu” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Niye? Çünkü umurlarında değil. Bunların gündeminde emanetini taşıdıkları insanlara hizmet etmek, eser kazandırmak, milletin sıkıntılarına çözüm üretmek gibi bir dertleri yok. Çok daha kötüsü, bunu öğrenmek gibi bir niyetleri de yok. Alışmışlar, istismar ve korku siyasetine. Alışmışlar ‘Tıpış tıpış bize oy vereceksiniz” demeye, şehirlerine hizmet etme gereği bile duymuyorlar. Bir de bunu utanmadan, sıkılmadan kameralar önünde söylüyorlar. CHP’li belediye başkanlarının olduğu yerlerde vatandaşımız öyle bir hâle gelmiş ki en küçük bir hizmet görse halay çekiyor, davul zurna çalıyor. Ne hâle düştük. Yani, vatandaş neredeyse asfalt döküldü, çöpü toplandı, parkı yapıldı, yoldaki çukur kapatıldı diye kurban kesecek. Hâle bakın. Hatta kimi yerlerde oy verip seçtikleri belediye başkanlarının şehirlerine geldiğini duyunca 40 yıldır görmediği dostunu görmüş kadar seviniyor. Milletimizi inşallah bu cendereden Mart ayının sonunda hep birlikte kurtaracağız. Şehirlerimizin bir beş sene daha kaybetmesine müsaade etmeyeceğiz. AK Parti ve Cumhur İttifakı yönetiminde olan tüm belediyelerimizi korumakla kalmayacak, Allah’ın izniyle çok daha yüksek oy oranlarıyla tekrar kazanacağız.”
“AFETİN YIKTIĞI ŞEHİRLERİMİZİ AYAĞA KALDIRANA KADAR DURMAYACAĞIZ”
“Kazanmak, hem de ezici bir oranla kazanmak dışında hiçbir seçeneğimizin olmadığı bir seçime daha hazırlanıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkez ve Meclis grubuyla gelecek dört aylık zamanın hazırlıklarını tüm boyutlarıyla en ince ayrıntılarıyla yürüttüklerini söyledi.
Kabinenin, eser ve hizmet siyasetini kesintisiz şekilde sürdürdüğünü belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Partili belediyelerin birçok yerde çeyrek asrı aşan tecrübeleriyle yerel yönetimler alanında bir destan yazdığını ifade etti.
Her bir belediyenin saymaya kalkılsa saatler sürecek eserleri ve doğrudan vatandaşın hayatına dokunan hizmetleri bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrenin korunmasından dezavantajlı grupların desteklenmesine kadar Birleşmiş Milletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerini titizlikle gerçekleştiren yerel yönetimlerin kendi belediyeleri olduğunu kaydetti.
AK Partili belediyelerin iyi uygulama örnekleriyle uluslararası alanda diğer yerel yönetimlere de emsal teşkil ettiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Deprem bölgesinden elimizi zaten hiç çekmedik. Kardeş belediyeler uygulamamız başarılı bir şekilde yürüyor. Afetin yıktığı şehirlerimizi ayağa kaldırana kadar durmayacağız. Kurumlarımızın tamamıyla olduğu gibi belediyelerimizle de deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında olmayı sürdüreceğiz. Aralık ayı boyunca bölge genelinde 46 bin konutun ve köy evinin hak sahiplerine teslimini yapacağız. Böylece ahde vefamızı, verdiğimiz sözlerin arkasında olduğumuzu bir kez daha göstereceğiz.”
“BU ÜLKENİN HER KARIŞ TOPRAĞINI AYNI STANDARTTA ESER VE HİZMETLERLE DONATAN BİZİZ”
Muhalefet cenahının hizmet yarışında kendileriyle boy ölçüşemeyeceğini bildiği için her zamanki gibi yalan ve iftira silahına sarıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Sadece bu kadarla kalsalar, hem söylemimizle hem hukuk önünde ağızlarının payını verir, Allah’ın izniyle yerlerine oturturuz. Ancak siyasi ihtirasları uğruna ülkemizin 1970 ve 1990’lı yıllarda yaşadığı sıkıntıların sebebi olan sosyal fay hatlarını kaşımaktan da çekinmemeleri, bizi milletimizin geleceği adına endişelendiriyor. İnsanımızı sınıflara bölmeye ve bunların arasında astlık üstlük ilişkisi kurmaya kalkan zihniyet ancak tek parti faşizmi özentisi olabilir. Çünkü bu ülkenin insanları, sadece o dönemde böyle bir zillete maruz kalmıştır. Milletimiz, Demokrat Partiyi ve Menderes’i, işte bu faşist zihniyeti yerle yeksan eden devrimi başlattığı için hâlâ kalbinin en mutena köşesinde yaşatıyor. Aynı şekilde Özal’ı da bu yolu takip ettiği için adı her geçtiğinde hayırla yâd ediyor.”
AK Parti’nin belediyelerde 30 yıla yaklaşan, hükûmette 21 yılı geride bırakan iktidarının gerisindeki sırrı arayanların ilk bakacağı yerin de burası olması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu ülkenin, bırakın aynı şehirde yaşayan insanları arasında ayrımcılık yapmayı, doğusuyla batısıyla kuzeyiyle güneyiyle her karış toprağını aynı standartta eser ve hizmetlerle donatan biziz” dedi.
Eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe kadar her alanda yaptıkları tüm eser ve hizmetleri sundukları insanların hiçbirinin kimliğine bakmadıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaş, bölge ve şehirler arasında asla ve asla ayrımcılık yapmadıklarını vurguladı.
“HER BİR İNSANIMIZI BU ÜLKENİN BİRİNCİ SINIF VATANDAŞI OLARAK GÖRDÜK”
Her bir insanı bu devletin ve ülkenin birinci sınıf vatandaşı olarak gördüklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aksini söyleyen sadece bize değil, bu ülkeye de bühtan ediyor ve yalan söylüyor demektir” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20-30 yıl öncesiyle mukayese edildiğinde, vatandaşların artık hükûmetten de belediyelerden de beklenti seviyelerinin çok değiştiğine dikkati çekti ve şunları kaydetti: “Sadece iş, sadece aş, sadece eğitim, sadece sağlık, sadece altyapı hizmeti sunmak kimseye yeterli gelmiyor. İstihdamı 32 milyonun üzerine çıkarmış, eğitimi ana sınıfından üniversitesine, her aşamasına, herkes için erişilebilir kılmış, sağlıkta, dünya çapında bir sistem kurmuş, ulaşım başta olmak üzere altyapısını baştan sona yenilemiş bir ülkede insanların böyle bir hissiyata kapılmasını elbette tabii karşılamamız lazım. Bunlar hükûmetin zaten yapması gereken asgari hizmetler olarak görülüyor. Sorduğunuz zaman ‘Göreviniz, tabii ki yapacaksınız?’ Bunu söylüyorlar. Peki, bundan önce gelenler, bizden önce gelenler bunları niye yapmadı? Gençler başta olmak üzere vatandaşımızın hükûmetimizden beklentisi daha yüksek standartlarda bir hayat seviyesini kendisine sağlamasıdır.”
Türkiye Yüzyılı’nın bu hedefin adı, aynı durumun belediye hizmetleri için de geçerli olduğunu bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her ne kadar CHP’li belediyeler henüz klasik belediyecilik hizmetlerini vermeyi beceremese de AK Parti olarak bizim vizyonumuz çok ama çok farklıdır. Hem partimizin genel merkez birimlerinin hem ilgili bakanlıklarımızın bu doğrultuda çok önemli hazırlıkları var. İnşallah 31 Mart seçimleri kampanyası sürecinde bu hazırlıkları milletimizle paylaşarak, AK Parti’nin farkını bir kez daha göstereceğiz” şeklinde konuştu.
“İNSANIMIZIN GÜNLÜK HAYATINDA YAŞADIĞI SIKINTILARI GÖRMEZDEN GELİYOR DEĞİLİZ”
“Tüm bunları söylerken insanımızın günlük hayatında yaşadığı sıkıntıları görmezden geliyor veya inkâr ediyor değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları aktardı: “Türkiye’nin yaklaşık on yıldır siyasetten güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda sinsi ve kasıtlı bir saldırı altında olduğunu kimse reddedemez. Sokakları karıştırmaktan darbe girişimine, ekonomik tuzaklardan siyaset mühendisliklerine kadar yaşamadığımız hadise kalmadı. Hamdolsun, milletimizle birlikte bu badirelerin hepsini de göğüslemeyi ve yıkılmadan ayakta kalmayı başardık. Küresel düzeyde Kovid-19 salgınıyla başlayan ve Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşen bir krizin olumsuz etkileriyle boğuşuyoruz. Biliyorsunuz bu süreçte yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı bir yaklaşımla hareket ettik. Her kesimden insanımızın bu küresel tsunamiden en az düzeyde etkilenmesini teminen tüm kaynaklarımızı harekete geçirdik. Hayat pahalılığının bilhassa dar gelirli insanımızın refah seviyesinde yol açtığı gerilemeyi telafi etmek için pek çok mekanizma kurduk. Yeri geldiğinde kendimizi sollama pahasına, ne yapılması gerekiyorsa onu yerine getirmekten çekinmedik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünkü grup toplantısında enerjiden emekli maaşlarına, aile ve gençlik fonundan ihracatçılara yönelik teşviklere kadar geniş bir yelpazede verdikleri desteklerin icmalini çıkardıklarını belirterek, “Ancak, ekonomide dengeleri tekrar kurmanın vakit aldığı bir gerçektir. Bunun için sabırla ve kararlılıkla istihdam ve yatırım odağını kaybetmeden, ekonomimizi enflasyon belasından kurtaracak programları uyguluyoruz” dedi.
Türkiye’nin kazanımlarını korumak, kayıplarını telafi etmek ve bu hedeflerden kopmamasını sağlamanın önceliklerinin en başında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgenin ve dünyanın güvenlikten ekonomiye her alanda adeta kaynadığı bir dönemde Türkiye’nin en büyük gücünün, güven ve istikrar iklimini muhafaza etmesi olduğunu vurguladı.
“İSTİSNASIZ HER BİR ARKADAŞIMIZ ÜLKEMİZE VERDİĞİ HİZMET ÖLÇÜSÜNDE DEĞER SAHİBİDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mayıs ayındaki Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri’nde bu hakikati millete anlattıklarını, milleti ikna ettiklerini ve desteğini aldıklarını kaydederek, 28 Mayıs’tan beri yaşananların hem kendilerinin ne kadar haklı olduğunu hem de milletin ne kadar büyük bir badire atlattığını defalarca ispat ettiğini söyledi.
“Önümüzdeki belediye başkanlığı seçiminde de yapacağımız işte budur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Hükûmette sağladığımız istikrarı, muhalefetin elinde bizar olan belediyelere de teşmil ederek, şehirlerimizin kalkınmasını hızlandırmak istediğimizi herkese anlatacağız. Yolunu, kaldırımını, asfaltını, çöpünü, kanalizasyonunu, arıtmasını çözememiş muhalefet belediyelerinin karşısına Türkiye Yüzyılı belediyeciliği ile hep birlikte çıkacağız. Kendi belediyelerimizde de bu vizyona ayak uyduramayan arkadaşlarımız varsa bayrak yarışı yaklaşımıyla yeni isimlerle çıtayı yükselteceğiz. Hep söylediğimiz gibi bu partide şahsım dâhil hiç kimse layüsel değildir. İstisnasız her bir arkadaşımız ülkemize, milletimize, şehrine ve partimize verdiği hizmet ölçüsünde değer sahibidir. Belediye başkan adaylarımızı bu anlayışla belirlemek boynumuzun borcudur. Bireysel siyasi hesaplardan hatır ve gönül ilişkilerine kadar bu yaklaşıma aykırı hiçbir unsurun aday belirleme ve seçim kampanyası çalışmalarını zehirlemesine izin veremeyiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, genel merkezden, Meclis grubundan ve teşkilatlardan beklentisinin 31 Mart seçimleri sürecine bu ilkeler çerçevesinde yaklaşmaları olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Aksi takdirde milletimizin karşısında hep birlikte boynumuz eğik kalır. İnanın eğik kalır ve ‘Nasıl oldu da biz bu duruma düştük?’ deriz. Onun için kararlı olacağız. Böyle bir vebalin altından hiçbirimiz kalkamayız. Diğer partilerde kimi maddi kimi ahlaki kimi şahsi dalaverelerle ortaya çıkan rezillikler AK Parti’nin kapısından içeri giremez. Bunun için hep birlikte partimize ve partinin kuruluş ilkelerine dört elle sarılmamız gerekiyor. Belediyelerde ve hükûmette geçen uzun iktidar yıllarının bizi bozmadığını, tam tersine tecrübeyle olgunlaştırdığını milletimize göstereceğiz.”
“EN KÜÇÜK REHAVETE, FİTNEYE İZİN VERMEDEN NETİCEYE ULAŞACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlarının 31 Mart’ta 30’u büyükşehir, 51’i il, 922’si ilçe ve 390’ı belde olmak üzere Türkiye’deki 1393 belediyenin tamamına yakınını AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak kazanmak olduğunu belirterek, “Bu hedef doğrultusunda ‘sen, ben’ yok, ‘biz’ varız” dedi.
Salondaki partililere, “Seçim sonuçları belli olana kadar gece gündüz demeden çalışmaya var mıyız?” sorusunu yönelten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet” karşılığının ardından, “Eğer buna inanıyorsanız bu ses böyle çıkmaz” ifadesini kullandı.
Partililerin güçlü bir şekilde alkışlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her zaman, her an böyle bir duruş sergilemeliyiz. En küçük bir rehavete, aksaklığa, eksikliğe, dağınıklığa, zaafa, fitneye izin vermeden neticeye ulaşacağız. Men sabera zafera, hedef bu. Kim sabrederse zafere erişir” diye konuştu.
Sorumluluk alanları içinde hiçbir boşluk bırakmayacaklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaş neredeyse orada olmak bizim boynumuzun borcudur. Sizlere güveniyorum, sizlere inanıyorum. Sizlerden şehirlerinize döndüğünüzde tüm vatandaşlarıma en kalbi muhabbetlerimi iletmenizi istiyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, COP 28 Zirvesi’ne katılmak üzere Dubai’ye gideceğini, yarın Türkiye’ye döneceğini ve pazartesi günü de Katar’daki yüksek düzeyli zirveye katılacağını bildirerek, “Bu süreç içerisinde de çalışmalarımızı hep beraber takip edeceğiz. Durmak yok yola devam. Efkan Bey ile beraber çalışmaya devam ediyorsunuz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program öncesinde, parti genel merkezinde Avrupa şampiyonu olan Down Sendromlu Futsal Millî Takımı oyuncuları ile bir araya geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi katıldığı G20 Liderler Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi’ne çevrim içi katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.
Yeni Delhi zirvesinin ardından liderleri tekrar bir araya getiren Hindistan Başbakanı Modi’ye teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, son zirvenin, G20’nin küresel meselelerin çözümündeki öncü rolünü bir kez daha teyit ettiğini kaydetti.
Hindistan’ın Uttarakhand Eyaleti’nde yaşanan tünel kazası dolayısıyla üzüntülerini de dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Türkiye’nin de güçlü destek verdiği Afrika Birliği’nin daimi üyeliğe kabulü ile G20’nin nüfuz alanın daha da arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutsal kitapları hedef alan saldırıların da G20 Bildirgesi’nde kınanmasını son derece isabetli bulduklarını belirtti.
Yeni Delhi sonrasında takibini yapacakları unsurlardan birinin de çok taraflı kalkınma bankalarının geliştirilmesi olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Küresel büyüme, finansman koşullarındaki daralma, jeopolitik gerilimler, uluslararası ticarette artan korumacı eğilimler, iklim değişikliği ve çevre sorunları gibi bir dizi faktörün etkisiyle yavaşlamaya başlamıştır. G20’nin, bu alanda lokomotif rol üstlenmesi gerektiğine inanıyorum. Kalkınmanın temel unsurlarından biri de, toplumun tüm bireylerinin, bu mücadelenin parçası hâline getirilmesidir. Bu anlayışla, biliyorsunuz 2015 dönem başkanlığımız sırasında Kadın 20 Grubu’nun kurulmasına liderlik ettik. Yeni tesis ettiğimiz Kadının Güçlendirilmesi Çalışma Grubu’yla Antalya’da attığımız bu adımı daha da güçlendirmiş oluyoruz.”
“GAZZE’DE AÇIKÇA SAVAŞ SUÇU VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENMEKTEDİR”
Yeni Delhi zirvesinden sonra bu yana karşılaşılan küresel meydan okumaların, çeşitlendiği ve çetrefilleştiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok taraflı sistemin etkinliği her geçen gün daha çok sorgulandığını belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Ukrayna’daki savaş devam ederken, 7 Ekim’de bir başka krize uyandık. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan trajedi, artık insanlığın tahammül sınırlarını aşmıştır. Bakınız iki gün önce, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günüydü. Yedi bine yakın masum Filistinli çocuk maalesef bugünü göremedi. Çünkü İsrail yönetimi, bu çocukların en temel hakkı olan yaşama hakkını onların elinden aldı. Sularını, elektriklerini, gıdalarını, yakıtlarını keserek onları ölüme mahkûm etti. Filistinlileri kendi yurtlarından göçe zorladı; ölümden kaçmak için son bir umutla sığındıkları hastaneleri, okulları, kampları, ibadethaneleri, kiliseleri acımasızca bombaladı. Hatta bugüne kadar varlığını hep inkâr ettikleri nükleer bomba kullanma tehdidinde bulundu. Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gibi; bu yaşananların hiçbiri kendini savunma hakkıyla açıklanamaz. Burada açıkça savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlenmektedir. Bu suçları işleyenler, insanlığın vicdanıyla birlikte uluslararası hukuka da muhakkak hesap vermelidir.”
Kendilerinin hiçbir şekilde sivillere yönelik eylemleri mazur ve meşru görmediklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çevrim içi zirveye katılan tüm liderleri İsrailli-Filistinli, Yahudi-Müslüman-Hristiyan diye ayırmadan sivil ölümlerine karşı aynı tepkiyi vermeye davet etti. Dört günlük insani fasıla ilanı ve sınırlı sayıda da olsa rehine ve tutukluların takası konusunda mutabakata varılmasını, olumlu bir gelişme olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu adımın, önceliğimiz olan ve bir an evvel tesis edilmesini beklediğimiz kalıcı ateşkese ve barışa vesile olmasını temenni ediyorum” ifadesini kullandı.
“YENİ GÜVENLİK MİMARİSİNDE BAŞKA ÜLKELERLE BİRLİKTE SORUMLULUK ÜSTLENMEYE HAZIRIZ”
“Ateşkesin tesisi ve rehinelerin takasıyla ilgili görüşmeleri yakından takip ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişmelerle birlikte, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, İsrail’le yan yana barış içinde yaşayacak bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemini hep birlikte tekrar gördük” dedi.
Liderleri, iki devletli çözümün en kısa sürede tesisi için de inisiyatif almaya çağıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye olarak, garantörlük dahil tesis edilmesi gereken yeni güvenlik mimarisinde başka ülkelerle birlikte sorumluluk üstlenmeye hazırız” ifadesini kullandı.
Bölgeye yönelik insani yardımlarını devam ettirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugüne kadar, Mısırlı kardeşlerimizle iş birliği içinde, 11 uçak ve bir sivil gemi dolusu 666 bin ton yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere, yaralıların Türkiye’ye intikalini sağlayarak tedavilerini devam ettiriyoruz. Siz dostlarımı insani ve tıbbi yardımların kesintisiz temini ve Gazze’ye ulaştırılması konusunda da gereken adımları atmaya davet ediyorum” dedi.
Sözlerinin sonunda toplantıya ev sahipliği yapan Hindistan’a bir kez daha teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Aralık itibarıyla G20 Dönem Başkanlığı’nı devralacak Brezilya’ya da başarılar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmî ziyarette bulunduğu Cezayir’de, Cezayir-Türkiye İş Forumu’na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki konuşmasında, 2020 yılındaki son ziyaretinin ardından dost ve kardeş ülke Cezayir’de bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısını icra ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’la bu mekanizmanın bundan sonra Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey olarak devam etmesini kararlaştırdıklarını kaydetti.
“CEZAYİR İLE TİCARET HACMİMİZ GEÇTİĞİMİZ SENE 5,3 MİLYAR DOLARA YÜKSELDİ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerinde ülkeleri arasındaki ticari ve ekonomik ilişkileri ayrıntılı biçimde ele aldıklarını ve toplam 13 anlaşmaya imza attıklarını aktararak, “Ortak bildirimizde iş birliğine dair gayretlerimizi Türkiye’nin, Cezayir’in ve bölgenin refah ve huzuruna katkı sağlayacak şekilde arttırma irademizi vurguladık. Son dönemde hızlanan temaslar ve ziyaretler münasebetlerimize önemli ivme kazandırıyor” dedi.
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la birlikte sahip oldukları karşılıklı iradenin meyvelerini başta ticaret ve ekonomi olmak üzere her alanda gördüklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ticaret hacmimiz geçtiğimiz sene, bir önceki yıla göre yüzde 27 artışla rekor seviye olan 5,3 milyar dolara yükseldi. Artış eğilimi bu sene de devam ediyor. 2023’ün ilk on ayında ticaret hacmimiz, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 19’luk yükselişle 5 milyar dolara ulaştı. İnşallah sene sonunda 6 milyar dolar bandını yakalamış olacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İşbirliği Konseyi’nin geçen yıl Ankara’da yapılan ilk toplantısında çıtayı daha da yukarı çekerek 10 milyar dolar hedefini belirlediklerini hatırlatarak, “Sizlerin de değerli katkılarıyla bu noktaya en kısa sürede ulaşacağımıza inanıyorum. Cezayir’de iş birliği imkânlarını fark eden yatırımcılarımız, ülkelerimiz arasında yeni ve sağlam köprüler inşa etmeyi sürdürüyor. Bizler de kendilerine yardımcı olmaya devam edeceğiz. Cezayir’de faaliyet gösteren bin 400 civarında Türk ortaklı firma, yaklaşık 5 bin Cezayirli kardeşimize istihdam sağlamaktadır. Firmalarımız, konut ve altyapı, demir-çelik, tekstil, petrokimya ve ilaç sanayinin aralarında bulunduğu geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Tüm bu alanlarda örnek işlere imza atan ve Cezayirli kardeşlerinin de takdirini kazanan şirketleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin de şirketlerin, iş insanlarının, yatırımcıların önünü açtıklarını ve işlerini kolaylaştırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki lider olarak iş dünyasının karşılaştığı sorunların çözümü için de ellerinden geleni yaptıklarını ifade ederek, şirketlerin yoğun olarak faaliyet gösterdikleri ve vatandaşların da çoğunlukla ikamet ettiği Oran şehrinde başkonsolosluk açarak, daha kolay ve etkin biçimde konsolosluk hizmeti almalarını temin ettiklerini söyledi.
“TÜRKİYE, CEZAYİR’DE PETROL VE DOĞAL GAZ HARİCİ EN ÇOK YATIRIM YAPAN VE EN ÇOK İSTİHDAM SAĞLAYAN ÜLKE KONUMUNDADIR”
Ziraat Bankası’nın da Cezayir’de faaliyete geçmesiyle, özellikle ticari işlemler ve bankacılık alanındaki iş birliğinin daha da gelişeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şirketlerimizin yatırımlarının piyasa değeri 6 milyar dolara yaklaştı. Türkiye bu rakamlarla Cezayir’de petrol ve doğal gaz harici en çok yatırım yapan ve en çok istihdam sağlayan ülke konumundadır. İnşallah burada da en kısa sürede 10 milyar dolar seviyesini yakalamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasının önünü açmak ve yeni yatırım ile iş birliği imkânlarını teşvik etmekle mükellef olduklarını kaydederek, şöyle devam etti: “Bu anlayışla tüm kuruluşlarımız, ekonomik ve ticari ilişkilerimizin ahdî zeminini tahkim etmek üzere çalışmalarını hızla sürdürüyor. Ticaret Bakanlarımızın imzaladıkları Ortak Niyet Beyanı’yla müzakerelerine başlanacak Tercihli Ticaret Anlaşması’nın süratle neticelendirilmesi iş birliğimize büyük ivme kazandıracaktır. Müzakereleri devam eden Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması’nın hayata geçirilmesi de her iki ülkedeki yatırımcılar için yeni bir teşvik unsuru olacaktır.”
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’la bu süreçlerin kısa sürede nihayete ermesi için müştereken çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cezayir’in, yerli üretimin ve hidrokarbon harici sektörlerdeki kapasitesinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarını takdirle takip ediyoruz. Enerji alanındaki köklü ilişkilerimizi bu kapsamda yeni bir vizyonla çeşitlendirerek, uzun vadeli ortaklığa dönüştürmek amacındayız. Kurumlarımız ve şirketlerimiz, bu amaçla birlikte çalışarak ortaklıklar geliştiriyorlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk iş insanlarının Cezayir’deki iş birliği imkânlarını ve yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam edeceklerine inanıyorum. Ülkemizdeki Cezayir yatırımlarından da memnuniyet duyuyoruz. Cezayirli kardeşlerimizin Türkiye’deki yatırımlarını artırmaları için de gerekli kolaylıkları sağlamayı sürdüreceğiz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir-Türkiye İş Forumu’ndaki samimi misafirperverlikleri için Cezayirlilere teşekkür ederek Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un şahsında Cezayir makamlarına, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana artarak devam eden vahşet karşısında sergiledikleri dik ve dirayetli duruş sebebiyle şükranlarını sunduğunu söyledi.
Cezayir’in, Gazze konusunda en cesur ve güçlü tepkiyi veren ülkelerden biri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünkü görüşmelerimizde kardeşim Tebbun ile akan kanın durması için neler yapabileceğimizi detaylıca istişare ettik. 13 binden fazla Filistinli kardeşimizin şehit edildiği saldırılar, İsrail’in ve destekçilerinin gerçek yüzünü, niyetini, amacını bir kez daha deşifre etmiştir. İsrailli yöneticilerin işledikleri savaş suçları ve insanlığa karşı suçların müeyyidesiz bırakılmaması bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazzeli çocukları, bebekleri, kadınları ve yaşlıları vahşice katledenlerin sadece insanlık vicdanında değil, uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi ve mahkûm olması gerektiğini belirterek “Diğer türlü zalimin daha da zalimleşmesinin, katliamlarına yenilerini eklemesinin önüne geçemeyiz. İsrail Devleti’nin bir daha benzer vahşete kalkışmaması için İslam dünyasıyla birlikte vicdan sahibi tüm ülkelere de sorumluluk düşüyor. Şunu bir kez daha bilmemiz lazım, İsrail bir terör devletidir. Bunu söylemekten çekinmeye gerek yok, bildiğimiz gerçek bu, vaka bu. Öyleyse bunun hakkını vermek lazım. Bu yapılan vahşet, soykırım sebebiyle de süratle Lahey Adalet Divanı’na gitmesi gerekir. Onun için şu anda binlerce avukat arkadaşımız çalışmalarını sürdürüyor ve İsrail Devleti’ni başta (Binyamin) Netanyahu olmak üzere buraya göndermek ve burada da bunların yargılanmasını sağlamamız gerekiyor” diye konuştu.
“Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, camileri, kiliseleri vuranlar bunlar değil mi?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze’yi yerle yeksan edenler bunlar değil mi? Yani bunlar yaptırımsız mı kalacak? ‘Yapanın yanına kar kalıyor.’ mu diyeceğiz? Gereği neyse bunu yapmak için işte Birleşmiş Milletlerde ne oldu? 121 ülke İsrail’in karşısında yer aldı, 40 ülke çekimser kaldı, 14 ülke ise karşısında durdu, yani bizim karşımızda durdu ama kovalayacağız çünkü Netanyahu gidicidir. Artık Netanyahu’ya İsrail halkı bile sahip çıkmıyor. Eğer bugün birileri onun yanında yer alıyorsa şunu bilin, bunların İsrail’e borcu var. İsrail’e borcu olduğu için bunlar onların yanında yer alıyor. Ama Türkiye’nin, Cezayir’in, bizim İsrail’e borcumuz yok, bizim halkımıza borcumuz var ve biz de buradan hareketle rahat hareket ediyoruz. Türkiye, İsrailli yöneticilerin Filistinli kardeşlerimize karşı işledikleri savaş suçlarının takipçisi olmayı sürdürecektir” dedi.
“GAZZE’NİN YENİDEN İMARI İÇİN GEREKEN HER TÜRLÜ ÇABAYI GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, nükleer silah konusuna değinerek konuşmasını şöyle tamamladı: ”Yine bu süreçte İsrailli bakanlar tarafından varlığı inkâr edilen nükleer silah ve atom bombası meselesinin de unutulmasına izin vermeyeceğiz. Ey İsrail, atom bombası var mı yok mu söyle. Söyleyemez ama bak biz söylüyoruz. İsrail sende atom bombası var, bunun da özellikle ilgili mercilere şikâyetini yaptık, yapıyoruz. Türkiye dâhil tüm bölgenin güvenliğini tehdit eden bu konuda hem Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nezdinde girişimlerde bulunacağız. Tüm bunlarla birlikte Gazze’nin yeniden imarı için de gereken her türlü çabayı göstereceğiz. Evet, cebi güçlü olanlara da sesleniyorum. Onlar da bu konuda ellerini cebine atmalı ve Gazze’ye yardım etmeli. Kurulan fona gerekli desteği, hep birlikte Riyad Konferansı’nda bu sesi verdik, oraya gerekli desteği vermeliyiz. Sürekli işgallerle, toprak gasbıyla, mazlumları katlederek büyüyen İsrail Devleti’nin Gazze’yi insansız hâle getirme politikasına eyvallah edemeyiz, etmeyeceğiz. Gazze Filistinlilerindir ve Allah’ın izniyle öyle kalacaktır. İslam âlemi olarak Filistin davasına sahip çıkmamızın önemini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu düşüncelerle İş Forumu’nun düzenlenmesinde emeği geçen tüm kurum ve kuruluşlarımızı tebrik ediyorum. Toplantımızın ve kurulacak yeni iş birliklerinin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Kalın sağlıcakla.”
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.