Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT-1 ve TRT Haber ortak yayınında “Cumhurbaşkanı Özel Yayını”na katılarak, gazeteciler Hasan Öztürk, Merve Şebnem Oruç, Zafer Şahin, Betül Soysal Bozdoğan ve Cengizhan Cevahiroğlu’nun Türkiye ve dünya gündemine dair sorularını cevapladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Koronavirüsle mücadelede normalleşme takvimi ve maskesiz günlerin ne zaman başlayacağı sorusu üzerine, maske, mesafe, hijyenin önemini bir kez daha dile getirdi.
Sosyal mesafenin korunması hâlinde maskeden kurtulmanın mümkün olacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal mesafenin şart olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 50-55 yaş üstü ile alakalı aşıların geldiğini, bu yaş aralığındaki vatandaşların aşılanmaya başlanacağını kaydederek, kendisinin de üçüncü doz aşısını yaptırdığını, antikorunun 2 bin 160 çıktığını söyledi.
Yeni anayasa çalışmalarına dair soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Detaya, teferruata girersem Cumhur İttifakı’ndaki ortağımıza yanlışlık yapmış olurum. Şu anda anayasa çalışmamızı yapan ekiple önce bizim heyetimiz bir oturup konuşacak, değerlendirmemizi yapacağız 128 madde üzerinde. Bu çalışmamızı yapacağız ve bu çalışmayı yaptıktan sonra çıkarılması gereken, ilave edilmesi gereken ne gibi maddeler vardır, bunları aramızda konuşacağız” cevabını verdi.
“YENİ ANAYASAYLA İLGİLİ EN GENİŞ ANLAMDA UZLAŞI SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni anayasanın Cumhur İttifakı’nın ortak çalışması olacağına vurgu yaparak, “Biz, en geniş anlamda uzlaşıyı sağlayamazsak, Cumhur İttifakı olarak kendi hazırlıklarımızı milletimizin takdirine sunmakta zaafa düşeriz. Bu, benim en büyük endişemdir” dedi
Yeni anayasa çalışmaları içinde anayasa hukukçularının, sosyologların, psikologların, tarihçilerin bulunduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa Bilim Kurulu oluşturmanın gayreti içinde olduklarını, yeni anayasayla ilgili en geniş anlamda bir uzlaşı sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
Millet İttifakı’nın ve muhalefet partilerinin sistem tartışmasını sürekli açık tuttuğunun anımsatılarak, bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Millet İttifakı neyi neyle yapacak, kimi kimle bir araya getirecek veya hazırlayacakları bir anayasa metni nasıl ortaya çıkacak, bu düşündürücüdür çünkü bunların anayasa metni hazırlığında millîlik bir defa olmayacak, yerlilik o da hiç olmayacak. Şimdi çok açık net söylemem lazım yani dağdaki PKK’lıyla mı millî bir anayasaya yapacaksınız, o PKK’lının uzantılarıyla mı kalkıp da bir anayasa metni hazırlayacaksın? ‘Bu milletin anayasası’ dediğiniz zaman bunun bir defa millî, yerli bir boyutunun olması şart.”
“Bu millet kendisi için millî ve yerli bir anayasa ister, gayri millî istemez” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hatırlarsanız çözüm süreci çalışmalarını yaptığımız zaman bunların bazı uzantılarıyla da biz o çalışmalarda bir arada olduk ve bunları gördük. Nerede, nasıl hakikaten milletin derdiyle dertlenmek gibi bir adımları var veya yok bunları gördük. Şimdi de bunlardan farklı bir şey beklemek yine mümkün değil” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin anayasa çalışması yapmasından rahatsız olmadıklarını dile getirerek, “Bir defa parlamenter demokrasi dendiği zaman artık parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu. Bu millet için de mazi oldu. Hiçbir istikrarı olmayan, sürekli olarak koalisyonlarla iç içe ve bundan dolayı da sürekli zararda olan dönemleri yaşadık biz” ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÛMET SİSTEMİ İLE HIZLI VE ETKİN KARARLAR ALMA KABİLİYETİ KAZANILDI”
Türkiye’nin çok partili koalisyonlardan huzur bulamadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor. ‘Kurtulduk bundan’ diyor, ‘tekrar bizim başımızı belaya sokmayın’ diyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye önce AK Parti, ardından da Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi ile istikrarın geldiğini, uluslararası alanda hızlı ve etkin kararlar alma kabiliyeti kazanıldığını vurgulayarak, yeni sistem sayesinde son asrın en büyük sağlık krizi Koronavirüs salgınında da hızlı kararlar alabildiklerini, sağlık tesislerini hızla hayata geçirdiklerini söyledi.
Şehir hastanelerine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika’da bu noktada en büyük hastane Cleveland’dır. Bize yakışan nedir? Onu da geçmek. Biz onu da geçtik. Şimdi onlar buraların methini duyuyorlar, buraları gelip gezdikten sonra ‘geri kalmışız’ diyorlar. Çünkü biz onların hepsinin incelemesini yaptırdık ve o incelemeden sonra da bu adımları attık” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehir hastanelerinin salgınla mücadeledeki başarısından söz ederek, Ankara Etlik’teki şehir hastanesinin de yılsonunda açılacağı bilgisini verdi.
İstanbul’da Anadolu yakası şehir hastanesi projesinin hazır olduğunu, ihale sonrası yapımına başlanacağını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sağlık tesislerinin yanı sıra doktor açığını da gidermek gerektiğini söyledi.
Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hastasının bıçaklı saldırısına uğrayarak yaralanan ortopedi ve travmatoloji asistan doktoru Ertan İskender ile telefonda görüştüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İki yılı kalmış uzman olmaya, böyle bir noktada. Tedavi ettiği hasta onu geliyor bıçaklıyor. Buna benzer birçok olaylarla da karşı karşıyayız. Allah şifalar versin. Bu doktor açığımızı da yoğun bir şekilde kapamanın gayreti içerisinde, tabii tıp fakültelerimize büyük işler düşüyor. Bu konuda gerek YÖK gerek Sağlık Bakanlığımızın, Sağlık Bilimleri Üniversitemizin ortaklaşa çalışmalarıyla bu açığı da kapatacağız” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, parlamenter sistemin ebediyen kapatılıp kapatılmadığına ilişkin bir soruya da “Bizim hedefimiz de bu. Biz parlamenter demokrasi sistemini geride bıraktık, onlar denendi. Denenmiş, denenmez” cevabını verdi.
Yatırımların gün geçtikçe arttığı ve her geçen gün yeni açılış haberlerinin verildiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Diyorlar ya 128 milyar dolar nereye gitti? Yani Merkez Bankası’nın parasının nereye gittiği sorulur mu? Bunların hesabı kitabı yok, bunlar anlamaz bu işlerden. Ne hesaptan anlarlar ne kitaplar anlarlar. Bu kadar altyapı yatırımları, bu kadar üstyapı yatırımları, bütün bunlarla beraber bu süreç içerisinde geçirdiğimiz depremler, felaketler…” dedi.
Yakın zamanda ülkede yaşanan depremleri anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hiç soruyorlar mı buraya bu paraları nereden buluyorsunuz?” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin altyapısına yatırım yaptıklarını, şehirlerin altyapısına büyük önem verdiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sistem tartışmalarına paralel olarak muhalefette 2023’te Cumhurbaşkanı adayı kim olacak tartışması yürüyor. CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olma ihtimalinin de arttığı söyleniyor son dönemde” ifadeleri üzerine şöyle konuştu: “Hayırlı olsun. Bizim sahada böyle bir tartışma, böyle bir adım yok. Cumhur ittifakı olarak partimizin içinde zaten bu husustaki karar belli. Öbür tarafta ittifakın bir diğer ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi’nde de Sayın Bahçeli bu konuda kararlarını zaten daha başından itibaren açıkladı ve bu dayanışmamız bizim bu şekilde kararlı bir şekilde yürüyor. Burada böyle bir sıkıntı yok. Sıkıntı diğer tarafta. Onlar ne yaparsa yapsınlar, o da bizi çok fazla ilgilendirmiyor.”
ABD BAŞKANI JOE BİDEN İLE GÖRÜŞME
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran’da yapacağı görüşmeye değinerek, görüşmenin ön hazırlıklarını yaptıklarını, görüşmede Türkiye-ABD ilişkileri niçin böyle bir gerilim safhasında olduğuna cevap arayacaklarını aktardı.
ABD Başkanı Biden’den önce demokratlarla ve cumhuriyetçilerle çalıştıklarını bugünkü gerilimleri yaşamadıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Brüksel NATO Zirvesi’ndeki görüşmede ilişkileri konuşacaklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gerilimin sebebinin sözde Ermeni soykırımı olduğuna dikkati çekerek, “Artık bıktık, her 24 Nisan gelir ‘Amerika Ermenilerle ilgili ne diyecek?’ Tamam da senin bütün işin bitti de Ermenilerin avukatlığına sen mi soyunuyorsun? Bırakalım bu işi tarihçiler yapsın. Bu siyasetçilerin işi değil, tarihçiler çalışsın, hukukçular çalışsın, antropologlar çalışsın, bütün onların çalışmalarından sonra önümüze gelen tablo üzerinden siyasetçiler olarak da biz üzerimize ne düşüyorsa, ondan sonra da biz onu yapalım. Ama şu anda ortada herhangi bir şey söz konusu değilken kalkıyorsunuz, bunu gündeme getiriyorsunuz” dedi.
Minsk Üçlüsü ABD, Rusya ve Fransa’nın yıllarca Azerbaycan-Ermenistan sorununu çözemediklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yıllar geçti en sonunda Azerbaycan kendi göbeğini kendisi kesti. Şimdi burada da kalkıp hiç mi hiç ilgisi, alakası olmayan bir Türkiye’yi sen kalkıp da böyle bir konunun içerisine nasıl atarsın? Eğer söyleyeceğin bir şey varsa, yapmak istediğin bir şey varsa bir NATO müttefikin olarak NATO’da bir ortağın olarak gel bu işi, çalışmaları yaptıralım, ondan sonra konuşalım. Ama böyle bir şey yok, ‘ben yaptım oldu.’ Hemen kalkıp sözde soykırım olarak atacaksın önümüze, ondan sonra buradan da kendine göre karar vereceksin. Senden önceki Amerika’yı yönetenler bu işi senin kadar bilmiyor muydu? Onların hiçbirisi bu ifadeyi kullanmadı, bir kısmı kalktı ‘büyük felaket’ dedi, bir kısmı çok daha farklı şeyler söylüyor ama bunu kullanmadılar. Cumhuriyetçi de kullanmadı demokrat da kullanmadı, biz buna üzülüyoruz.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kasaba devleti olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bu şekilde köşeye sıkıştıranların önemli bir dostu kaybedeceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin NATO’nun ilk beş devletinden biri olduğunu, güçlü devletlerinden bir tanesi olduğunu söyledi.
Avrupa’daki o güçlü görünen devletlerin hiçbirinin NATO’da yerine getirmeleri gereken görevleri Türkiye gibi yapmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu bilmeleri gerekiyor artık yeni bir Türkiye var. Yani bölgesinde inisiyatif alan, küresel meselelere taraf olan, müttefikleriyle eşit ilişki talep eden bir Türkiye. Buna da müttefiklerimiz alışacaklar” ifadelerini kullandı.
ERMENİ SOYKIRIMI İDDİALARI
Ermeni meselesi ile iddiaların doğru olmadığına dair ABD’nin kendi arşivlerinde bilgilerin yer aldığının belirtilmesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuyla ilgili birçok ABD’li yazar ve düşünürün ABD’yi ve ABD’lileri eleştirdiğini, Türkiye’nin de haklılığını ortaya koyduklarını anlattı. ABD’nin kendilerine söylendiği hâlde bunları kesinlikle görmemezlikten geldiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi Brüksel’de, bu NATO zirvesinde tekrar bu konuyu gündeme getirmek işlerine gelmeyebilir. Yani bunu gündeme getirseler dahi biz onlara aynı şeyleri söyleriz. Bakın bundan önceki süreçte de birçok konuda, özellikle YPG/PYD bunlarla ilgili konularda da biliyorsunuz bunları kalktılar, Amerika’ya davet ettiler, misafir ettiler vesaire. Biz de kendilerine görsel olarak bunların hepsini anlattık. FETÖ’yü görsel olarak anlattığımız hâlde, bunlar hâlâ ‘yok öyle değil, böyledir.’ Bizim şu anda bir defa iki konu var ki sözde Ermeni soykırımının yanında bu bizim için çok önemli, bunun bir tanesi FETÖ ile mücadeledir, birisi YPG ile mücadeledir. Ya şimdi Amerika ne diyor biliyor musun? ‘YPG’nin PKK ile alakası yoktur’ diyor. Biz YPG’nin PKK ile ilişkilerini de yine belgelerle bunlara ispat ettik, belgelerle önlerine koyduk ama buna rağmen diyorlar ki ‘ilişkisi yoktur.’ Yani bütün şematik çalışmalara varıncaya kadar hepsini… Şimdi bu bizim müttefikimiz ise bu müttefik bizim yanımızda mı yer alacak, teröristlerin yanında mı yer alacak? Maalesef teröristlerin yanında yer alıyorlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk göreve geldiğinde binlerce tırla taşınan araç, gereç, mühimmatın kuzey Suriye’ye gönderildiğini ve oradaki terör kamplarına yerleştirildiğini hatırlatarak, bütün bu silahları, mühimmatları bölgedeki teröristlerin kullandığını kaydetti.
Teröristlere güneydeki petrol kuyularını kullanma imkânı da verildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün mali noktadaki bütün imkânları buradan elde ettiğini açıkladı.
“TÜRKİYE’NİN İÇİNDE OLMADIĞI NATO GÜÇLÜ DEĞİLDİR”
Pentagon bütçesinde YPG/PKK’nın da dâhil olduğu program için ayrılan miktarı dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütüne yapılan yardımların ABD resmî bütçesinin içine konulduğunu, ABD Başkanı Joe Biden döneminde de terör örgütüne desteklerin devam ettiğini dile getirdi.
‘NATO Zirvesi’nde ne mesaj vereceksiniz?’ sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevap verdi: “Silahlı kuvvetlerimiz olarak biz güçlüyüz ve bu konuda Türkiye’nin içinde olduğu bir NATO güçlüdür, Türkiye’nin içinde olmadığı bir NATO bir defa güçlü değildir. Bunu Stoltenberg zaten sürekli söylüyor. En son S-400 konusu gündeme geldiğinde sağ olsun Stoltenberg şunu söylemiştir: ‘Biz hiçbir ortağınızın hangi tür silah kullandığına karışmayız, onların tasarrufundadır.’ Orada gerçekten Stoltenberg’in bu açıklamasından sonra zaten Amerikalılar da bir şey diyememiştir. Onlar biliyorsunuz illa kendi silahlarını bize satmak… Bırak silahı bize satmayı, sen bizde olanları aldın götürdün. Biz eğer kalkıp da S-400’ü aldıysak durup dururken almadık. Buna ihtiyacımız olduğu için aldık ve ondan sonra da zaten gündemden yavaş yavaş düştü, şu anda gündemde değil. Bunun yanında Türkiye’nin kendini koruma hakkı yok mu? İkide bir karşımıza Doğu Akdeniz’i getiriyorsunuz, ikide bir karşımıza Kıbrıs’ı getiriyorsunuz.”
Avrupa Birliği ülkelerinin Kıbrıs’la ilgili ayrışma sürecini bilmediğini, konuyu bilen tek liderin kendisi olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrışma süreci ve Kıbrıs’ta yapılan referanduma ilişkin şunları kaydetti: “Kıbrıs’ta yapılan referandumda Güney’de o alınan karara yüzde 65 ‘ret’ çıktı, Kuzey’de ‘evet’ çıktı. Peki, Kuzey’de ‘evet’ çıktı da ne oldu? Gene Kuzey’i dışarıda bıraktılar. Güney’i Avrupa Birliği’ne aldılar. Bunlar samimi değil, bunlar dürüst değil ve o zamandan mali yaptırımlar vardı ve bu mali yaptırımları da uygulamadılar. Kuzey Kıbrıs’a ödemeleri gereken paralar vardı, ödemediler. Şimdi de yeri geliyor utanmadan, sıkılmadan Kıbrıs’ın etrafındaki bütün doğalgaz, petrol gibi, bu yataklarla ilgili hakkınız var mı, yok mu? Onda bile ellerinden gelse buraları boşaltıp gidin diyecekler. Türkiye NATO’nun güçlü bir ortağıdır, NATO ittifakı güçlü bir şekilde devam etmelidir.”
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” sözünü anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO’nun üyesi olan bir ülkenin başındaki kişi ‘beyin ölümü gerçekleşti’ diyorsa herhâlde bunu NATO’nun hesaba çekmesi gerekir. Macron’un Libya ve Suriye’de kimlerle iş tuttuğunu da biz biliyoruz” diye konuştu.
Türkiye’nin NATO ülkesi Polonya’ya SİHA satışı yapacağı anımsatılarak “Başka ülkelere de SİHA ve diğer savunma sanayii ürünlerimizin satışı olacak mı?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bayraktar’ın devletin bir kurumu olmadığını anımsattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: “Sadece devletle, özellikle bu tür talepler geldiği zaman izin noktasında bazı görüşmeler yaparlar. Türkiye Cumhuriyeti devletine hasım veya hısım, bunlar kimdir bunun görüşmesini yaparlar. Ondan sonra da o ülkelere buna göre adımını atarlar. Bu işin iki etabı bitti. Birinci etabı İHA’ydı, ikinci etabı SİHA’ydı. Şimdi üçüncü etabı da Akıncı denilen bir segment var ki o en güçlü olanı. Şimdi belki daha farklı adım da atacaklar. Bu üçüncü etap çok güçlü, yani üzerindeki silahlarıyla çok çok güçlü ve şu anda ondan çok İHA ve SİHA’yı zannediyorum pazara sürüyorlar. Polonya tabii burada bir NATO ülkesi olarak bu alımı yapmakla özellikle Bayraktar bu ürünleri ile şu anda NATO piyasasına girmiş oluyor. İmzalar atıldı, şimdi NATO piyasasına da giriyor. Şimdi kalkıp buna da yani ‘Türkiye’den nasıl siz alıyorsunuz?’ diyebilirler.”
Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda’nın SİHA’ları çok beğendiğini ve anlaşmanın imzalandığını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Polonya isterse mühimmatın da satılabileceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma günü Zonguldak’ta Uzun Mehmet Camii’nin açılışını yapacağını, petrol ve doğalgaz arama çalışmalarına ilişkin müjde vereceğini aktararak, “Oradan da Kanuni Sondaj Gemisi’yle bağlantımızı kuracağız ve bağlantıyla beraber de bunları açıklamış olmama rağmen tekrar oradan açıklamamızı inşallah yapacağız. Filyos Limanı’nın açılışını yapacağız. Aynı gün inşallah bir yeni çok modern bir maske fabrikasının da yine açılışını aynı gün yapacağız” bilgisini paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce üstü kapatılan üç petrol kuyusundan petrol çıkartılmaya başlandığını hatırlatarak, bu konunun üzerine bir kişinin istihbaratıyla gidildiğini söyledi.
“MISIR İLE DOĞU AKDENİZ’DEN LİBYA’YA KADAR GENİŞ BİR ALANDA CİDDİ İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARIMIZ BULUNUYOR”
Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerine yönelik soruya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için Mısır dünün bir ülkesi değil, Mısır halkı ha keza öyle” cevabını verdi.
Türkiye ve Mısır halklarının tarihten gelen bir gönül, kader birlikteliği olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletler arasındaki ilişkilerimiz bu temelde ilerledi ve hâlâ da bu temelde ilerliyor. Önce istihbarat birimlerimiz, ardından Dışişleri Bakanlığımız mensupları arasında başlayan görüşmeler genişleyerek devam etti, hâlâ da devam ediyor. Mısır ile Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar geniş bir alanda ciddi iş birliği imkânlarımız bulunuyor” dedi.
“Yunanistan-Türkiye ilişkisi veya Yunanistan-Mısır ilişkisiyle Türkiye-Mısır ilişkisini aynı terazide tartmak mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çünkü bizim Mısır halkıyla olan ilişkimiz Yunan halkıyla Mısır halkı arasındaki ilişkiye benzemez. Bunun kamuoyu araştırmasını Mısır’da yapsanız alacağınız cevap bellidir. Aynı şeyi Yunan halkı için de yapsanız alacağınız cevap bellidir. Bunun cevabını ben vermeyeyim. Bunu Yunanistanlı farklı alır, biz ise farklı alırız. Bundan hiç endişem yok. Çünkü ben Mısır halkını çok iyi bilirim, onları çok iyi tanırım, severim. Bağlantılarımızın kültürel yönü çok güçlüdür, çok ağırdır. Dolayısıyla yeniden bu süreci başlatmakta da kararlıyız.”
Terörle mücadele konusunda “Hedef Kandil” ifadesi anımsatılarak, bu konudaki çalışmaların soruması üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Bir süre önce terörü topraklarımızda karşılamış yerinde imha etme adımını atmıştık. Yani bir strateji değişikliğiydi bu. Hamdolsun bunda çok ciddi başarılar sağladık. Tabii burada biliyorsunuz çift Kandil var. Bir İran, iki Irak. Fakat İran devamlı dövüldüğü hâlde maalesef oradan ciddi bir netice alınamadı. Ondan sonra ikinci Kandil hedefe kondu. ‘Bu adım atılıyor, atılacak’ dendi. Ama bunları tabii ciddi manada bir korku sardı. Bu konuda Irak’taki kardeşlerimize de söyledik, ‘Bakın eğer bu işin hakkını verecekseniz, bu işi siz yapacaksanız yapın. Yapmayacaksınız o zaman biz bu işi yapacağız. Orayı biz gelip vuracağız.’ Çünkü başka artık bu işin çıkış yolu kalmadı ve terörle mücadelede yani bekleyen bir Türkiye değil, arayan, bulan ve yok eden bir Türkiye gerçeği var, bunu herkesin bilmesi lazım. Kandil bataklığını da bir daha asla terör mikrobunu yaymayacak ve bunu yaymayacağı gibi de kurutmakta kararlı olan bir Türkiye gerçeğini bunlar görecekler, bilecekler. Bunun için de Türkiye komşularının ve tüm ülkelerin egemenlik haklarına ve sınırlarına saygılıdır, hukuk içerisinde de ne gerekiyorsa bunu yapacağız. Hatta ben şimdi bu akşam ilk defa söyleyeceğim o da şu, biz Mahmur meselesini de en az Kandil kadar artık önemsiyoruz. Niçin? Çünkü Mahmur Kandil’in adeta kuluçka yuvasıdır. Bu kuluçka yuvası adeta şehir merkezinde palazlanıyor. Eğer bunun üzerine biz gitmeyecek olursak bu kuluçka yuvası sürekli üretmeye devam edecektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burası BM gözetimindeydi, BM ile de görüşüyor musunuz?” sorusuna, “Bu tür adımı attığınız zaman her yerle görüşürsünüz. O zaman BM’ye şunu söylersin, ‘gel temizle’ dersin. Temizlemediğin takdirde bir BM üyesi olarak biz temizleriz” diye konuştu.
“TERÖRİSTLER İÇİN HİÇBİR YER ARTIK GÜVENLİ DEĞİL”
Terör örgütünden çözülmelerin yaşandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütünün bölgede hevesi olan tüm emperyalistlerin kullandığı aparata dönüştüğünü söyledi.
Sınırları içerisinde eylem yapamaz hâle gelen bölücü örgütün, yeni militan devşirmekte ciddi zorluklar yaşadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teröristler için hiçbir yer artık güvenli değil. Tabii elde edilen bu başarı örgütte çözülmeyi de beraberinde getiriyor. Terör örgütünün kandırdığı gençlere de seslenmek istiyorum: Bu kiralık katiller çetesinden bir an önce kaçıp, emin ellere gelin, devletimize sığının. Türkiye Cumhuriyeti samimi pişmanlık gösteren her vatandaşına devlet şefkatini göstermiştir, göstermeyi de sürdürecektir” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li şirket temsilcileriyle yaptığı görüşmenin hatırlatılması üzerine yaklaşık 30 şirket yetkilisiyle bir araya geldiğini, firmaların yatırımlarını geliştirmek için böyle bir programın yapılmasından yana olduklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dedik ki: yatırım destek ofisimiz bu konuda her an emrinizde ve buralardan aldığınız neticeyle yola devam. Eğer alamıyorsanız biliniz ki Cumhurbaşkanı emrinizdedir. Biz de size her türlü desteği vermeye hazırız. Uzun sürdü ama karşılıklı dayanışmaya dayalı bir görüşme oldu. Bu görüşmenin devamının da telekonferanstan sonraki dönemde, Kovid döneminden sonra kendileri de Amerika’da yapılmasını istediler” açıklamasında bulundu.
SALGIN SÜRECİNDE SAĞLANAN DESTEKLER
Bir soru üzerine salgın sürecinde milletin sağlığı, güvenliği, aşı ve işi için devletin tüm imkânlarını seferber ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkezi yönetim bütçesinden ilaç, tıbbi malzeme, sağlık personeline ek ödeme, tarım üreticilerine sübvansiyonlu kredi desteği gibi kalemler için yaptığımız harcamalar yılsonunda 104 milyar lirayı bulacak. Bu rakam, herhâlde sıradan bir rakam değil” bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 645 bin emeklinin maaşını 1500 liraya, tüm emeklilerin bayram ikramiyelerini de 1100 liraya yükselttiklerini hatırlatarak, Kurban Bayramı’nda da sürecin devam edeceğini söyledi.
Ciro ve kira desteğinden bugüne kadar 1 milyon 200 bin esnafın yararlandığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 milyon 200 bin esnafın bu destekten yararlandığını, vergi indirimleri ile devletin 26 milyar lirayı bulan alacağından vazgeçerek iş dünyasını ve esnafı desteklediğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa çalışma ödeneği ile 3 milyon 768 bin, işsizlik ödeneği ile 1 milyon, nakdi ücret desteğiyle de 2 milyon 806 bin vatandaşa hibe ödemesi yaptıklarını anlatarak şöyle devam etti: “Bu desteklerin tutarı da haziran sonu itibarıyla 67 milyar lirayı buluyor. Bunların hepsi, bu sıkıntılı dönemin sosyal destek programları. Düzenlediğimiz bütün kampanyalarla toplanan meblağı da ilave ederek 7 milyon haneye çeşitli defalar nakit yardımı gerçekleştirdik. Sadece şu ana kadar saydığım ödemelerin tutarı haziran sonu itibarıyla 181 milyar liraya ulaşacaktır.”
Yaklaşık 400 bin firmanın, 8 milyon vatandaşın ve 848 bin esnafın faydalandığı uygun maliyetli kredilerin toplamının da 315 milyar lirayı aştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kredilerin kamu bankalarınca verildiğini, ayrıca tarım kredi kooperatiflerinin, esnafların, mükelleflerin vergi ve sigorta primi ödemelerini ertelediklerini, borçların yeniden yapılandırdıklarını anlattı.
Türkiye’nin ilk çeyrekte yüzde 7 büyümesinin ekonomiye ve 2023 hedeflerine etkisine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilerleyen süreçte büyümenin artabileceğini veya dengeli şekilde devam edebileceğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, verdikleri desteklerin 661 milyar lirayı bulduğunu dile getirerek şu değerlendirmeyi yaptı: “Mesela salgın şartlarına rağmen ekonomimizin ilk çeyrekte yüzde 7 büyümesi 2021 yılı için güçlü bir başlangıç oldu. Bugün bir iki yazılı medya grubu çok çok çirkin yakıştırmalar yapıyorlar. Hep söylerler ya, vatandaşın cebine ne girdi? Yani bunlara verilecek cevap, siyasetin içinde olmasam çok rahat ama siyasetin içinde bu tür cevap da bunlara gerekmiyor. Çünkü bunlar kalıbının adamı değil. Hatırlarsanız geçen yıl da G-20 ülkeleri içinde büyüme açıklayan iki ülkeden biri biz olduk. Çin ve Türkiye. Şimdi gene aynısı oldu. Hadi gör, niye görmüyorsun bunu? Bu yılın ilk çeyreğinde de Avrupa’nın en hızlı büyüyen ekonomisi yine biz olduk. Bu büyümeden en dikkat çekici kalemin yüzde 30,5 gibi güçlü bir oranla makine teçhizat yatırımlarında olması çok önemli.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Enflasyonu tek haneli rakama indirir mi bu büyüme devam ederse?” sorusuna şu cevabı verdi: “O bağlantıyı direkt olarak burada bu şekilde kuramayız. Yani bu konuda ben yine aynı iddianın peşindeyim. Hatta bugün de Merkez Bankası Başkanımızla görüştüm. Yani bizim bir defa faizleri düşürmemiz şart, onun için de yani temmuz-ağustos, buraları bulacağız ki faiz düşmeye başlasın. Çünkü faiz yükünü yatırımların üzerinden kaldırırsak, maliyetlerin üzerinden kaldırırsak, ondan sonra maliyet enflasyonunu tetikleyen faiz olduğu için orada da bir rahatlama dönemine inşallah girmiş olacağız. Çünkü bütün mesele o maliyet enflasyonundan faiz yükünü kaldırmaktır.”
Bir soru üzerine ihracat için yatırımın artması gerektiğini ve şu an yatırımın arttığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdamın da arttığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, turizmin önemine dikkati çekerek, mevsimsel işsizliğin turizmle ortadan kalktığını, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Almanya ve Rusya’da sektöre yönelik görüşmeler yaptığını anlattı.
Brüksel’deki NATO toplantısında İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüşeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Onunla da bunları konuşacağız. Bütün bunların yanında yine bize daha çok turist hangi ülkelerden geliyorsa oraları ben de sıkıştıracağım, onlarla konuşmalarım, görüşmelerim olacak. Bütün operatörler ve Turizm Bakanımız ümitlerini yitirmediler, ümitleri var ve turizmde inşallah bir hareketlenme görüyorum. Yani Rusya olsun, Ukrayna olsun, Almanya olsun, bütün buralardan olumlu sinyaller inşallah alıyoruz, alacağız. Bu ara yerli turizmde bir hareketlenme başladı. Onlar da tabii okullarla bağlantı kurdular vesaire. Malum şimdi karnelerle alakalı süreç 18’i ile birlikte başlayacak. Temmuz’un başından itibaren de zaten bir tatil sürecine herhâlde girme durumu olacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, soru üzerine, geçen günlerde açılışını yaptığı Taksim Camii’nin yapım sürecine ilişkin bilgi verdi.
Bölgeye camii yapımı için çok farklı isimlerin çaba harcadığını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merhum Vehbi Koç’un, aynı şekilde Demirel’in, bunların Taksim Camii ile ilgili gayretleri, çabaları var. Allah rahmet etsin, Hasan Paşa’nın, Mehdi Sungur Paşa’nın, bunların hepsinin orada gayretleri, emekleri var. Burayı bir an önce yaptıralım. Hasan Aksay beyin yine burada dernek yönetiminde görevleri oldu. Yani şu anda aklıma gelmeyen daha birçok isimler söz konusu. Çünkü orada cami diye bir şey yoktu. Şöyle bir ufacık mescit diyelim. Oraya sıkışıyorlar, yağmur çamur demeden gazeteler seriliyor veya kimisi seccadeyle geliyor içeride dışarıda sıkışılıyordu” dedi.
Marmara Denizi’nde görülen deniz salyasının yoğunluğuna ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuda kendilerinin de yapması gereken işler olduğunu ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere özellikle denize kıyısı olan belediyelere sorumluluk düştüğünü hatırlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğunda Ergene’yi temizlemek için kapsamlı çalışmalar yaptırdığını, bu sayede bölgenin temizlendiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Şimdi işte bir şeye benziyor ama ne kadar benzerse benzesin, kıyısında CHP’li belediyeler olduğu için oralardaki fabrikaların atık sularını engellemiyorlar. Burada da tabii bu müsilaj çok farklı bir olay, yani bu maalesef adeta kenardan kıyıdan, orada oluşturulan bir şey değil. Adeta suyun kendi nevi şahsından da kaynaklanan oradaki gelen atıkların kıyılara attığı bu tür şeyler de var. Şu anda Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın da burada çalışmaları devam ediyor. Üniversitelerle ortak çalışma içerisine girdiler. Yine Allah’ın izniyle bu işi çözeceğiz, bunun başka çaresi yok. Yani bunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin eline bırakamayız. Antalya’ya gidiyorsun orda da var. Birçok ilimizde aynı sıkıntı var. Denize kıyısı olan her yerde var. O zaman Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız olarak biz yapacağız. Büyükşehir belediyeleri ile irtibatı geçip müşterek neler yapabiliriz onların üzerinde de duracağız. Çünkü bunların hepsi bir yerde ülkemizin sorunudur.”
“KANAL İSTANBUL PROJESİ STRATEJİK BİR YATIRIMDIR”
“Kanal İstanbul Projesine de bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin tesis edileceği stratejik bir yatırım olarak bakıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran ayının sonunda Kanal İstanbul için ilk köprünün temellerinin atılacağın bilgisini verdi.
Kanal İstanbul Projesi kapsamında yeni bir müjde vermek istediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kanalın her iki tarafında 250’şer bin konutluk devasa şehirler kurulacağını ifade etti. Adeta şehir içinde şehir oluşturulacağına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu proje kapsamında 200 bilim adamı ile çalışmalar yürüttüklerini, bunun neticesinde doğal ve kültürel değerlerin korunmasına yönelik planların hazırlandığını aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul Projesi’ne kararlı bir şekilde devam edeceklerinin altını çizerek, yerli ve yabancı yatırımcılarla çok güçlü konsorsiyum sağlayarak bu işi sürdüreceklerini vurguladı.
Hayvan haklarına ilişkin yasa çalışmasına yönelik soruyu da cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti milletvekillerinin bu konuda yaptıkları çalışmanın Meclis’te kanunlaşma aşamasında olduğuna işaret etti.
Kimi zaman televizyonda gördüğü hayvanlara yönelik muamele karşısında yıkıldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de 15-16 evcil hayvanı bulunduğunu, bunların gittiği yerlerde kendisine ve eşine hediye edildiği anlattı.
Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nde düzenlenen törende torunu Ömer Tayyip Erdoğan’ın hafızlık icazeti aldığının hatırlatılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, torununun böyle bir meziyete sahip bulunmasından çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan ile gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Tanzanya, ülkemizin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biridir. İlişkilerimiz karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da gelişiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesindeki baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasında, Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ı Türkiye’de misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tanzanya’da 14 Nisan’da meydana gelen sel ve heyelan felaketiyle, Arusha’da yaşanan trafik kazasında 8 ilkokul öğrencisinin hayatını kaybetmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diledi.
Tanzanya’dan Türkiye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde 14 yıl sonra yapılan ilk ziyaretin yeni bir dönüm noktası olacağına inandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2017 yılında ziyaret ettiği Tanzanya’nın Türkiye’nin Doğu Afrika’daki en önemli ortaklarından biri olduğunu vurguladı.
“TİCARET HACMİMİZİ BİR MİLYAR DOLARA ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ”
İlişkilerin karşılıklı saygı ve kazan kazan ilkesi çerçevesinde her geçen gün daha da geliştiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşmelerimizde iş birliğimizi kapsamlı bir şekilde gözden geçirdik. Karşılıklı ticaret ve yatırımların artırılması noktasında atılabilecek adımları ele aldık. İkili ticaret hacmimiz 2003 yılında 11 milyon dolardan geçen sene 345 milyon dolar seviyesine ulaştı. Artışa rağmen mevcut rakamlar da gerçek potansiyelimizi yansıtmıyor. Ticaret hacmimizi ilk etapta bir milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz Önümüzdeki dönemde çabalarımızı bu yönde yoğunlaştıracağız. Sayın Cumhurbaşkanının katılımıyla yarın İstanbul’da düzenlenecek Türkiye Tanzanya İş Forumu, bu açıdan önemli bir adım olacaktır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk firmalarının Tanzanya’da bugüne kadar 6,4 milyar dolar değerinde 14 projeyi başarıyla üstlendiğini belirtti.
Tanzanya’nın Türk müteahhitlerince üstlenilen toplam proje bakımından Afrika’da üçüncü, Sahraaltı Afrika’da ise birinci ülke konumunda olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Firmalarımız Tanzanya’da demiryolu inşaatı ve modernizasyonu, tersane ve gemi inşaatı, yol yapımı gibi alanlarda önemli yatırımlara imza atmıştır. Ülkeyi baştan başa saracak standart aralıklı demiryolu projesinin büyük bir kısmının bir Türk şirketi tarafından inşa ediliyor olması bizler için bir iftihar vesilesidir” diye konuştu.
“FETÖ İLE MÜCADELE KAPSAMINDA TANZANYA’DAN BEKLENTİLERİMİZİ PAYLAŞTIM”
İstişarelerinde terörle mücadele konusunu da ele aldıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Terör örgütleri arasında hiçbir ayrım yapmayan Türkiye, bu alandaki tecrübelerini dostlarıyla paylaşmaya da önem vermiştir. Tanzanya’nın kendi güvenliğini sağlamada atacağı adımlara yardımcı olmaktan da memnuniyet duyacağımızı belirttim. FETÖ ile mücadele kapsamında Tanzanya’dan beklentilerimizi paylaştım. Tanzanya’da Maarif Vakfımızın üstlenebileceği eğitim projeleri hakkında bilgi verdim. İnşallah bu ziyaret sonrasında Tanzanya tarafından da etkili ve somut adımlar göreceğiz. Bu minvalde iki ülke kurumları arasındaki eşgüdümün daha da geliştirilmesi gerektiği aşikardır. Dışişleri bakanlarımız düzenli siyasi istişarelerin yürütülmesi noktasında yüksek düzeyli diyalog mekanizmasını başlatacak adımları atmaya karar vermişlerdir.”
Afrika kıtasının gönlünde müstesna bir yerinin olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı döneminde kıtaya 50’den fazla ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Türkiye’nin, Afrika açılımının kıta ülkeleri tarafından muhabbetle karşılandığını görmenin kendilerini sevindirdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ticaretten eğitime, tarımdan sağlığa her alanda kıta ile ilişkilerimizi geliştirme kararlılığımız bakidir. Uluslararası platformlarda Afrika’nın sesinin daha çok duyulmasına katkıda bulunmaya devam edeceğiz. ‘Dünya beşten büyüktür’ şiarımızın Afrikalı kardeşlerimiz ve dostlarımız nezdinde yankı bulması, doğru yolda olduğumuzun işaretidir. Tesis ettiğimiz bu samimi ilişkiler, Gazze başta olmak üzere dünyada yaşanan adaletsizliklere karşı mücadele azmimizi güçlendiriyor. Afrikalı kardeşlerimizin Filistin davasına ve adaletsizlere karşı hassasiyeti tüm dünyanın malumudur. Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmelerimizde işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan vahşet karşısında atılabilecek adımları da ele aldık. 7 Ekim’den bu yana çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve sivil 34 bin Filistinli, İsrail güçleri tarafından şehit edildi, 75 bin kardeşimiz yaralandı. 195 gündür son asrın en büyük katliamlarından biri Gazze’de yaşanıyor. Gazze’deki katliamları durdurmak için daha fazla çaba harcamalıyız.”
“GAZZE’DE KALICI ATEŞKES SAĞLANMALI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir an önce acil ve kalıcı ateşkesin sağlanması, sonrasında ise iki devletli çözümün hayata geçirilmesine dönük adımların hemen atılması gerektiğinin altını çizerek, “Bu hafta Batılı ülkelerin İran’ın misillemeleri karşısında tek bir ses olarak tepki verebildiklerini gördük. Aynı aktörlerin şimdi de tek ses olarak İsrail’e ‘dur’ demeleri gerekiyor. İsrail’in gündemi çarpıtma, Gazze’deki vahşeti gizleme, gündemden düşürme teşebbüslerine fırsat verilmemelidir” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’a ziyaretleri için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmelerin ve imzalanan 6 anlaşmanın hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta Tanzanya olmak üzere kardeş Afrika’ya selamlarını gönderdiğini belirtti.
Türkiye’de mükemmel karşılandığını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, bu konuda Türkiye’ye ve Türk halkına teşekkür etti.
Tanzanya’nın iki ülke arasındaki faydalı ilişkileri geliştirme taahhüdünü yinelediğini belirten Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Türkiye, gerçekten de çok değerli bir ortaktır ve benim buraya yaptığım ziyaret bu ortaklığı ne kadar değerli gördüğümüzü teyit etmektedir. İkili görüşmemizde çok büyük memnuniyetle farklı sektörlerdeki kaydedilen ilerlemeye değindik” dedi.
Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la iki ülke arasındaki diplomatik, ekonomik iş birliğini, özellikle de üretim ve sosyal sektörlerdeki iş birliğini artırmaya değindiklerini söyledi.
Bu ilişkilerle iki ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacaklarının altını çizen Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “İkili iş birliği açısından ben Türkiye’ye teşekkürlerimi ilettim. Kalkınma desteğinden dolayı ve ülkemizdeki eğitim ve sağlık sektörlerine olan desteklerinden dolayı teşekkür ettim. Özellikle de altyapıya ve beşeri sermayenin gelişmesine yönelik kritik desteklerinden dolayı teşekkürlerimi ilettim” ifadelerini kullandı.
Türkiye ziyaretinde 6 mutabakat zaptı imzaladıklarını aktaran Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, şöyle devam etti: “Türkiye’deki uzmanlık ve bilgi, Tanzanya’ya şu anda aktarılıyor ve bunlara bizim en önemli projelerimiz de dahil. Bu projeler arasında demir yolları projesi var, standart aralıklı demir yolları projesi var ve Tanzanya’nın da bu projelerin başarılmasına yönelik desteğini yineledim ve bunların da gerçekleştirilmesiyle birlikte kalkınma hedeflerimize doğru ilerleyeceğiz. Bakanlarımız ve uzmanlar ile ekiplerimiz bir araya gelerek çerçeve oluşturacaklar ve üzerinde hemfikir olunan iş birliği alanlarındaki çerçeveyi ortaya koyacaklar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile önemli bölgesel ve küresel hususlarda da görüş alışverişi yaptıklarını kaydeden Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, “Tanzanya, Türkiye’nin uluslararası anlaşmazlıklara barışçıl çözümlerin bulunması konusundaki gayretlerini desteklemektedir. Gazzelilerin zararına olan durumlar için acil ateşkes çağrısına biz de destek sunuyoruz. Ayrıca insani yardımların da engelsiz bir şekilde ulaşması konusunu destekliyoruz” diye konuştu.
TÜRKİYE İLE TANZANYA ARASINDA 6 ANLAŞMA İMZALANDI
Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Teşviki ve Kolaylaştırılmasına İlişkin İşbirliği Mutabakat Zaptına, Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Zeynel Kılınç ile Tanzanya Yatırım Merkezi Genel Müdürü Gilead Teri imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptını ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren ile Zanzibar Eğitim ve Mesleki Terbiye Bakanı Lela Muhamed Mussa imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Milli Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Bursları Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptına, Eren ile Tanzanya Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanı January Yusuf Makamba imza attı.
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Dışişleri ve Doğu Afrika İşbirliği Bakanlığı Arasında Diaspora Siyasası Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı da Eren ve Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Evrak ve Arşiv Yönetimi Dairesi Arasında İşbirliği Protokolünü ise Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal ile Bakan Makamba imzaladı.
Türkiye Cumhuriyeti Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı ve Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Eğitim, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı Arasında Yükseköğretim Alanında İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile Bakan Makamba tarafından imzalandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye resmî ziyarette bulunan Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Samia Suluhu Hassan’ı Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde resmî törenle karşıladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören alanındaki yerlerini almalarının ardından iki ülkenin millî marşları çalındı. Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan’ın tören kıtasını selamlamasından sonra iki lider heyetlerini birbirlerine takdim etti.
Türkiye ve Tanzanya bayrakları önünde basın mensuplarına poz veren Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tanzanya Cumhurbaşkanı Hassan, daha sonra baş başa ve heyetler arası görüşmelerini gerçekleştirmek üzere Cumhurbaşkanlığı Külliyesine geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Artık seçimin olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içerde ve dışarda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceğiz. Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde, geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) AK Parti Grup Toplantısı’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerinin başında vatandaşların Ramazan Bayramı’nı tebrik etti. Bayram süresince 18 devlet ve hükûmet başkanıyla görüştüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Gazze’de yaşananlar başta olmak üzere gündemdeki konuları ele aldıklarını belirtti.
“85 MİLYON OLARAK BİRLİKTE VAR OLDUĞUMUZU, HEP BİRLİKTE TÜRKİYE OLDUĞUMUZU TÜM DÜNYAYA YENİDEN GÖSTERDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart’taki Mahallî İdareler Genel Seçimleri’nin huzur ve sükûnet içinde icra edilmesinden memnuniyet duyduğunu dile getirerek şöyle devam etti: “Aldığımız güvenlik tedbirleri sayesinde, birkaç müessif hadise dışında, hamdolsun, seçimlerde herhangi bir asayiş sorunu yaşanmadı. Doğudan batıya, güneyden kuzeye yurdumuzun dört bir köşesinde vatandaşlarımız sandığa giderek iradelerini özgürce ortaya koydu. Bölücü örgüt yandaşlarının seçmeni baskı altına almaya yönelik faşizan teşebbüsleri de amacına ulaşamadı. Rekabet seviyesi yüksek bir kampanya döneminden sonra seçim günü milletimizin sergilediği demokratik olgunluk, gerçekten takdire şayandır. Ülkemiz aleyhine yürütülen onca kampanyaya rağmen demokrasimizin, bir sandık sınavından başarıyla çıkmasını sağladık. 85 milyon olarak birlikte var olduğumuzu, hep birlikte Türkiye olduğumuzu tüm dünyaya yeniden gösterdik.”
Seçimlerin hayırlı olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerin demokrasiye yakışır şekilde gerçekleştirilmesini temin eden seçim kurullarına, kolluk kuvvetlerine, sağlık personeline ve sandık görevlilerine teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti teşkilatlarının kampanya dönemi boyunca ve sandık günü olağanüstü bir fedakârlıkla çalıştığını, mücadele ettiğini, emek verdiğini kaydetti.
AK Parti teşkilatı mensuplarının ramazan süresince iftar programlarıyla, ev ve esnaf buluşmalarıyla, çarşı-pazar ziyaretleriyle, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy dolaşarak halkla birlikte olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: “31 Mart seçim sürecinde ulaşılmadık hiç kimseyi bırakmama şiarıyla gece gündüz koşturan Genel Merkez birimlerimize, kadın kollarımıza, gençlik kollarımıza, il, ilçe, belde teşkilatlarımıza, belediye başkan adaylarımıza, aday adaylarımıza, mahalle ve köy temsilcilerimize, sandıkları namusları bilip titizlikle sahip çıkan müşahitlerimize, partimize, davamıza ve mücadelemize güçlü destek veren her bir kardeşime buradan en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Rabb’ime, şahsıma böyle vefalı, böyle gayretli ve samimi yol arkadaşları bahşettiği için bir kez daha hamdediyorum. AK Parti teşkilatlarıyla birlikte, 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklara karşı meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır. İttifakımızın, devletimizin güvenliği, milletimizin birliği ve demokrasimizin geleceği için ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Buradan, Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz Milliyetçi Hareket Partisi’nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ve ülkücü kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.”
“SİYASETÇİNİN, MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYMA, GÖRMEZDEN GELME HAKKI YOKTUR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, siyasetlerinin temel vasfının, demokrasinin mihenk taşı olan sandığın itibarının korunması ve güçlendirilmesi olduğunun altını çizdi.
“Sonuçlardan azade olarak sandığın gücüne güç katan her seçim, Türkiye ve Türk milleti için tarihî bir kazanım demektir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Ülkemiz, son 21 yıldır maruz kaldığı tüm vesayet girişimlerinin üstesinden bu anlayışla hareket ettiği için gelebilmiştir. Daha önce de ifade ettiğim gibi sandıktan çıkan takdir hangi yönde olursa olsun saygındır, makbuldür, başımızın üstünde yeri vardır. Siyasetçinin, milletin iradesini küçümseme, yok sayma, görmezden gelme hakkı yoktur ve olamaz. Bize oy versin veya vermesin, sandığa giderek iradesini ortaya koyan tüm vatandaşlarımıza müteşekkiriz, minnettarız. Milletimizin takdiriyle göreve gelen belediye başkanlarını da ayrıca tebrik ediyor; kendilerine şehirlerimize hizmet yolunda başarılar diliyorum. İktidar olarak milletimizin hayrına yaptıkları işlerde, bugüne kadar olduğu gibi belediye başkanlarımıza destek olmaya devam edeceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kesin sonuçları açıklamasının ardından 31 Mart Mahallî İdareler Seçim maratonunun tamamlanacağını söyledi.
YSK’nin şimdiye kadar üç ilçe ve dört belde olmak üzere yedi yerde seçimlerin yenilenmesine karar verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yerleşim yerlerinde vatandaşların 2 Haziran Pazar günü bir kez daha sandık başına giderek tercihlerini yapacaklarını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak şimdiden bu seçimlere hazırlanacağız” diye konuştu.
“31 MART SEÇİMLERİ, SON 20 YILDAKİ EN DÜŞÜK KATILIMLI YEREL SEÇİM OLARAK KAYITLARA GEÇMİŞTİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçim sonuçlarının birçok zaviyeden kapsamlı değerlendirmeyi hak ettiğine işaret ederek şunları kaydetti: “Bu seçimlerin ilk göze çarpan özelliği katılım seviyesinin maalesef düşüklüğüdür. Yüzde 78 katılım oranıyla 31 Mart seçimleri, son 20 yıldaki en düşük katılımlı yerel seçim olarak kayıtlara geçmiştir. Bunun sebepleri üzerinde hassasiyetle duruyoruz ve duracağız. 2019 yerel seçimlerine kıyasla yaklaşık 7 puanlık gerilemenin üzerinde diğer siyasi partilerin de durması gerektiğine inanıyoruz. Geçersiz oylar da eklendiğinde yaklaşık 16 milyon seçmenin iradesi sandığa yansımamıştır. Katılım oranının düşüklüğü, partimizin oylarını da olumsuz etkilemiştir. Henüz 10 ay önce yapılan seçimlerde bize ve ittifakımıza büyük teveccüh gösteren, yüzde 52,2 ile bizlere güçlü destek veren insanlarımızın önemli bir kısmının sandığa gitmekten imtina ettiğini görüyoruz. Bunun altında yatan nedenleri de en ince detayına kadar analiz ediyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin yüzde 40,5 oy oranıyla Cumhur İttifakı’nın üstünlüğüyle sonuçlandığını dile getirerek, bu seçimlerde milletin 12 büyükşehir, 12 il, 346 ilçe ve 169 belde olmak üzere toplam 539 belediyenin emanetini AK Parti’ye verdiğini, Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’nin de 8 il, 113 ilçe ve 96 belde belediyesini kazandığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Böylece Cumhur İttifakı; 12’si büyükşehir, 20’si il, 459’u ilçe, 265’i belde olmak üzere toplam 756 belediyeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Türkiye’deki bin 400 belediyenin yarıdan fazlası, yüzde 54,3’ü önümüzdeki beş yıl süresince Cumhur İttifakı tarafından yönetilecektir. Buradan bir kez daha Cumhur İttifakı’nın ‘gerçek belediyecilik’ vizyonunu tercih eden tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum” değerlendirmesinde bulundu.
“HATAY, KENDİ ÜZERİNDEN OYNANAN KİRLİ SENARYOLARA KARŞI TAVRINI ÇOK NET BİR ŞEKİLDE ORTAYA KOYMUŞTUR”
Hatay’a özel bir parantez açmak durumunda olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’ın, 6 Şubat depremlerinden beri en çok örselenen, sürekli siyasi tartışmalara meze edilen şehir olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hatay’la aramızı bozmak için çok uğraştılar, pek çok iftira attılar. Hatay üzerinden sosyal fay hatlarımızla oynamaya kalktılar. 31 Mart seçimleriyle Hatay, kendi üzerinden oynanan bu kirli senaryolara karşı tavrını çok net bir şekilde ortaya koymuştur. Cumhur İttifakı’na ve AK Parti’ye duydukları güven dolayısıyla Hatay’ımıza ve Hataylı vatandaşlarıma özellikle teşekkür ediyorum. Ancak ana muhalefet partisinin, Hatay’ın iradesini gasbetme girişimleri son dakikaya kadar devam etmiştir. Yüksek Seçim Kurulunun baskı altına alınması dâhil her yol denenmiş, ‘ölülere oy kullandırıldığı’ gibi akla ziyan pek çok yalan söylenmiştir. CHP’nin millî irade hazımsızlığı ayyuka çıksa da YSK bu hezeyanlara karşı son noktayı koymuştur. Önümüzdeki dönemde şehrimizi ziyaret ederek, Hataylı kardeşlerimize teşekkürlerimizi bizzat ifade edeceğiz.”
“FARKIMIZI YİNE ESERLERİMİZLE VE HAYATA GEÇİRDİĞİMİZ PROJELERİMİZLE GÖSTERECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerine güvenen diğer şehirlere layık olabilmek için her zamankinden daha fazla çalışacaklarını belirterek, “Elini vicdanına koyan herkesin kabul edeceği gerçek şudur: AK Parti olarak 21 yıllık iktidarlarımız boyunca yatırım yaparken, eser üretirken, insanımızın yaşadığı yerlere hizmet götürürken bugüne kadar seçim sonuçlarını önümüze almadık, almayız. İnşallah bundan sonra da farkımızı yine eserlerimizle, icraatlarımızla ve hayata geçirdiğimiz projelerimizle göstereceğiz” diye konuştu.
Özellikle depremzede şehirlerin süratle yeniden ayağa kaldırılmasının, gündemlerinin ilk sırasında yer almayı sürdüreceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 Şubat sonrasında artık bir beka meselesi olarak gördüğümüz depreme hazırlık çalışmalarını da yakından takip edeceğiz” dedi.
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN ŞEHİRLERİMİZE TEKRAR MUSALLAT OLMASINA FIRSAT VERMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin kendilerine sadece şehirlerini yönetme değil, aynı zamanda pek çok yerde kendi adına başkalarını denetleme görevini de tevdi ettiğini ifade ederek, “Milletimizin, belediye meclislerinde bize denetim yetkisi verdiği illerimizde inşallah bu görevimizi en güzel şekilde yerine getireceğiz. Şehirlerimizin kaynaklarının terör örgütlerine, reklam ajanslarına, açgözlü fırsatçılara, tufeylilere değil orada yaşayan insanlarımıza harcanmasını temin için gereken her şeyi yapacağız. Bölücü terör örgütünün şehirlerimize ve vatandaşlarımıza tekrar musallat olmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandık gününün, siyasetçinin ve siyasi partilerin karne günü olduğuna işaret ederek, 31 Mart tarihinde milletin, tüm siyasi partilerin mahallî idarelerdeki son beş yıllık karnesini kendilerine takdim ettiğini belirtti.
Seçim sonuçlarından herkesin kendisine göre dersler çıkaracağını, elbette kendi iç muhasebesini yapacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Sonuçlara bakarak bunun bir yerel seçim olduğunu unutup şımaranlar, pervasızlaşanlar, hatta farklı heveslere kapılanlar olduğunu görüyoruz. Âdeta bir genel seçim havasına girmek suretiyle sanki ülkeyi yöneteceklerini zanneden zavallılar… Birileri kendilerince, ‘yerel iktidar’ ‘merkezi iktidar’ diye Türkiye’de ikili bir yapı ihdas etmeye çalışıyor. Bu tarz söylemler, ‘demlendikleri’ ittifak ortaklarına diyet borcu ödeme hamleleri değilse, ham bir hayalden ibarettir.”
“TÜRKİYE’YE DAHA İYİ HİZMET EDEBİLMEK ADINA NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPMANIN DERDİNDEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “81 ilimizde tek bir iktidar vardır, o da 14-28 Mayıs seçimleriyle milletin ülkeyi yönetme vazifesi verdiği Cumhurbaşkanı ve kabinesidir. Dün, 16’ncı toplantısını yaptığımız kabinemiz de görevinin başındadır. Sapla samanı karıştırmaya çalışanları, daha fazla vakit kaybetmeden bu gerçekle yüzleşmeye davet ediyorum. Siyasetin ve ülkenin gündeminin içi boş tartışmalarla meşgul edilmesini doğru bulmuyoruz. Biz Türkiye’ye ve milletimize daha iyi hizmet edebilmek adına ne yapılması gerekiyorsa onu yapmanın derdindeyiz” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasinin “öncelikle halkın iradesini kabullenmek, milletin takdirine boyun eğmek, milletin tercihiyle zıtlaşmamak” olduğunun altını çizmek istediğini dile getirerek, şunları söyledi: “Muhalefet gibi rakamları eğip bükerek, tabir yerindeyse kırk dereden su getirerek analizler kasmak bize yakışmaz. Milletin sandıkta verdiği mesajları herkesten önce bizim doğru okumamız, tüm boyutlarıyla objektif olarak bizim değerlendirmemiz gerekiyor. Hiçbir komplekse kapılmadan bu muhasebeyi yapmak, gerektiğinde canı pahasına bizim yanımızda duran aziz milletimize karşı görevimizdir. Şurası tartışmasız bir gerçektir ki; milletimiz, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir öz eleştiri yapmamızı istemiştir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. AK Parti olarak biz de bu tablonun çok iyi farkındayız. Milletimizin mesajlarını baş tacı ederken, sadece bununla kalmayacak, bu mesajların gereğini de mutlaka yerine getireceğiz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin ayırıcı vasfının kendi doğru ve yanlışlarını analiz edebilen, kendi yaptıklarını ve yapamadıklarını doğru değerlendirebilen bir parti olması olduğunu söyledi.
“DAHA GÜÇLENMİŞ BİR ŞEKİLDE YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ”
“Milletin talepleri ve tenkitleri doğrultusunda kendi bünyemizde gerekli değişimi gerçekleştirecek, daha da güçlenmiş bir şekilde yolumuza devam edeceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimize çok daha sıkı sarılacağız” ifadesini kullandı.
Lügatlarında böbürlenme olmadığını, millete tepeden bakmadıklarını, milletle aralarına duvarlar örmediklerini ve mesafe koymadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Her zaman söylüyorum, biz bu milletin ta kendisiyiz. Biz, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve unvan dağıtmak için de yapmıyoruz. Hangi konumda olursak olalım hepimiz, bu makamlarda milletimize ve Türkiye’ye aşkla hizmet etmek için bulunuyoruz. Bu konuda oluşan zafiyetleri süratle gidermek boynumuzun borcudur. Bakılmadık, incelenmedik, üstü açılmadık hiçbir nokta bırakmadan, muhasebe ve murakabe sürecimizi neticelendireceğiz. Bize destek olanlarla birlikte sandığa gitmeyenlerin, gidip farklı tercihte bulunan vatandaşlarımızın da mesajlarını, en doğru biçimde okuyacak, değerlendirecek, gelecek dönemdeki yol haritamızı belirlerken bunlardan muhakkak istifade edeceğiz. Ama bu süreci, partimizin geleneklerine, hareketimizin kurucu esaslarına ve davamızın prensiplerine uygun şekilde yöneteceğiz. Partimizin tökezlemesini bekleyen rakiplerimizi asla sevindirmeyeceğiz. Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğiz. Başarımızı başarımız, üzüntümüzü üzüntümüz gören dünyanın dört bir yanındaki mazlumları hayal kırıklığına asla uğratmayacağız.”
“ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ YENİ BİR ŞAHLANIŞIN DÖNÜM NOKTASI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Büyük bir davanın temsilcileri olduğumuzun şuuruyla önümüzdeki dönemi yeni bir şahlanışın dönüm noktası hâline getireceğiz. Kim ne derse desin, AK Parti, bu ülkenin, bu milletin partisi olmayı, kendi insanımızla birlikte gönül coğrafyamızdaki yüz milyonların umudu olmayı sürdürecektir. Allah’ın izni, aziz milletimizin takdiriyle daha nice yıllar boyunca Türkiye için çalışmaya, eser ve hizmet üretmeye, evlatlarımızın hayallerini gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir yol ve dava arkadaşımın, partimize gönül veren hiçbir teşkilat mensubumuzun şüphe duymamasını istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti’yi değerlendirirken, nereden geldiğini ve hangi istikamete ilerlediğini bir an olsun akıllarından çıkarmayacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kutlu bir hareket, uzun bir yürüyüş, sabırlı bir mücadelenin 14 Ağustos 2001’de AK Parti olarak göründüğünü dile getirdi.
“HİÇBİR ZAMAN UMUDUMUZU YİTİRMEDİK, SABRIMIZI KAYBETMEDİK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Biz nevzuhur bir hareket değiliz. Biz partilerden bir parti değiliz. Biz bugünlere bir anda gelmedik. Bu hareketin, bu partinin temelinde, ismi bilinen ya da bilinmeyen yüzlerce, binlerce fedakârın, cefakârın, kahramanın emeği var, alın teri var. Biz dikensiz bir gül bahçesinde de yürümedik, yürümüyoruz. Bu geldiğimiz noktaya düşe kalka geldik. Biz bu noktaya yenilgi yenilgi büyüyerek geldik. Baskılar gördük, zulümlere maruz kaldık, işkencelerden geçtik, hapislerde yattık, darbeler yedik; partilerimiz kapatıldı, yasaklandık, kovulduk, ötelendik, haksızlığa, hukuksuzluğa, zorbalığa uğradık; ancak hiçbir zaman umudumuzu yitirmedik, sabrımızı kaybetmedik, asla ve asla yılgınlığa kapılmadık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “’İman varsa imkân var’ dedik, ‘Allah büyüktür’ dedik, en hüzünlü anlarımızda, ‘Allah’ın yardımı yakındır’ dedik, her seferinde düştüğümüz yerden doğrulduk, kalktık ve yolumuza kararlılıkla devam ettik. Şimdi bakıyorum, AK Parti’nin son yerel seçimde aldığı oy oranları üzerinden bir taraf sevinç çığlıkları atıyor, bir taraf olumsuz, karamsar bir tablo çiziyor. Teşkilatlarımızın moralini bozmaya yönelik bir kampanya yürütülüyor. Şunu çok net ifade etmek isterim, bunlar, AK Parti’nin nasıl bir parti olduğunu anlamamışlar. Bunlar, nereden nasıl geldiğimizi, nereye yürüdüğümüzü anlamamışlar. Bu hareketin, kökleri çok derinde ve ufku çok geniş bir hareket olduğunu kavrayamamışlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üye sayısı itibarıyla Türkiye’nin en büyük partisi olduklarına, her anlamda muazzam bilgi birikimine ve tecrübeye sahip olduklarına dikkati çekerek, “Şunu herkes görsün ve bilsin; biz ‘bitti’ demeden hiçbir şey bitmez. Biz bu ülkenin en dinamik partisiyiz. Heyecanımız ilk günkü gibi dipdiri. Biz seçmenin mesajını okuruz, doğru okuruz, gerekeni yaparız, arızaları düzeltir, eksikleri giderir, tekrar yola koyuluruz” diye konuştu.
“Kimse sevinmesin, kimse umutlanmasın, kimse farklı hevesler peşinde koşmasın. Biz buradayız, sapasağlam, dimdik, en güçlü hâlimizle, elhamdülillah, ayaktayız” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şunun da altını özellikle çiziyorum; bu seçim sonuçlarını bir fırsat bilerek, AK Parti’yi yıpratmaya, AK Parti’nin dengelerini bozmaya kalkışanları da gayet iyi görüyoruz, biliyoruz. Eleştiri ve öz eleştiri tamam ama AK Parti’yi, özellikle de fedakârlık abidesi olan AK Parti teşkilatını, eleştiri ya da öz eleştiri maskesi altında hırpalamaya kalkışanlara da asla müsaade etmeyiz. Medyadan, sosyal medyadan, televizyon ekranlarından AK Parti’ye ayar vermeye çalışanlara kesinlikle rıza göstermeyiz.”
Milletin dışında hiç kimsenin yönlendirmesine ihtiyaçları olmadığını; partinin ilgili kurullarının her türlü detayı değerlendirdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradan muhalefete de ekmek çıkmaz; AK Parti üzerinden kendilerine şahsi ikbal devşirme emelleri olanlara da ekmek çıkmaz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bakanların, milletvekillerinin, tüm teşkilat üyelerinin bugünden itibaren hep birlikte halkın içine gireceklerini, başları dik, öz güvenleri yüksek, umutları tam bir biçimde millete hizmeti sürdüreceklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Başkaları ne yaparsa yapsın, biz işimize bakacağız, önümüze bakacağız, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu nasıl gerçekleştiririz, buna bakacağız” diye konuştu.
“Menzile kilitlenmiş ok misali hedeflerimize odaklanacağız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çok açık söylüyorum; bu harekette şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz. Aynı zamanda bu harekette yeise, umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket, korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, ‘nerede kalmıştık’ der ve kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü bir şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan sadece 10 ay önce, 28 Mayıs’ta milletimiz bize yetki verdi. Önümüzdeki dört yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız” diye konuştu.
Milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki dört yıl içinde enflasyonla mücadelemizi, inşallah, zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceklerini, içerde ve dışarda Türkiye’nin, milletin güvenliğini daha korunaklı hâle getireceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi, bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz” dedi.
“İSRAİL, İNSANLIK TARİHİNE ŞİMDİDEN UTANÇLA YAZILMIŞ BİR KATLİAM YÜRÜTÜYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim’den bu yana, hem Gazze’de hem Batı Şeria’da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, Batı’dan aldığı koşulsuz destekle, büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi, seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden, şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların, üzülerek söylemeliyim ki, bazı çevrelerde karşılık bulduğunu, hatta bize karşı kullanıldığını da gördük. Birileri, yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükûmetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri hâlde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim. Bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse, ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz, birileri gibi Filistin’in yerini, Gazze’de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim’de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin’i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, diğer birçok ilkenin yanında, Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir.”
“EN ZOR ZAMANLARINDA FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDA OLDUK”
Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareket ve kadro olduklarının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyleri dertleşeceğiz, konuşacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, 12 Eylül darbesi, Konya’daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi, Sincan’daki Kudüs Gecesi’nin ardından geldi. Unutmayın, MİT’e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, siyonizmin uşağı, vatan haini FETÖ tarafından, bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 yıl önce hiç kimse cesaret edemezken, şu anda sözde partileri olanlar da dahil, Davos’ta katillerin yüzüne açık yüreklikle “one minute” dediklerini hatırlatarak, “Dünyada hiç kimse konuşamazken, biz çıktık ‘Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur’ dedik. Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail’in Filistin’in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk. En zor zamanlarında Filistinli kardeşlerimizin her bakımdan yanında olduk. Elimizdeki tüm imkânları Filistin için, Gazzeli mazlumlar için seferber ettik” diye konuştu.
“FİLİSTİN’İN BAĞIMSIZLIK MÜCADELESİNİ HER ŞARTTA, HER KOŞULDA CESARETLE SAVUNACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Burada çok açık ve net söylüyorum: Millî Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayımilliye ne ise Hamas da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Böyle bir dönemde hakkı ve hakikati haykırmanın zor olduğunu biliyoruz. Ama bütün dünya bilsin, anlasın, idrak etsin: Ne suikast girişimlerine ne darbe girişimlerinize ne ekonomik saldırılarınıza ne de algı operasyonlarınıza boyun eğeceğiz. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi, Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim, devam edeceğiz. 14 bin çocuğu öldürdüler, 14 bin çocuk… Bunlar Hitler’i çoktan geçtiler. 14 bin masum çocuğun ölümünü görmeyip, ‘Hamas terör örgütüdür’ diyerek İsrail’in gözüne girmeye, İsrail’e yaranmaya çalışanlara inat, biz Filistin’in bağımsızlık mücadelesini her şartta, her koşulda cesaretle savunacağız. Kardeşlerim şunu unutmayın; biz sırtımızda yumurta küfesi taşıyoruz, biz devlet yönetiyor, 85 milyonun emanetini taşıyoruz. Bazı adımlarımız görünmüyor olabilir. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz. Ancak çıkıp da bizim Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar, er ya da geç mahcup olacaklar, rezil olacak, tarih önünde nasıl bir haksızlık yaptıklarını göreceklerdir.”
“Gazze’yi, tüm Filistin’i, Filistin’in şanlı istiklal direnişini gönülden selamlıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim’den beri şehit düşen Filistin’in kahraman evlatlarını rahmetle yâd etti, yaralılara acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye saldırısı sonrasında Türkiye’nin ortaya koyduğu çabaları, yürütülen diplomasi trafiğini ve Gazze’ye yapılan yardımları anlatan bir video izletti.
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı vefatının 31. yılında minnetle, şükranla, özlemle yâd ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rahmetli Özal’ın ‘çağ atlayan Türkiye’ diyerek açtığı yoldan giderek, ülkemize ve milletimize tarihi başarıları yaşatmanın gururunu yaşıyoruz. Rabb’im kendisini cennetiyle, cemaliyle müşerref eylesin diyorum” ifadelerini kullandı.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Size daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çerezleri kullanıyoruz. Çerezler Hakkında Aydınlatma Metni için tıklayınız. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, Gizlilik ve Çerez Politikamızı kabul etmiş olursunuz.
Gerekli cookie, sayfa gezinmesi ve web sitesinin güvenli alanlarına erişim gibi temel işlevleri etkinleştirerek bir web sitesi kullanıma yardımcı olur. Web sitesi bu cookie olmadan düzgün çalışamaz.
Tercih cookies, bir web sitesinin, tercih ettiğiniz diliniz veya bulunduğunuz bölgeniz gibi, web sitesinin davrandığını veya görünüşünü değiştiren bilgileri hatırlamasını sağlar.
İstatistik
İstatistik cookies, web sitesi sahiplerinin anonim olarak bilgi toplayıp bildirerek ziyaretçilerin web siteleriyle nasıl etkileşimde bulunduğunu anlamalarına yardımcı olabilir.
Pazarlama
Pazarlama cookies, ziyaretçileri web sitelerinde izlemek için kullanılır. Amaç, bireysel kullanıcıya ilgi çekici ve böylece yayıncılar ve üçüncü taraf reklamverenler için daha değerli olan reklamları görüntülemektir.
Sınıflandırılmamış
Sınıflandırılmamış cookies, bireysel kurabiye sağlayıcıları ile birlikte sınıflandırma sürecinde olduğumuz cookies.